Akıllı telefonla fotoğraf çekmek fotoğrafçının teknik ayrıntılarla boğuşmak yerine kendisini tamamen kompozisyona, duygu ve an yakalamaya konsantre etmesini sağlıyor. Bu durum da fotoğrafçı gözünün gelişmesi açısından çok önemli. Akıllı telefonların kameraları fotoğrafçının sırtındaki teknik ayrıntı yükünün büyük kısmını üzerinden alır. Fotoğrafçı makinesini çok daha hızlı eline alabiliyor, sokakta veya kapalı ortamlarda insanları rahatsız etmeden fotoğraf çekebiliyor. Fotoğrafları çeker çekmez düzenlemesine hatta anında paylaşmasına olanak sağlayarak profesyonel fotoğraf makinelerle yapamadığınız bir çok işleve olanak sağlayabiliyor. Özellikle günümüzde profesyonel fotoğraf çekmeyen ama fotoğraf çekmekten hoşlanan milyarlarca insan için bu özellikleriyle, kullanım kolaylığı ile akıllı telefonlar ön plana geçiyor. İşte tüm bu nedenler göz önüne aldığımda ve kendimi profesyonel fotoğrafçıdan çok fotoğraf sanatçısı olarak konumlandırdığımdan profesyonel makinelerimi satıp iPhone’umla devam etmeye karar verdim.

 

 

 

 Akıllı telefon, pratik, hafif, kolay ulaşılır, teknik ayrıntıları kolaylaştırmış, anında düzenleme ve sosyal ortamlarda paylaşıma olanak sağlıyor. Profesyonel makineler ise adları üzerinde profesyonel işlere yani fotoğrafta keskinliğe, ışık şartlarına mükemmel uyum sağlamasıyla ve çok büyük baskılara izin vererek yüksek rezolüsyon özellikleri ile basında, reklamcılık, moda ve ürün pazarlama dünyasında kullanılan makineler. İkisinin kullanım alanları ve işlevleri farklı.   Birbirlerine göre avantaj ve dezavantajları olduğundan karşılaştırmaktan çok kullanım alanlarına göre farklı kategorilerde değerlendirilmeleri daha uygun olur diye düşünüyorum.

 

 

 

 

 

Fotoğrafçılar arasında yaygın bir anlayış var. İyi fotoğrafların iyi kameralardan çıktığı düşünülüyor. Fotoğrafla ilgilendiğiniz anlaşılır anlaşılmaz 'senin makinen ne marka, lensin ne model?' gibi sorularla teknik bir savaşın kapısı aralanıyor. Bu anlamsız tartışmaya Ara Güler’in güzel sözü ile karşılık vermeye çalışıyorum genellikle; “En iyi makine en güzel fotoğrafı çekseydi en iyi daktilo da en güzel romanı yazardı”. Estetik anlayışa gelince her zaman en güzel fotoğraf en iyi fotoğraf değil. Ben duvarıma net olmayan  karanlık ve kompozisyon kurallarını ihlal eden çok sevdiğim bir fotoğrafı asıp ona uzunca bir süre hayranlıkla bakabilirim. Bunu bir sanatseverin anlayacağını biliyorum. Ama kafasında f değerini enstantane süresi ve iso seviyesini ön plana almış bir fotoğrafçı bunu anlamakta zorluk çeker.

 

 

 Fotoğraf sanatı fotoğrafın bulunup kullanım alanına girdiğinden beri çeşitli mecralardan akmış; pikturializm, straight fotografi, sürrealism gibi akımları yürütmüş veya katkıda bulumuştur. Bugün de durum değişmemiştir. Bence sanata sınır çizilemez. iPhone mobil sanatın belkemiğidir. Mobil sanat ise yeni bir çağdaş sanat akımı olarak tüm dünyada süratle yayılıyor.  Paris'te sırf bu sanat ürünlerini sergilemek üzere açılan Mobile Camera Club üç yıldır mobil sanatçıları ağırlıyor . Festivaller, yarışmalar, sergiler... Listeyi uzatmak mümkün...

 

 

Tabii ki telefonun kamerasının süratli açılma tekniklerini, ışık ayarı ve netlik ayarının nasıl kilitleneceğini, deklanşörü tetikleme yöntemlerini, fotoğrafı nasıl düzenleyecekleri biliyor olmaları gerekiyor. Bunlar birkaç saatlik eğitimle kolaylıkla öğrenilebiliyor. 

 

 

Ben kendimi daha çok sokak fotoğrafçılığı ve doğa fotoğrafçılığına yakın buluyorum. Portre ve siyah beyaz fotoğrafçılık konuları da beni çekiyor doğrusu.

 

 

 

 IPPA yani iPhone Photography Awards ilk iPhone piyasa sürüldüğü yıl 2007 den beri  iPhone ile çekilen fotoğrafların yarıştığı ve  son yıllarda 140 kadar ülkeden binlerce fotoğrafçının katıldığı bir yarışma. Bu yarışmada bir Türk olarak ödül almak büyük bir mutluluk kaynağı.

 

 

Evet, Remzi kitabevi bu iPhone Fotoğrafçılığı kitabını yayınladı. Kitapta iPhone kamerasının nasıl daha iyi kullanılacağı konusu dışında, temel fotoğraf teknikleri ve fotoğraf konularına da değiniliyor. Fotoğrafçı gözünün oluşması için meraklı kişinin; böylesi teknik kitapları okumak yanında sürekli ustaların çektiği fotoğraflara bakmalı, incelemeli ve bu fotoğraflardan kendisine birşeyler katması gerekmekte. 

 

 

 

Çok sayıda projelerim var kapıda bekleyen. 31 ağustosta iPhone Fotoğrafçılık ve sanatı ile ilgili iki günlük bir kursu Bozcaada’da düzenliyorum. Kasım ayında Paris-Photo fotoğraf Fuarı sırasında dünya mobil sanatçıları ile ortak bir sergi yapacağız. Remzi Kitabevi’nin yayınladığı “Çek, Düzenle, Paylaş- iPhone Fotoğrafçılığı” kitabının devamı niteliğindeki Mobil Sanat kitabının hazırlıkları başlamış durumda. Ama bunlar arasında en önem verdiğim Türk Mobil Sanatçıları (TUMOBART) ile birlikte 1 Aralık'ta tam gün yapacağımız Mobil Sanat sempozyumu. Yabancı konuk ve sanat tarihçilerinin de katılacağı bu toplantı maalesef sınırlı sayıda katılımcıya açık olacak. O nedenle katılmak isteyenlerin şimdiden önemlerini almaları gerekmekte. Önümüzdeki yıl ise Toscana da bir haftalık Mobile sanat kampı düzenlemeyi planlıyorum. Bu yıl bu kampı Fransa Toulouse bölgesinde gerçekleştirdik. Fark edeceğiniz gibi iPhone sadece telefon etmeye yaramıyor. Bu cihazla aranızı iyi tutarsanız sadece fotoğrafınızı geliştirmekle kalmaz kendinize mobil sanatın kapılarını da aralamış olursunuz.