Cambridgeshire’daki dünyaca ünlü Hamilton Kerr Enstitüsü’nde yapılan sekiz aylık araştırmanın sonunda orijinalliği kanıtlanan bu otoportre, National Trust’ın 13 bin 500 resimden oluşan koleksiyonunun ilk Rembrandt tablosu olarak yerini aldı.

Rembrandt’ın 1635 yılında resmettiği portrenin otantikliğiyle ilgili şüpheler 1968 yılında Rembrandt uzmanı Horst Gerson ve Rembrandt Research Project tarafından ortaya atılmıştı. O dönemde, resmin bazı bölümlerinin Hollandalı ressamın elinden çıkmış olamayacağını, tarihle resmin tarzının birbiriyle uyuşmadığını ve tablo tipinin alışılmışın dışında olduğu ileri sürülmüştü.

Uzmanlardan Ernst van de Wetering’in önerisiyle bilimsel tahlili yapılan resim, x-ray ve pigment analizi gibi yöntemlerle incelendi.

Enstitü çalışanlarından Christine Slottvedd Kimbriel, “Çok sonradan eklenen eskimiş ve sararmış cila katlarının dikkatlice temizlenip çıkarılmasıyla, altındaki orijinal renkler ve resim tarzı ortaya çıktı,” diye konuştu.

National Trust’ın Resim ve Heykel Küratörü David Taylor da cilanın çıkarılmasının kendisini resmin orijinal Rembrandt olduğuna ikna ettiğini, “Bu resmin Rembrandt’a ait olup olmadığı tartışması on yıllardır devam ediyordu. Benim için esas olay tablonun temizlenmesi oldu. Cila o kadar sarıydı ki, portrenin ne kadar güzel resmedildiğini görmek zordu. Şimdi tonlar farkediliyor ve boyanın nasıl kullanıldığını görebiliyorsunuz, bir Rembrandt tablosu olarak takdir etmek artık çok daha kolay” diyerek dile getirdi.

Analiz süreci tamamlandıktan sonra, tablo Buckland’daki National Trust’a geri döndü. Tabloya otuz milyon sterlin değer biçiliyor, fakat National Trust elindeki bütün parçalarla kamu yararına ilgileniyor, bu yüzden satılması mümkün olmayacak.

Otoportre 13 Haziran’dan itibaren “Rembrandt Revealed” sergisiyle Buckland Abbey’de sergilenecek.