Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Plastik Sanatlar » İstanbul Olmadan Boğaziçi De Olmaz

İstanbul Olmadan Boğaziçi De Olmaz

İstanbul Olmadan Boğaziçi De Olmaz15 Haziran 2016 - 10:06 | Halil Paşa (1852-1939)Bostancı Deniz Hamamı,1913
Sabancı Müzesi'nin ev sahipliğini yapacağı 'Boğaziçi Buluşmaları' başlıklı dizi bugün başlıyor. Serinin ilki bugün Sinan Genim'in konferansı ile başlayacak, serinin devamı ise eylülde yapılacak

FİSUN YALÇINKAYA

Boğaziçi hakkında, Boğaziçi’ni her yönüyle ele alacak bir konferans dizisi başlıyor. Sabancı Müzesi’nin ev sahipliği etmeye hazırlandığı Boğaziçi Buluşmaları başlıklı dizi 15 Haziran  2016’dan Haziran 2017’ye kadar bir sene sürecek  . Her ay bir kere düzenlenecek olan konferanslar kapsamında Boğaziçi’nin sahillerinden, dini yapılarına Boğaziçi’nde müzik, edebiyat ve resimden Boğaziçi’nin koruları ve ağaçlarına kadar birçok konu ele alınacak. Konferans serisinin ilki 15 Haziran Çarşamba günü Dr.M.Sinan Genim’in ‘İstanbul Hikâyesi’ başlıklı konferansı ile başlayacak. Konferans, 14:30- 16:30 saatleri arasında gerçekleştirilecek. Konferans serisi eylülde devam edecek. Konferans serisiyle ilgili olarak Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer ve Sinan Genim’le konuştuk. 

 
Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer
Öncelikle Boğaziçi üzerine böyle bir etkinlik için çıkış noktanız ne oldu? 
Elbette özellikle Sakıp Sabancı Müzesi’nin Boğaziçi’nin en güzel köylerinden biri olan Emirgan’daki konumu. Her zaman aklımda Boğaziçi ile ilgili kapsamlı bir proje yapmak vardı. Müzenin Boğaz’daki konumu nedeniyle, bu projeyi gerçekleştirmek SSM’nin görevi diye düşünüyordum. Öte yandan 2012’deki kuruluşumuzun 10. yılı vesilesiyle, 300 parçalık bir arşiv satın almıştık. Baltalimanı ile İstinye Koyu arasındaki bölgeye ait, 19. yüzyıl ile 20. yüzyıl ortası arasına tarihlenen, çeşitli arşiv belgesi geçti elimize. Arşivi çalıştıkça, Osmanlıca, Fransızca, Rumca ve Ermenice belgelerin tercümeleri tamamlandıkça, kendimizi mahallenin geçmişine gidip dönerken bulduk. İstanbul’da ve özellikle Boğaziçi’nde yaşayan, çalışan, günlük ziyaretler yapan herkes, kentin ve Boğaz köylerinin geçmişini bilmek ister diye düşünüyoruz.
 
Bu konuşma dizisi içinde ne gibi konular ele alınacak? Nelere dikkat çekilecek?
İlk konuşma, programa bir giriş niteliğinde olacak. Yüksek Mimar Dr. M. Sinan Genim, prehistoryadan bugüne İstanbul’u ve kentin yaşadığı değişimi anlatacak bize. Biliyorsunuz, Sinan Genim, 4 cilt halinde yayınladığı kapsamlı fotoğraf albümleri ‘Konstantiniyye’den İstanbul’a’ ile bize emsalsiz bir belge yığını sundu. Eylül ayından itibaren ise, her ay farklı bir konuya odaklanacağız. 
Emirgan Çınaraltı Kahvesi, 1950'ler. SSM Emirgan Arşivi
Etkinlikte yer alacak isimlere örnek verebilir misiniz? 
Programı, İstanbul’u, özellikle de Boğaziçi’ni en iyi tanıyanların başında gelen kültür adamı Dr. M. Sinan Genim ile hazırlıyoruz. Üniversitelerimizin tarih, sanat tarihi, mimarlık bölümlerinden akademisyenleri konuk edeceğiz. Aralarında Prof. Dr. Zeynep İnankur, Prof. Dr. Tülay Artan, Prof. Dr. Baha Tanman, Dr. Büke Uras var. Elbette edebiyat söz konusu olunca Doğan Hızlan, alaturka müzik alanında Ersu Pekin bizimle birlikte olacak. Boğaziçi’nin köklü ailelerinden konuk konuşmacılarımızı ağırlayacağız.
 
Boğaziçi’nde geçen okurlarla paylaşabileceğiniz bir anınız var mıdır? Bizlerle paylaşır mısınız? 
Boğaziçi, çocukluğumun geçtiği yer. O yılların Yeniköy’ü tam bir yazlık semt karakteri taşıyordu, yıl boyu kalanlar sınırlıydı. Tek tük yalı sakini, Türk ve Rum balıkçılar ve ailelerinin, bazı esnafın yaşadığı sakin semt, yaza doğru hareketlenir, müzik sesleri ile canlanırdı. O günlerin sakinliğini anlatmak için, ilkokula bisikletle gittiğimi hatırlamak bile, geçirilen değişimi belki açıklıyor.
Sakıp Sabancı Müzesi'nden Boğaziçi, 2012. Fotoğraf: Cemal Emden
Sinan Genim: “İstanbul olmadan Boğaziçi de olmaz”
Konferans serisinin ilk etkinliğini yapacak olan Sinan Genim “Boğaziçi de her şeyden önce İstanbul’a bağlı. İstanbul olmasa Boğaziçi de olmazdı. Yenikapı Kazıları bütün İstanbul’un bilinen tarihini değiştirdi, diye biliniyor. Oysa 'Burada daha erken bir yerleşme var' diye doktoramda yazmıştım, tartışma konusu olmuştu. Şimdi herkes kabul ediyor, fakat bizim İstanbul’da yaşayan insanımız pek bilmez. Bunlardan bir başlayalım, Boğaziçi nasıl gelişmiş ona da bakalım, dedik. Yanlış şeyler de biliniyor, bunları da düzeltelim diye düşündük. Mesela, Suriçi’nin özellikleri, Galata yerleşkesi, Üsküdar, sonra Boğaz köyleri zaman içinde nasıl gelişmiş... Buraları kapsayan iki saate yakın bir konuşma yapacağım. Sonra da spesifik konular olacak. Boğaziçi’nin balıkları konuşulur belki, ama onu bilgiye çevirmek lazım,” diye belirtiyor. Genim konferansların amacının bilgi vererek şehirde farkındalığı artırmak olduğunu vurgulayarak, “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların sıkıntısını çekiyoruz. Gerçekleri görmeden bir şeyleri çözmek, bir şeyleri halletmek mümkün değil,” diyor.
 
Dr.M.Sinan Genim
 
 

(KonuKime: dicled@hotmail.co

(K