Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Plastik Sanatlar » Ai Weiwei Aylan Kürdi'ye benzedi mi?

Ai Weiwei Aylan Kürdi'ye benzedi mi?

Ai Weiwei Aylan Kürdi'ye benzedi mi?15 Şubat 2016 - 11:02 | Sanatçının, eylül ayında Kos adasına geçmeye çalışırken boğularak Bodrum sahilinde bulunan Aylan Kürdi'nin fotoğraflarından esinlenerek verdiği poz, tepki topladı.
Mülteciler konusundaki hassasiyetiyle tanınan Çinli sanatçının verdiği Aylan Kürdi pozu, sanat çevrelerinde tepki çekti. Fotoğrafın yaşanan trajediyi hafife aldığı düşüncesi hakim
FİSUN YALÇINKAYA
 
İnsan hakları ihlalleriyle ilgili işler üreten, bu uğurda ülkesi Çin'de ev hapsine mahkum olan, bir dönem pasaportuna el konan Çinli sanatçı Ai Weiwei sığınmacı krizine dikkat çeken sanat eserleri üreterek dikkat çekmeye ve bol eleştiri almaya devam ediyor. Son olarak önceki gün, can yelekleriyle Berlin Konser Salonu’nun sütunlarını kaplayan sanatçının yaptığı enstalasyonda Midilli adasından toplanan 14 bin can yeleği kullanıldı.
 
Ai Weiwei, Berlin'in simge binalarından Konzerthaus'u 14 bin kullanılmış can yeleği ile kapladı.
 
Ancak bu kapsamda en çok eleştiri alan eserini geçtiğimiz haftalarda yaptı. Ai Weiwei, minik cesedi Bodrum sahiline vuran ve fotoğrafıyla tüm dünyanın dikkatinin sığınmacı krizine çevrilmesine yol açan üç yaşındaki Kobanili Aylan Kürdi'nin cansız bedeninin görüldüğü fotoğrafı; kendi bedeniyle yeniden canlandırarak poz verdi. Weiwei'nin bu performansının yankıları sürüyor. New York çıkışlı güncel sanat yayını e-flux'tan Karen Archey, sanatçının dayanışma kültürünü yanlış yönlendirdiğini ifade ederken, "Sanatçı Weiwei, Aylan Kürdi pozunu verirken sanki üç yaşındaki ölü bir beden herkesi şoke etmekte yeterli değilmiş de orta yaşlı zengin güçlü ve varlıklı bir adamı o halde görmek mültecilerin trajedisini anlatmakta daha etkili olacakmış gibi davrandığı gerçeğini gözden kaçırıyor," diye belirtiyor. Al Jazeera'ya yazan Colombia Üniversitesi sanat tarihi bölümünden Hamid Dabashi ise sanatçının amacını aşan ve amacını basitleştiren bir temsiliyetle durumu yansıttığını ifade ediyor ve "Weiwei sanatçı olarak bu ölü pozunu verdiğinde öldü," diyor. The Guardian gazetesinden Toby Fehily ise, The Spectator'un haberi "Kaba, düşüncesiz ve bencil" başlığıyla verdiğini belirttiği yazısının başlığında "Ai Weiwei için politik bir sanat eseri üretmek için boğulmuş bir bebeğin pozunu vermekten daha iyi yollar var," diyor. Avusturya'da Melbourne'daki sergisi devam eden Weiwei'nin  Avustralya hükümetinin aralarında Avustralya'da doğan bebek ve çocukların da bulunduğu 267 sığınmacıyı diğer bölge ülkelerindeki gözaltı merkezlerine göndermek istemesi üzerine neden hala ülkedeki sergisini kapatmadığını soruyor.
 
Sanatçı Çek Cumhuriyeti hükümetinin mülteciler ile ilgili kararlarına tepki olarak Prag'daki heykellerini termal battaniyeler ile kapatmıştı.
 
Zira Ai Weiwei geçtiğimiz haftalarda Danimarka'nın mültecilere yönelik kararını eleştirmek için buradaki eserlerini müzelerden geri çekmiş, ülkedeki sergisini kapatmıştı. Prag'da Çek Cumhuriyeti hükümetini protesto etmek için başkent Prag'daki heykellerinin üzerini termal battaniyeler ile kapattı. Weiwei'nin eserlerinin üstünü örterken kullandığı battaniyeler, mültecilerin kullandığı altın renkli ve parlak, soğuktan ve rüzgardan koruyan ve simge haline gelen battaniyeler. Sanatçı bu battaniyelerle kapattığı 12 Zodyak heykelini Prag Ulusal Galerisi'nin 220. yıl dönümü için yapmıştı. 
 
Sanatçının göçmen olarak portresi
 
Peki, Ai Weiwei'nin kişisel göçmenlik hikayesini biliyor muydunuz? Çin'in önemli şairlerinden Ai Qing'in oğlu olan Ai Weiwei'nin dünya çapında başarıya ulaşması çok kolay olmuyor. 1983'te çoktan Çin'deki baskılardan ve aktivistlerin gördüğü muameleden yılmış olan sanatçı ABD'ye New York'a gidiyor. Küratör ve yazar Hans Ulrich Obrist'le 2008'de yaptığı nehir söyleşi kitabında sanatçı, New York'a yola çıkarken cebinde sadece 30 dolar olduğunu ve annesinin kendisine "İngilizce bilmediğin için korkmuyor musun?" dediğini anlatıyor. Sanatçı, "10 yıl sonra döndüğümde yeni bir Picasso göreceksiniz dedim ve bana güldüler," diyor. 1991'de ülkesine New York'tan dönen sanatçı mimari yapılar inşa ederek sesini duyuruyor. Bu onu dünya çapında bir sanatçı yapan ilk adımlardan. Ardından yazdığı kitaplar ve kürate ettiği ya da kedi yapıtlarına yer verdiği sergilerle Çin'de güncel sanatın yaygınlaşmasında rol oynuyor ve dünya da onu keşfetmekte gecikmiyor.