Her şey antika dükkanı sahibi Scott Wilson'ın Boston'ın Roslindale mahallesinde bir çöp kutusunda 'Lucy in the Field with Flowers' adıyla anılacak tabloyu fark etmesiyle başladı. Wilson aslında tablonun sadece çerçevesiyle ilgilenmişti ama yanına alıp arkadaşı Jerry Reilly'ye gösterdiğinde, Reilly hem çerçeveyi hem de tabloyu satın almak istediğini söyledi. Daha sonra eşi Marie Jackson ile paylaştığı evinde tabloyu sergileyerek, ziyaret eden arkadaşlarından bu tip 'kötü sanat' eserlerini gördüklerinde Wilson'a haber vermelerini rica etti. Wilson benzer şekilde 'hoş' bir tablo bulup Reilly'ye götürünce, bir koleksiyona başlamaya karar verdiler. Bir süre sonra koleksiyon ve ziyaretçileri Reilly ile Jackson'ın evine sığmaz oldu.

'Eileen'.

Şu an 500 farklı sanat başarısızlığından oluşan bir 'kalıcı koleksiyona' sahip Museum of Bad Art'ın (Kötü Sanat Müzesi, ya da MOBA) doğuş hikayesi bu şekilde. Müzenin 'Devamlı Geçici Sanat Direktörü' Louise Reilly Sacco'ya göre işin çığrından çıkması, 1995 yılında yaşlı bir turist grubunun otobüsle evin önüne gelip koleksiyonu ziyaret etmesiyle oldu. Bu arada eserlerin depolanma sorununu halletmek için sergi bilgisayar ortamına transfer edilmiş ve ilk MOBA CDsi yapılmıştı. İlerleyen yıllarda müze turneye çıktı, Boston'ın farklı mahallelerindeki tiyatrolar ve sanat merkezlerinde koleksiyondan parçalar sergilemeye başladı. Sloganı 'Art too bad too be ignored' (Görmezden gelinemeyecek kadar kötü sanat) olan müze, iki ayrı hırsızlık vakasına bile sahne oldu. 1996'da yine çöpten bulunmuş olan 'Eileen' çalındı. Müze resim için tam 6 buçuk dolarlık bir ödül kondu, sonra ödül 36 dolara çıkarıldı. Hırsızlıktan 10 yıl sonra reism için 5 bin dolar talep eden bir fidye notu gönderildi, fidye verilmemesine rağmen tablo geri verildi. Bu da ancak kötü sanat müzesine yakışacak kadar tuhaf bir hikaye.