Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Plastik Sanatlar » Beykoz Kundura Fabrikası'nda sanat partisi

Beykoz Kundura Fabrikası'nda sanat partisi

Beykoz Kundura Fabrikası'nda sanat partisi27 Eylül 2014 - 01:09
ArtInternational Fuarı kapsamında önceki gün Pilot Galeri ve Telgraf Sanat işbirliğiyle Beykoz Kundura Fabrikası'nda yaklaşık 300 kişinin katıldığı bir parti gerçekleşti
 
 
FİSUN YALÇINKAYA
 
 
ArtInternational Fuarı kapsamında, Pilot Galeri ve Telgraf Sanat işbirliğiyle 25 Eylül akşamı Beykoz Kundura Fabrikası'nda yaklaşık 300 kişinin katıldığı bir parti gerçekleşti. Parti, sanatçı Halil Altındere'nin Beykoz Kundura ve Kunstpalais Erlangen’in katkılarıyla gerçekleştirmiş olduğu son eseri "Angels of Hell /Cehennem Melekleri" videosunun prömiyeri için düzenlendi. Konuklar partiye 21.30 civarı Kabataş'tan kalkan teknelerle ulaştı. 'Gerçek bir sanat partisi' sloganıyla kulaktan kulağa yayılan partide, çok sayıda sanatçı ve uluslararası sanat dünyasından isimler yer aldı.
 
 
Konukların 150 yıllık ayakkabı fabrikasını dolaşıp bol bol dans ettiği partide filmin hem gösterimi yapıldı hem de film tüm gece gösterilmeye devam etti. 1971 Mardin doğumlu sanatçı Halil Altındere, bu kez eserinde Türk filmlerinin hep gördüğümüz ama isimlerini bilmediğimiz karakterlerini anlatıyor. Filmde Türk filmlerindeki kavgacı karakterler (İhsan Gedik, Cetin Başaran, Cevdet Özalaş, Necdet Kökeş, Hasan Yıldız, Cesur Yılmaz) bir araya geliyor. Görüntü yönetmenliğini Cengiz Tanç'ın aksiyon yönetmenliğini Yunus Emre Soğukkanlı'nın üstlendiği filmde Altındere klasik bir senaryo izlememiş ama karakterler üzerinden ilerlemiş.
 
 
Filmle ilgili olarak Altındere, "Bu film daha önce biriktirdiğim birçok farklı şeyin çakışması ve bir araya gelmesiyle oluştu. Daha önce Metin Erksan filmlerinden yola çıkarak yaptığım üç fotoğraflık bir seri vardı. Bir süre önce de Mercan'da tarihi bir handa kendime bir atölye tuttum. Daha önce ofisim hep İstiklal Caddesi üzerindeydi. Mercan'a gidip gelme sürecim, İstanbul'u yeniden algılama ve yeniden öğrenme durumuna dönüştü," dedi.
 
 
 
Önceki ofisinin İstiklal Caddesi'nde olmasının 'Ne bakıyon!', 'Miss Turkey' ve 'Pala Şair' balmumu heykeli gibi eserlerine etki ettiğini söyleyen Altındere, sözlerine şöyle devam etti: "Bu kez de İstanbul'un alt kültürünün, underground'unun, kaotik yapısının ötesinde, günlük hayatının tarihi-eski semtlerde nasıl cereyan ettiğini gözlemledim ve bu filme sızdı. Filmde üç temel karakter ya da karakter grubu var. Biri Yeşilçam oyuncuları. Bu sene filmimle tesadüfen Türk Sineması'nın 100. yılı çakıştı. 100. yılla ilgili kutlamalarda akla gelenler hep belli aktörler aktrisler... Ben de her biri 700-800 filmde oynamasına, çoğumuzun belleğine kazınmasına rağmen sadece kavgacı karakterler olarak tanıdığımız en kötülerden bir rüya takımı oluşturmaya çalıştım. Diğer iki karakter; Miss Turkey (Işıl Aktan) ve Ata (Göksel Kaya). Filmin, klasik bir senaryo üzerinden giden bir yapısı yok. Görsel yanı da izleyiciye soru soran algısını sorgulatan bir film. Filmdeki her bir oyuncunun ayrı bir önemi var. Örneğin kavgacı Yeşilçam oyuncuları hep dayak yiyen kaybeden tipler olarak bilinirken bu filmde onların süper güçleri var. Film, iyilik kötülük kavramlarını sorgulatmayı ve geleneksel modern çatışmasını / kaynaşmasını yansıtmayı amaçlıyor."
 
 
Altındere filmin izleyici yorumlarına açık olduğunu vurguluyor. Partiye dönecek olursak... Doktor Moog'un DJ olarak katıldığı ve '70’lerin ruhuna uygun müzikler çaldığı gecenin sürprizi ise Halil Altındere'nin geçtiğimiz yıl 13. İstanbul Bienali'nde gösterilen 'Harikalar Diyarı' adlı eserinde yer verdiği Sulukuleli Tahribat-ı İsyan grubunun mikrofonu kapması oldu. Rap müzikle dans eden konuklara Tahribat-ı İsyan dört beş şarkılık kısa bir konser verdi. Parti, gece 01.30'da son buldu.
 
ArtInternational'da bunlar kaçmaz
ArtInternational Fuarı başladığından beri herkesin konuştuğu ortak bir konu var: "Çok fazla eser var hangilerini görmeliyiz?" Bu soruya yanıt vermek neredeyse imkansız elbette ama dikkat çekenleri ve ilgi görenlerden şimdilik üç tanesini seçtik. 
* Uzakdoğulu sanat galerisi Pearl Lam Galleries, fuarda özel bir projeyle yer alıyor. Joana Vasconcelos 'Special Project' alanındaki eserini fuara özel olarak yapmış. Dev bir ejderhadan yola çıkan bu büyük boyutlu eser kadın ve erkekleri temsil eden parçalar taşıyor.
* 1957 Almanya doğumlu sanatçı Stephan Balkenhol'un fuar alanında iki farklı stantta eserleri yer alıyor. Sanatçının eserleri Galerie Forsblom ve Deweer Gallery'de görülebilir.
* Bir başka dikkat çekici eser de Assa Kaupi'nin. Havuza atlamak üzere olan çocukları gösteren heykel 'The Race is Over' adını taşıyor.