Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Plastik Sanatlar » Hirst'ün kelebeği İstanbul'da

Hirst'ün kelebeği İstanbul'da

Hirst'ün kelebeği İstanbul'da05 Ocak 2013 - 03:01 | Maya Portakal: "'Beautiful Windmill of hypnosis...' (2007), sergiye dahil etmeyi en çok istediğim eserdi."
Günümüzün en önemli sanatçılarından Damien Hirst’ün eserlerini İstanbul'a getiren Maya Portakal: “Burada çağdaş sanata olan ilgi yükseliyor. İstanbul’da zaten birkaç evde Damien Hirst var”
Portakal Sanat ve Kültür Evi, günümüz sanatının ‘dâhi’lerinden birine kapılarını açıyor: Damien Hirst. Küratörlüğünü Levent Çalıkoğlu’nun yaptığı “Damien Hirst-Spin Paintings” adlı sergide sanatçının 31 eseri yer alıyor. Sergide Hirst’ün en sevdiği ve en ünlü serilerinden biri olan “Spin Paintings”e ait işler ağırlıkta.

Ama yine sanatçının önemli serilerinden “Spot Paintings” ve “Pharmacy”den de örneklere yer verilmiş. Ayrıca sanatçının ‘ünlü’ pırlantalar, kelebekler ve neşterlerini bir araya getirdiği “No Humanity” ve “No Remorse”un da bu sergide yer aldığını belirtelim. Kısacası tümü satışa da sunulan bu eserler Daimen Hirst adıyla özdeşleşmiş işler. Damien Hirst sergisinin arkasındaki isim olan Maya Portakal ile bir araya geldik; hem 11-31 Ocak tarihleri arasında açık olacak sergiyi hem Hirst’ü konuştuk...

Neden özellikle Damien Hirst sergisi yapmak istediniz?

Bütün bu serüven 2004 yılında babamın (Raffi Portakal) Picasso, Dali, Lautrec’in de aralarında bulunduğu usta sanatçıların önemli eserlerini Türkiye’ye getirmesiyle başladı. Bu sergileri 2009 ve 2010’da tekrarladık. 2010’da “Warhol’dan Hirst’e” adlı bir sergi yaptık. O sergide Hirst’ün sadece bir eserini, dev bir kalbini sergiledik. 2010 itibariyle Damien Hirst sergisi üzerine çalışmaya başladık. Çağdaş sanat deyince dünyada ilk akla gelen isim Hirst. Dolayısıyla onu Türkiye’nin de daha yakından tanıması, eserlerinin yakınında olması gerekiyor diye düşündük.

2010 yılında sergilediğiniz Hirst’ün o eseri Türkiye’de kaldı mı peki?

Dünyada da Hirst denildiğinde şapka çıkartılacak bir eserdi o. Hem çok ilgi gördü hem de Türk bir koleksiyonerin evine taç niyetine oturdu.

“Spin Paintings, Hirst için önemli bir seri”

Sanatçının en önemli serilerinden biri olan “Spin Paintings”e odaklanan bir sergi yapmanızın nedeni ne?

“Spin Paintings”, Hirst için önemli bir seri, özel bir anlamı var. Henüz bitirmemiş olduğu ve halen heyecan duyduğu bir seri. Mesela sergide “Pharmacy” serisinden de iki tane eseri var Hirst’ün ama o seriyi kapattı artık Hirst. “Spin Paintings” ise bugünün işi hâlâ. Sanatçı bu sergiyi halen sürdürüyor. Hirst, birkaç sene sonra muhtemelen bu sergiyi de sonlandıracak ve yepyeni, bambaşka bir seriye başlayacak. Dolayısıyla hâlâ üzerinde çalıştığı eserleri, bugünün işlerini getirmek istedik biz İstanbul’a.

Maya Portakal: "Eserleri almak için koleksiyonerleri ikna etme sürecinde babam (Raffi Portakal) da işin hep içindeydi. Babamda inanılmaz bir şeytan tüyü var".


Eserleri aldığınız koleksiyonerleri ikna etmek zor olmuştur diye düşünüyorum...

Evet, eserlerin satışı söz konusu olduğu için ikna etmekte sorun yaşadık. Bu sergideki eserler satılırsa Türkiye’de kalacak ama satılmazsa koleksiyonerine iade edeceğim. Türkiye’de ilk kez böyle bir Damien Hirst sergisi gerçekleştiriliyor oluşunun altını çizdik koleksiyonerlere. Bu çok ikna edici bir kriter oldu sanıyorum. İstanbul’da çağdaş sanata olan ilgi, Contemporary İstanbul gibi çalışmalar, koleksiyonerleri cezbeden faktörler arasındaydı. Koleksiyonerler zaten bizi kurum olarak çok iyi tanıyorlardı. Bize güveniyorlardı. İyi sonuç alacaklarına inandılar.

Sizce koleksiyonerler ilgi gösterecek mi?

Evet, İstanbul’da birkaç evde Damien Hirst eseri var. Bu sergide de satış konusunda gayet iyi bir karşılık göreceğimizi düşünüyorum. Yapmış olduğumuz 2010 yılındaki sergilerde de çok iyi geri dönüş aldık. Koleksiyonerlerimiz çok mutlu oldu çünkü biz bir seçkiden geçirip o eserleri İstanbul’a getirdik. Şimdi de yine aynı şekilde bir ön elemeden geçirmiş oluyoruz biz bu eserleri. Koleksiyonerler adına çalışmış oluyoruz.

“Babamda inanılmaz bir şeytan tüyü var”

Serginin hazırlıkları aşamasında, koleksiyonerleri ikna sürecinde babanız Raffi Portakal da var mıydı?

Tabii babam da işin içindeydi hep. Zaten o olmazsa olmaz. Babamda inanılmaz bir şeytan tüyü var.

Bu sergiye dahil etmeyi en çok istediğiniz eser hangisiydi?

“Beautiful Windmill of Hypnosis...” adlı eser. Ben ona aşık oldum. Eserin sahibi ise daha onun keyfini çıkarmak istiyordu. O eserle daha fazla beraber yaşamak istiyordu. Dolayısıyla ikna sürecinde çok uğraştık. Koleksiyoneri İstanbul’a davet ettik, burayı gezdirdik. Daha önce yaptığımız sergileri anlattık. Sonuçta ağzından girdik burnundan çıktık ve onu ikna ettik.



Damien Hirst

1980’lerin son yarısında ortaya çıkan Genç İngiliz Sanatçılar akımının başlıca temsilcilerinden olan ve 90’lardan itibaren çağdaş sanatın en etkin isimlerinden biri olarak gösterilen Damien Hirst, bugüne kadar ortaya koyduğu her işle çok konuşulmuş bir sanatçı. En dikkat çekici işlerinden biri 1992’de Saatchi Galerisi’nde bir köpekbalığını formaldehit ile dolu beş metre uzunluğundaki cam bir akvaryumun içinde teşhir ettiği çalışmasıydı. “Ölümün, Yaşayan Birinin Aklındaki Fiziksel İmkansızlığı” adlı bu eseri halen Steff Cohen’in koleksiyonunda yer alıyor. 1995 yılında Turner Ödülü’nü kazanan Hirst’ün adı geçtiğinde akla gelen ilk yapıtlardan bir diğeri ise 2007 yılında 8 bin 601 elmasla kapladığı insan kafası. Sanatçının en son Mayıs 2012’de Tate Modern’de açtığı sergi, bu ünlü müzenin tarihinde en çok gezilen ilk solo sergi oldu.