İçi sanat dolu bir tarihi bina
23 Mart 2016 - 10:03Türkiye'de yüzyıl dönümünün en önemli mimarlarından Giulio Mongeri'nin tasarladığı tarihi Mongeri Binası'na taşınan Bozlu Art Project'in direktörü Oğuz Erten ile konuştuk
FİSUN YALÇINKAYA
İstanbul'un tarihi yapılarından biri olan Şişli'deki Mongeri Binası bundan böyle Bozlu Art Project Şişli olarak kültür sanat dünyasına hizmet verecek. Bu yeni kültür merkezinde farklı sanat dallarından sanat eserlerini bir araya getiren Bozlu koleksiyonundan seçkiler, sanat üzerine kitaplardan oluşan bir kütüphane ve sanatçıların atölyelerindeki palet, önlük gibi çalışma eşyalarının sergilendiği özel bir oda bulunuyor. Mekan ilerleyen zamanlarda çeşitli etkinliklere de ev sahipliği yapacak. Sanat mekanının direktörü Oğuz Erten'e merak edilenleri sorduk.
Öncelikle Mongeri Binası’nın öneminden bahseder misiniz?
Mongeri Binası, Cumhuriyet dönemi I. Ulusal Mimarlık Akımı’nın sivil mimariye yansıyan önemli örneklerinden biri. Sadıkoğlu Ailesi için yapılan konağın mimarı ise ünlü İtalyan mimar Giulio Mongeri. Mongeri, Güzel Sanatlar İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde yaklaşık 20 yıl boyunca sürdürdüğü görevinde, Sedat Hakkı Eldem ve Arif Hikmet Koyunoğlu gibi önemli mimarların hocalığını yapmış biri. St. Antuan Kilisesi, Karaköy Palas, Maçka Palas en bilinen eserlerinden sadece birkaçı. Mimar, yaptıran kişi ve dönemin üslubu gibi farklı yönlerden değerlendirildiğinde, Mongeri Binası’nın değerli sanat eserleri ile bütünleşen bir konsept ile sanatseverlere açılıyor olması, binanın tarihi ve ziyaretçiler açısından ayrı bir anlam kazanıyor. Bu kadar merkezi bir konumda bir anda şehir yaşamının kargaşasından kurtulup tarihi bir bina ve sanat eserleriyle baş başa kalmanın ziyaretçiler açısından eşsiz bir deneyim olduğunu gözlemliyoruz. Önümüzdeki sezondan itibaren Mongeri Binası’nın bazı odaları cep sergiler düzenlenecek odalara dönüşecek ve belli periyodlar halinde sergiler yapılacak. Ayrıca belli konulara odaklanmış tartışma, konferans, seminer, konuşma gibi faaliyetler gerçekleştirilecek. Sonrasında ortaya çıkan bilgileri yayın evimizden yıllık olarak yayınlamayı planlıyoruz.
Kütüphane kısmında ne gibi eserlere ağırlık veriliyor?
Mongeri Binası’nda yer alan bölümler içinde en çok önem verdiğimiz konulardan biri de kütüphane kısmı. Geçmişi iyi bir şekilde arşivleyemedikçe gelecekte yaratılacak olan eserlerin değerini de bilemeyiz diye düşünerek, sanat alanında 1870’li yıllarda yayımlanan ilk makale ve kitaplardan günümüze görsel sanatlar alanındaki tüm literatürü içeren bir kütüphane oluşturma hayalini kurduk ve iki yıldan buyana mümkün olduğu nispette kütüphaneyi alımlar ve bağışlarla büyütüyoruz. Şu an 10 bin yayına ulaşmış bulunuyoruz hedefimiz önümüzdeki beş yıl içinde 60 bin yayına ulaşmak.
Yayınevi nasıl işleyecek, ne gibi kitaplar çıkartacak?
Amacımız var olan katalog kitaplardan ziyade kuramsal yanı güçlü bir alt yapıyı ortaya koyan bilimsel yayını üretebilmek. Bu amaçla iki yıldan fazla bir zamandır üzerinde çalışılan, içinde bulunduğumuz Mongeri Binası’nın tarihi ve mimarı hakkında Özlem İnay Erten’in hazırladığı kitap birkaç ay içinde yayınlanmış olacak. Ardından Ahu Antmen’in Ali Teoman Germaner’in 'Aloşname’si üzerine yazmakta olduğu bir kitap çalışması var. Ayrıca Türk resminin usta isimlerinden Neş’e Erdok’un eserine odaklanan monografik bir kitap çalışması hazırlığı içindeyiz.
Fahrünnisa'nın paleti, Mübin'in fırçası
Sanatçıların eserlerini üretirken kullandıkları malzemelere yer verilen kısım çok ilgi çekiciydi. Bu kısımdan biraz bahsedebilir misiniz?
'Sanatçı Atölyeleri' ismini verdiğimiz bu bölüm Bozlu Art Project Nişantaşı’nın 2014 yılının aralık ayındaki 'Bağlantı' isimli açılış sergisinin konseptini oluşturuyordu. Bu sergide on yedi sanatçının eserleri ile atölyelerinde yapıt üretirken kullandıkları malzemeleri bir arada sergilemiştik. Bir sanat araştırma merkezi gibi çalıştığımız için sergi bizim araştırmacı yönümüzü göstermeyi de amaçlıyordu. Zaman içinde önemli isimleri bu koleksiyona ekledik. Şu an 60'a yakın örneği bir araya getirdik. Bu koleksiyon aralarında Fahrünnisa Zeyd’in paletinden, Mübin Orhon’un fırçalarına, Şevket Dağ’ın boya sandığından Mehmet Güleryüz’ün atölyede kullandığı gömleğine birçok farklı malzemeyi bir arada görme şansı veriyor.
Etiketler: Fisun Yalçınkaya Bozlu Art Project mongeri binası mongeri giulio mongeri fahrünnisa zeyd Mübin Orhon şevket dağ Mehmet Güleryüz