Tasarım Bienali'nin Zihni Sinir projeleri
20 Ekim 2012 - 06:10Emre Arolat ve Joseph Grima'nın küratörlüğünü yaptığı Tasarım Bienali'nde pek çok proje dikkat çekici
YASEMİN BAY
İstanbul Tasarım Bienali, birbirinden ilginç projelere ev sahipliği yapıyor. “Kusurluluk” temasıyla düzenlenen bienalin iki küratörü; Emre Arolat ve Joseph Grima’nın hazırladıkları iki ayrı sergiyi gezdik. Öne çıkan, dikkat çeken projeleri bir araya getirdik.
Giysi değiş tokuşu
* Emre Arolat’ın İstanbul Modern’de yer alan “Musibet” başlıklı sergisinin girişinde “Giysi Takası” gözümüze çarpıyor. Her pazar insanlar giysilerini getirebiliyor buraya ve getirdikleri sayıda giysi alabiliyor. Yani giysi değiş tokuşu söz konusu. Bienal sonunda kalan giysiler de okullara bağışlanacak.
* İlerlediğimizde bu kez Bahar Korçan’ın çalışmasını görüyoruz. Korçan 8 yıl önce Galata’daki Serdar-ı Ekrem sokağına taşıdı atölyesini. Zamanla bu sokak da ‘kentsel dönüşüm’e maruz kaldı; artık çok pahalı bir yer. Tüm bu değişimi kayıt altına alıyor Korçan çalışmasında. Kıyafetlerin üzerine yansıtılan videolarda mahallelinin bu değişimle ilgili görüşlerini dinliyorsunuz.
Şehri doğru algılamak için
* Ceren Balkır’ın çalışması da ilginç. Çalışma tavandan aşağıya doğru sarkan, karman çorman şekillerden oluşuyor. Girişteki yükseltinin üstünde yer alan sarı noktaya çenenizi dayadığınızda ve sol gözünüzü kapattığınızda bu karman çorman şekiller birden değişiveriyor: Karşınıza İstanbul’un silüeti çıkıyor. Yani şehri doğru algılayabileceğiniz tek bir nokta var!
Ali Ağaoğlu'nun merak ettiği proje
* Pattu Mimarlık grubunun işinde karanlık bir odada karşınızda üç boyutlu bir kent manzarası var; yerde de üzerine basılacak yuvarlak paneller. Bu yuvarlakların kiminde turist, kiminde TOKİ, kiminde star mimar, kimindeyse politikacı yazıyor. Eğer star mimar yazılı yuvarlağa basarsanız kentteki binalar paldır kütür yıkılıyor ve yerinde büyük sloganlara sahip dev inşaat projeleri bitiveriyor. Yeşil yuvarlağa bastığınızda her yer yeşilleniyor. Sergi alanında önümüzdeki günlerde Ali Ağaoğlu’nun özellikle bu işi görmek için sergiyi gezeceği konuşuluyor.
4 tonluk İstanbul maketi
* Galata Özel Rum İlköğretim Okulu’nda ise Joseph Grima’nın “Adhokrasi” başlıklı sergisi yer alıyor. Sergi alanına girdiğinizde tavana bakmanızı tavsiye ederiz. Çünkü 89 yaşındaki ünlü mimar Yona Friendman’ın dev İstanbul maketi ile karşılaşacaksınız. 140 metrekarelik bir alana yerleştirilmiş ve 4 ton ağırlığındaki bu İstanbul maketinde Friendman, kente dair öngörüsünü sunuyor.
* Sergide isterseniz kendi tasarımınızla şekil verceğiniz çikolatalar yapabilirsiniz. Bilgisayarda dilediğiniz tasarımı yapıyor ya da var olan tasarımlar üzerinde oynuyorsunuz. Sonra bu tasarımı 3G printer’a aktarıyorsunuz ve bu makine sizin tasarımınızı çikolataya dönüştürüp veriyor. Çalışmanın adı "Sokak Yiyeceği Yazıcısı".
Silahlardan yapılan müzik aletleri
* Bir diğer çalışma Meksika’dan geliyor. Meksika’da ölüm oranı çok yüksek olduğu için halka silahlarını teslim etmeleri için bir çağrı yapılıyor. Ve silahlarını teslim eden herkese market kuponu veriliyor. Teslim edilen silahların bir kısmıyla müzik aletleri yapılmış. İşte bu müzik aletleri sergileniyor “Adhokrasi”de.
Yer altından gelen grup
*Fransız Les UX topluluğu oldukça dikkat çekici. Bu topluluk kelimenin tam anlamıyla yer altında yaşıyor. Yaklaşık 100 kişiler ve kim oldukları bilinmiyor. Kentte, insanların yaşantısını rahatlatacak projeler yapıyorlar gizlice. Mesela Pantheon’da bulunan ve belediyenin bir türlü tamir etmeye yanaşmadığı saati tamir etmişler bir gece yarısı. Bu operasyonun videosunu sergi alanında, Les UX’ün yer altında kullandığı mobilyalara oturup izleyebilirsiniz.
YASEMİN BAY
İstanbul Tasarım Bienali, birbirinden ilginç projelere ev sahipliği yapıyor. “Kusurluluk” temasıyla düzenlenen bienalin iki küratörü; Emre Arolat ve Joseph Grima’nın hazırladıkları iki ayrı sergiyi gezdik. Öne çıkan, dikkat çeken projeleri bir araya getirdik.
Giysi değiş tokuşu
* Emre Arolat’ın İstanbul Modern’de yer alan “Musibet” başlıklı sergisinin girişinde “Giysi Takası” gözümüze çarpıyor. Her pazar insanlar giysilerini getirebiliyor buraya ve getirdikleri sayıda giysi alabiliyor. Yani giysi değiş tokuşu söz konusu. Bienal sonunda kalan giysiler de okullara bağışlanacak.
* İlerlediğimizde bu kez Bahar Korçan’ın çalışmasını görüyoruz. Korçan 8 yıl önce Galata’daki Serdar-ı Ekrem sokağına taşıdı atölyesini. Zamanla bu sokak da ‘kentsel dönüşüm’e maruz kaldı; artık çok pahalı bir yer. Tüm bu değişimi kayıt altına alıyor Korçan çalışmasında. Kıyafetlerin üzerine yansıtılan videolarda mahallelinin bu değişimle ilgili görüşlerini dinliyorsunuz.
Şehri doğru algılamak için
Fotoğraflar: Barış Can Karaman
* Ceren Balkır’ın çalışması da ilginç. Çalışma tavandan aşağıya doğru sarkan, karman çorman şekillerden oluşuyor. Girişteki yükseltinin üstünde yer alan sarı noktaya çenenizi dayadığınızda ve sol gözünüzü kapattığınızda bu karman çorman şekiller birden değişiveriyor: Karşınıza İstanbul’un silüeti çıkıyor. Yani şehri doğru algılayabileceğiniz tek bir nokta var!
Ali Ağaoğlu'nun merak ettiği proje
* Pattu Mimarlık grubunun işinde karanlık bir odada karşınızda üç boyutlu bir kent manzarası var; yerde de üzerine basılacak yuvarlak paneller. Bu yuvarlakların kiminde turist, kiminde TOKİ, kiminde star mimar, kimindeyse politikacı yazıyor. Eğer star mimar yazılı yuvarlağa basarsanız kentteki binalar paldır kütür yıkılıyor ve yerinde büyük sloganlara sahip dev inşaat projeleri bitiveriyor. Yeşil yuvarlağa bastığınızda her yer yeşilleniyor. Sergi alanında önümüzdeki günlerde Ali Ağaoğlu’nun özellikle bu işi görmek için sergiyi gezeceği konuşuluyor.
4 tonluk İstanbul maketi
* Galata Özel Rum İlköğretim Okulu’nda ise Joseph Grima’nın “Adhokrasi” başlıklı sergisi yer alıyor. Sergi alanına girdiğinizde tavana bakmanızı tavsiye ederiz. Çünkü 89 yaşındaki ünlü mimar Yona Friendman’ın dev İstanbul maketi ile karşılaşacaksınız. 140 metrekarelik bir alana yerleştirilmiş ve 4 ton ağırlığındaki bu İstanbul maketinde Friendman, kente dair öngörüsünü sunuyor.
* Sergide isterseniz kendi tasarımınızla şekil verceğiniz çikolatalar yapabilirsiniz. Bilgisayarda dilediğiniz tasarımı yapıyor ya da var olan tasarımlar üzerinde oynuyorsunuz. Sonra bu tasarımı 3G printer’a aktarıyorsunuz ve bu makine sizin tasarımınızı çikolataya dönüştürüp veriyor. Çalışmanın adı "Sokak Yiyeceği Yazıcısı".
Silahlardan yapılan müzik aletleri
* Bir diğer çalışma Meksika’dan geliyor. Meksika’da ölüm oranı çok yüksek olduğu için halka silahlarını teslim etmeleri için bir çağrı yapılıyor. Ve silahlarını teslim eden herkese market kuponu veriliyor. Teslim edilen silahların bir kısmıyla müzik aletleri yapılmış. İşte bu müzik aletleri sergileniyor “Adhokrasi”de.
Yer altından gelen grup
*Fransız Les UX topluluğu oldukça dikkat çekici. Bu topluluk kelimenin tam anlamıyla yer altında yaşıyor. Yaklaşık 100 kişiler ve kim oldukları bilinmiyor. Kentte, insanların yaşantısını rahatlatacak projeler yapıyorlar gizlice. Mesela Pantheon’da bulunan ve belediyenin bir türlü tamir etmeye yanaşmadığı saati tamir etmişler bir gece yarısı. Bu operasyonun videosunu sergi alanında, Les UX’ün yer altında kullandığı mobilyalara oturup izleyebilirsiniz.