Akyavaş'ın 'çıplak'ları ilk kez sergileniyor
04 Aralık 2015 - 11:12Çağdaş sanatın en önemli isimlerinden Erol Akyavaş'ın '70'li yıllarda çeşitli tarihi mekanlarda çektiği çıplak fotoğraflar, dia hallerinden ilk kez basılarak Galeri Nev Ankara'da sergilenecek
FİSUN YALÇINKAYA
Türkiye'nin görsel sanatlar alanındaki en önemli isimlerinden, 1999'da kaybettiğimiz Erol Akyavaş, heyecan verici bir sergiyle anılıyor. Sanatçının 1970'li yıllarda çektiği çıplak figürleri gösteren fotoğrafları ilk kez aile arşivinden çıkarılarak sergilenecek. Bugün başlayacak olan ve 16 Ocak 2016'ya dek Galeri Nev Ankara'da görülebilecek sergi için bazı fotoğraflar dia hallerinden ilk kez basılı hale getirilmiş. Sergi, Akyavaş'ın yaklaşık 6 bin fotoğraftan oluşan arşivinden çıkarılan 1970'li yıllarda çekilmiş 26 adet nü fotoğrafa ev sahipliği ediyor. Fotoğraflarda yer alan çıplak figürlerin bir kısmı Topkapı Sarayı'nda ve Ayasofya'da çekilmiş olmalarıyla ayrı bir önem taşıyor. Sergiye Bahattin Öztuncay, Ali Artun ve Deniz Artun'un metinlerinin yer aldığı bir katalog da eşlik ediyor. Ali Artun, metninde Akyavaş'ın erotizmle ilişkisini incelerken, Öztuncay, Topkapı Sarayı'na ve Ayasofya'ya değinerek bu mekânların fotoğraflara olan katkısı üzerinde duruyor.
Sanatçı Erol Akyavaş, tasavvuftan ilham alan 'En-el Hak' isimli tablosunun 2012'de 2 milyon 780 bin liraya rekor fiyata satılmasıyla ve tasavvufa duyduğu ilgiyle gündeme gelmişti. Hemen ardından Galeri Nev Ankara ve İstanbul, Erol Akyavaş'ın neredeyse hiç sergilenmemiş, erotizmin ön planda olduğu resimlerine yer verdiği bir sergi düzenleyerek sanatçının bu yönüne dikkat çekmişti.
"Sufizm ilgisi yüzünden onunla dalga geçtiler"
2013'te İstanbul Modern'de retrospektif sergisi açılan Akyavaş'ın eşi Ilona Akyavaş bu dönem verdiği bir söyleşide sanatçının bu iki farklı yönüyle ilgili olarak şöyle konuşmuştu: "Sufizm ilgisi yüzünden, arkadaşları, sanat dünyası onunla dalga geçiyordu. Bu tarafını sevmiyorlardı. Hat sanatı, kaligrafi, güzel sanat dalları. Erol, bunların bilinmemesine, anlaşılmamasına kızıyordu. Tasavvufun felsefesini, tasavvufi şiirleri, bu felsefeyle meydana getirilen eserlerin estetik güzelliğini seviyordu. İdeolojik olarak empoze etmiyordu kimseye. 'Şeriatçı,' bile diyorlardı Erol'a. Öyle miydi? Hayır, alakası yoktu. Ama anlamadılar onu. O da hiç umursamadı söylenenleri. 'Miraçname' gibi tasavvuf içerikli resimler yapıyordu ama aynı zamanda erotik içerikli resimler de yaptı. Hep yapardı o erotik resimleri. Ne var bunda? Erol'un solcu tarafı da vardı aslında. İnsan her şey olamaz mı? Erol öyleydi."