"Ben bir kamyon şoförüyüm, her fabrikadan mal alır, taşırdık ama Sakıp Ağa'nın fabrikasına giden, oradan karnını doyurup çıkardı"... Bu sözler 10 yıl önce vefat eden Sakıp Sabancı anısına Adana ve Kayseri'de yapılan sokak röportajlarından oluşan bir filmden. Sokaktan geçen birine sorulduğunda Sakıp Sabancı'nın elinin ona nasıl değdiğinin de ispatı.

 

Dün, Sakıp Sabancı Müzesi'nde gerçekleştirilen basın toplantısı bu filmin gösterimiyle başladı. Toplantıda Sakıp Sabancı'nın günümüze bıraktıkları üzerine, vefatının 10. yılında, onu anmak adına Sabancı Ailesi'nin siparişiyle Kutluğ Ataman'ın 2011'den bu yana hazırladığı 'Sakıp Sabancı' adlı eser basına gösterildi. Eser, bugünden itibaren Sakıp Sabancı Müzesi'nde görülebilecek. Sakıp Sabancı’nın yenilikçi, paylaşımcı, sıcak kişiliğini anlatmayı amaçlayan eser, onun 'insan' olgusuna verdiği önemi ve insanlara duyduğu sevgi ve saygıyı vurguluyor. Bu kapsamda eserde Sakıp Sabancı'nın elinin değdiği 30 bin insanın vesikalık fotoğrafları sergileniyor.

 

 

Sakıp Sabancı’nın, yaşamı boyunca sürdürdüğü duyarlılığından ilham alan eser için dün Sabancı Müzesi'nde düzenlenen basın toplantısına katılan Güler Sabancı eserin Sakıp Sabancı'nın insana verdiği önemi yansıttığını söyledi: "Sakıp Bey'in en büyük özelliği insanlara dokunması, insanlığa önem vermesi, hiç ayrım gözetmemesiydi. Olağanüstü bir enerjisi vardı ve bu enerjiyi herkese bulaştırırdı. Herkesle konuşurken gözünün içine bakar ve herkesi önemserdi. Üç sene önce bu eser için yola çıktığımızda ilk başta bir film yapmayı düşündük. Daha sonra aklımıza Kutluğ Ataman geldi. 'Sakıp Bey'in enerjisini, insanlara dokunmasını, insanları kucaklamasını yansıtan bir eser aynı zamanda Sakıp Bey'i de yansıtır,' dedik."

 

Müze müdürü Nazan Ölçer de, Kutluğ Ataman'la pek çok kez yollarının kesiştiğini belirterek, "Neden Kutluğ derseniz, 'Kim yapabilirdi ki başka?' derim. Ataman'la daha önce yollarımız kesişti, koleksiyonumuzda onun 'Mezopotamya Dramaturjileri'nden 5 No'lu 'Su' adlı eseri de var. Kutluğ'u bizim teleplerimizle ve ailenin istekleriyle başbaşa bıraktık. Bu eserin çağdaşlığı, geleceğe bakışı da vurgulaması gerekiyordu, bunu amaçladık," dedi.

 

 

Eseri üç yıllık bir süreçte hazırlayan Kutluğ Ataman ise "Hiçbir lider tekbaşına lider olamaz mutlaka başka insanları örgütleyebilmesi gerekir diye düşünüyorum. Zaten bu yüzden lider oluyorsunuz. Bu yüzden ben lideri lider yapan insanlara işaret etmek istedim. Sabancı'nın dokunduğu her insandan, onunla çalışan herkesten ya da vakıflarında okumuş öğrencilerden esere yetecek kadar vesikalık isteyelim dedik. İnsanlar gönüllülük çerçevesinde göndersinler istedik. 30 bin civarında vesikalık geldi. Şimdiye dek hiç yapılmamış bir işti," diyerek eseri anlattı.

 

Eser, S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi’nin ardından, Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi’nde izleyicilerle buluşacak. Sergileneceği mekânlarda binanın mimari özelliklerine göre yeniden tasarlanacak çalışmanın, Türkiye’den sonra dünyanın önde gelen müzelerinde de sergilenmesi planlanıyor.

 

 

 

 

Yaklaşık 2 ton ağırlığındaki, tavana yerleştirilmiş eserde 9216 ekranda rastgele bir sırayla vesikalık fotoğraflar sergileniyor. Teknik altyapısı Larves Artware Solutions tarafından 3 yılda tamamlanan eser, dünyadaki en büyük video işleri arasında yer alıyor. Proje, sürücü kartı, haberleşme kartı ve kontrol/yönetim yazılımlarından oluşuyor. Eser; yan yana ve alt alta 64’lü setlerden oluşan, 144 modül halinde bağlanan, binlerce LCD ekrandan meydana geliyor.