Bir sergiden daha fazlası: '' Cul-de-sac''
26 Aralık 2017 - 02:12Sergi, sanatçının 2014 - 2017 yılları arasında ürettiği eserlerden oluşmaktadır.Sanatçının son dört yılına tanıklık edeceğiniz bu sergi ismini, ''Daha fazla ilerlemenin mümkün olmadığı nokta'' anlamına gelen '' Cul-de-sac'' kelimesinden alıyor.
Gözümü önümdekilerden ayırıp orada, o sokakta geçmekte olan herkesin üzerinde dolaştırıyor, hepsinin, peşinden gittiğim o bilinçsiz insanın sırtının bana verdiği soğuk ve saçma sevgiyle hepsini kucaklıyorum. Hepsi aynı bunların; atölyeden söz eden genç kızlar, işleriyle dalga eden delikanlılar, ellerinde sepetlerle alışverişten dönen iri memeli hizmetçi kadınlar, bıyığı henüz terlemiş, getir - götür işleri yapan çocuklar, hepsi aynı bilinçsizliğin farklı beden ve yüzlerdeki tezahürleri, aynı görünmez varlığın elinde toplanmış iplerle hareket eden kuklalardan farkları yok. Bilince işaret eden bütün tavırları sergiliyorlar, ama hiçbir şeyin farkında değiller. Çünkü bir bilince sahip olduklarının farkında değiller. Kimileri akıllı, kimileri akılsız - aslında hepsinde aynı akılsızlık. Kimileri daha yaşlı, kimileri daha genç - aslında hepsi aynı yaşta. Kimileri kadın, kimileri erkek - aslında hepsinin cinsiyeti aynı; varolmayan bir cinsiyet bu.
Fernando Pessoa'nın Huzursuzluğun Kitabı'ndaki karakter gibi Azat Yeman da gözünü - fırçasını insanlardan ayıramıyor. Onların farkında olmadıklarını - bilinçsizliklerini fırçasıyla okumaya çalışıp rüyasını izleyiciye aktarıyor. Aslında Yeman ve izleyicinin bilinçaltı, bir çatışma içerisine girerek hissedilen ve duyulanlar her iki tarafı başka yönlere sürüklüyor.
Çünkü gördüğüm şeylerin boyundayım ben,
Kendi boyumda değil.
Görünenden ve bilinenden yola çıkarak görünmeze işaret eden Azat Yeman, görün(ülemeyen)mez “gerçekliği” çölleşen hayatımızda yeşertmeye çalışıyor. Kimliklerimizi kaybedip içine düştüğümüz çukurdan bizi fırçası ile çıkartmaya çalışıp kulağımıza da: “ Ve ben ölü geçmişimin içinden geçerek kendimi yeniden eritiyor, kendi içimde kayboluyor, kendimi dünya işleriyle henüz kirlenmediğim, her gizeme, her geleceğe açık olduğum o uzak gecelerde unutuyorum.” diye fısıldıyor.
Sergi 10 Ocak 2018 tarihine kadar pazar günleri hariç Nişantaşı Art212'de gezilebilir.