Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Plastik Sanatlar » Japonya'daki Trienal'de bir Türkiyeli

Japonya'daki Trienal'de bir Türkiyeli

Japonya'daki Trienal'de bir Türkiyeli12 Ağustos 2015 - 10:08
Aichi Trienali'nde çalışan küratörlerden Zeynep Öz ile 2016'da gerçekleşecek etkinliğin hazırlıklarını ve Uzakdoğu'da sanatı konuştuk
FİSUN YALÇINKAYA
 
Japonya’nın önemli ve geniş kapsamlı sanat etkinliklerinden biri olan Aichi Trienali her üç yılda bir çok sayıda sanatçıyla sanatseverleri buluşturuyor. İlk kez 2010’da, daha sonra 2013’te düzenlenen trienal, 2016 sonbaharında üçüncü kez düzenlenecek. Trienaldeki sergilerden birinde de Türkiye’den bir küratör yer alacak: Zeynep Öz. Genç küratör Zeynep Öz’le Uzakdoğu’da sanatı ve trienal hazırlıklarını konuştuk.
 
Biraz bu trienalden bahsedebilir misiniz?
 
Japonya’da görünür olan iki tane önemli trienal var. Biri Yokoama Trienali diğeri de Aichi Trienali. Aichi’nin özelliği bir eyalette düzenlenmesi, o yüzden geniş kapsamlı. Trienal, üç şehre yayılıyor hatta yedi şehirde de paralel etkinlikler yapmayı planlıyorlar. Opera, film, dans gibi birçok programı var. Bir sanat yönetmeni var o hepsini bir araya getiren kişi. Bir de onların içinde sergiler kısmı var. Ben bu kısımdayım ve küratörlük üstleniyorum. Brezilya’dan bir eş küratörle, Daniela Castro, birlikte çalışıyoruz.
 
Siz bu büyük etkinlik içinde ayrı bir bölüm mü hazırlayacaksınız?
 
Biraz ucu açık olarak ikimiz de birbirimize önerilerimizi verdik. Başından beri Skype üzerinden iki haftada bir düzenli konuşmalar yapıyoruz. Yani ortak bir sergi yapacağız. Ben yaklaşık 15 projeden sorumlu olacağım.
 
Bu etkinliğe katılımınız ne açıdan önemli?
 
Bir projeye başlarken, niye çağırıldığımı ve bağlamını mutlaka sorguluyorum. Burada da Brezilyalı eş-küratörümle birlikte bizden beklentilerini sormuştuk, “Hem kaliteli olmasını, hem de izleyiciyle iletişim içine girebilmesini istiyoruz,” dediler. Bunun dışında Japonya’nın şu zamanlarda jeopolitik olarak durumunu kavrayıp, atıfta bulunmak önemli diye düşünüyorum. Tabii, bir de Sao Paulo ve İstanbul gibi ortak koşulları olan iki şehirden gelen iki küratör olarak Daniela ile diyaloğumuzu önemsiyorum.
 
Bu yılki tema ne olacak?
 
“Homo Faber: A Rainbow Caravan”. Bu yılın sanat direktörü Japonya’nın antropoloji ve felsefede öne çıkan isimlerinden bir tanesi, Chihiro Minato. Onun verdiği bir başlık. Genel olarak bilinmeyene doğru giden yolculukta önümüze çıkanların neler olduğunu soruyor.
 
Nagoya Şehir Müzesi, Trienal alanlarından biri.
 
Sizin serginiz nerede olacak?
 
Seçtiğimiz projeler Nagoya’da iki müzede yerleştirilecek. Biri Aichi Arts Center diğeri Nagoya Şehir Müzesi. İki üç tane proje de bizdeki İMÇ gibi bir bölgede olacak. İkinci ve üçüncü şehirler ise Okazaki City ve Toyohashi City. Okazaki daha çok geleneksel, eski Japonya karakteriyle biliniyor, Toyohashi ise yoğunlukla fabrikalardan oluşan bir sanayi kenti. Burada artık kullanılmayan fabrikaları kullanacağız.
 
Türkiye’den sanatçılar olmasını planlıyor musunuz?
 
Kesinlikle. Son beş yıldır içinde çalıştığım ve beslendiğim iki ortam İstanbul ve Beyrut olduğu için özellikle bu iki şehirden sanatçılarla yoğunlukla çalışmayı istiyorum. Trienalin olanaklarıyla göstereceğimiz işlerin yarısı yeni üretilmiş olacak, bu bağlamda Türkiye’den de bazı sanatçılarla daha büyük ölçekte projeler üzerine çalışabilmeyi umuyorum.