Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Plastik Sanatlar » İnsan olduğumuza emin miyiz?

İnsan olduğumuza emin miyiz?

İnsan olduğumuza emin miyiz?21 Ekim 2016 - 10:10 | İnsan vücudunu bir fabrika olarak betimleyen Çin halk sağlığı afişi (1933).
3. İstanbul Tasarım Bienali hepimizi temel bir soruyu yeniden düşünmeye davet ediyor: “İnsan nedir ve biz cidden insan olduğumuza emin miyiz?” Bienal insanlık tarihi ve insanlığın güncel sorunlarına tasarım üzerinden yeni bir okuma sunuyor
FİSUN YALÇINKAYA
 
Galata Rum İlköğretim Okulu’nda dün sabah, bienal küratörleri, İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, İstanbul Tasarım Bienali Direktörü Deniz Ova’nın katılımıyla düzenlenen bir basın toplantısıyla tanıtılan 3. İstanbul Tasarım Bienali, izleyicileri güçlü bir soruyla karşılıyor: “Biz İnsan Mıyız?: Türümüzün Tasarımı: 2 saniye, 2 gün, 2 yıl, 200 yıl, 200.000 yıl”. Soru basit ama aynı zamanda çok derin. İnsanlık tarihinin ilk günlerine kadar tarihsel olarak uzanıyor ve coğrafi bazda da tüm dünyayı kapsıyor. Bienal bu soruya insanlığın yaşamı, ülkeler arası sınırlar, doğayla kurulan ilişki, bedenin bugün taşıdığı anlamlar üzerinden tasarımla verilen yanıtları arıyor. Bu kapsamda bienalde tasarımcıların yanı sıra, tarihçiler, akademisyenler, sanatçılar, mühendisler ve koreograflardan çok fazla iz görmek mümkün. Maymunların insan hakları kazanmasından tutun da uzaya gönderilen uydu ve uzay araçlarının yarattığı uzaydaki çöplerden, dans ederken bedenin geçirdiği değişimden Yenikapı’daki arkeolojik kazılarda çıkarılan ayakkabı izlerine kadar, insanın tasarladığı ve izini bıraktığı pek çok durum ve obje bienalde ele alınıyor. Bienal sergileri Bedeni Tasarlamak, Gezegeni Tasarlamak, Yaşamı Tasarlamak ve Zamanı Tasarlamak adlı 4 farklı proje ‘küme’sinden oluşuyor.
 
Sergisiyle bienalde yer alacak William Forsythe'ın 'City of Abstracts' işi.
 
İşitme engellilere tur
 
Bienalin bu yılki küratörleri, Beatriz Colomina ve Mark Wigley basın toplantısında tasarımın zenginlik, refah ve mutlulukla dolu zamanlarda değil, bir arada yaşamanın zorlaştığı anlarda gerekli olduğunun altını çizdiler. "Tasarım güzel bir bardak üretmek için değil, insan olarak birlikte yaşayabilmek için var" diyen küratörler insan olmamızın tasarımla direkt olarak ilişkili olduğunu söyledi. Bienalde 6 kıtadan, 13 ülkeden gelen 250’nin üzerindeki katılımcının 70’in üzerinde projesi yer alıyor. Bienal sergileri beş mekâna yayılıyor. Bienal sergileri ücretsiz olarak Karaköy’deki Galata Özel Rum İlköğretim Okulu, Studio-X Istanbul, DEPO, bomontiada’da yer alan Alt Sanat Mekânı ve girişin müze biletiyle yapılacağı Sultanahmet’teki İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde gezilebilecek. Bienal süresince Galata Özel Rum İlköğretim Okulu ve Alt Sanat Mekanı’nda rehberli turlar da düzenlenecek. Bienalde bu yıl ilk defa işitme engellilere yönelik olarak işaret dili ile yapılacak rehberli turlar da gerçekleştirilecek. Ayrıca sergilerin açık olacağı dört hafta boyunca, üniversite öğrencileri cuma günleri bienal sergilerini Zorlu Holding sponsorluğunda, ücretsiz rehberli turla gezecek. 20 kişiyle sınırlı turlara katılım öğrenci kimliğiyle gerçekleştirilecek.
 
Expedition 32 ekip üyesi astronot Aki Hoshide'nin araç dışı faaliyet sırasında çektiği oto-portre (18 Eylül 2012).
 
Mahalleler yaratıcılığa davet ediliyor
 
İstanbul Tasarım Bienali, tasarıma farklı açılardan yaklaşan tasarım stüdyoları, mimarlar ve markaları, kendi mahallelerinde düzenlenecek etkinliklerle öne çıkarma hedefiyle bu sene ilk defa 'Yaratıcı Mahalleler' başlıklı bir etkinlik de hayata geçirdi. 'Yaratıcı Mahalleler' programı kapsamında Karaköy, Eminönü, Beyoğlu, TomTom Mahallesi, Nişantaşı, Akaretler, Beşiktaş, Şişli, Ortaköy, Levent, Etiler, Arnavutköy, Kuruçeşme, Sarıyer, Kadıköy ve Büyükada olmak üzere 16 mahallede 38 farklı marka farklı etkinliklerle 4 hafta boyunca kent sakinleriyle buluşacak.