Türkiye’nin köklü aylık kültür sanat dergisi Milliyet Sanat, eylül sayısının kapağına 5 Eylül - 1 Kasım tarihlerinde düzenlenecek 14. İstanbul Bienali’ni taşıyor. Kapaktaki eser ise Michelangelo Pistoletto’nun Vietnam Savaşı sürerken 1967 tarihli işi ‘Venus of the Rags’i olarak dikkat çekiyor. Kavramsal çerçevesi ‘TUZLU SU: Düşünce Biçimleri Üzerine bir Teori’ olarak belirlenen bienale ayrılan sayfalarda Cem Erciyes imzalı bir incelemenin yanı sıra mutlaka görülmesi gereken beş eser seçkisi yer alıyor. Ayrıca bienalin küratörü Carolyn Christov-Bakargiev, derginin okurlarına sanatseverleri şehrin dört bir yanına taşıyacak bienali anlatıyor. 

 

 

 

 

 

Plastik sanatlara ayrılmış bölümde bienal dosyasının yanı sıra Sabancı Müzesi’nin sanat akımı Zero’ya odaklanan yeni sergisini anlatan bir yazı da bulunuyor. ‘Afgan Kızı’nı çeken fotoğraf sanatçısı Steve McCurry ve güncel sanatçı Şener Özmen’le sergileri vesilesiyle yapılmış söyleşiler dikkat çekiyor. 

 

Asu Maro, Ayın Söyleşisi köşesinde bu ay müzikte 20. yılını kutlayan Candan Erçetin’i ağırlıyor. Erçetin, söyleşide kariyerinin samimi bir değerlendirmesini yapıyor. Müzik sayfalarında yer alan diğer bir konu, yeni albümü ‘Crosseyed Heart’ı çıkaracak The Rolling Stones’un efsane gitaristi Keith Richards’a odaklanıyor. Richards gibi yeni albümü vesilesiyle Milliyet Sanat’ta yer bulan diğer bir efsane, heavy metalin önde gelen grubu Iron Maiden. Eylül ayında İstanbul’a konuk olacak dubstep’le özdeşleşen DJ Skrillex ve melankolik şarkılarıyla sadık bir hayran kitlesi edinen Angel Olsen yazıları konserlerden önce bir rehber niteliği taşıyor. 

 

 

 

 

 

Yeni sezonda neler sahnelenecek, raflarda hangi kitaplar yer bulacak soruları bu konuları araştıran iki yazıyla derginin sayfalarında cevaplanıyor. Sinema bölümünde ise 14-20 Eylül tarihlerinde düzenlenecek Adana Altın Koza Film Festivali’nin ulusal yarışma filmlerine ayrılmış bir yazı dikkat çekiyor. Sinema sayfalarında ayrıca 1965’de Endonezya’da yaşanan katliama odaklanan Joshua Oppenheimer imzalı belgeseller, ‘The Act of Killing’ ve ‘The Look of Silence’ mercek altına alınıyor. Alman sinemasının ünlü ismi Wim Wenders, kendisiyle yapılan söyleşide eylül ayında gösterime girecek filmi ‘Every Thing Will Be Fine’da 3D’yi dramla neden birleştirdiğini açıklıyor.