Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Plastik Sanatlar » 150-200 yıllık resim tarihini silemezler

150-200 yıllık resim tarihini silemezler

150-200 yıllık resim tarihini silemezler02 Şubat 2013 - 12:02
"Türk resmi diye bir şey yok" diyen Çebi'nin sözleri sanat dünyasına damga vurdu. Yahşi Baraz'a göre provoke edici: 150-200 yıllık resim tarihini tek kelimeyle birinin silmesi mümkün değil...Türkiye'nin önemli çağdaş hat koleksiyonerlerinden Mehmet Çebi, Milliyet gazetesinden Ayşegül Sönmez'e verdiği, dün yayımlanan söyleşide "Türk resmi diye bir şey yoktur," dedi.

"Birisi çıksın desin Türk resmi vardır" diye konuşan Çebi sözlerine, "Türk ressamı diyebileceğiniz tarihte bir adam vardır. O da Hoca Ali Rıza’dır. Yurt dışına da gitmemiştir. Kimsenin etkisi altında da kalmamıştır. Talebelerinden sonra o ekol de kapanmıştır" şeklinde devam etti. Biz de Mehmet Çebi'nin bu sözlerini sanat dünyasından isimlere sorduk...

"Uzmanlar kabul ediyor"

Yahşi Baraz: Bu provokatif bir konuşma. Nereden kaynaklandığı da belli değil. Türkiye'de hem çağdaş sanat yapılmış, hem geleneksel sanat yapılmıştır. Her ikisinin de çok değerli olduğu, sanat tarihçiler ve uzmanlar tarafından kabul edilmiştir. Bu bir provokasyon mu yoksa düşmanca bir konuşma mı bilmiyorum ama 150 - 200 yıllık resim tarihini, tek kelimeyle birinin silmesi mümkün değildir. Bu ayıp da bir şey aynı zamanda. Çünkü hiçbir sanat tarihçi ya da entelektüel bir insan böyle konuşamaz. Çünkü bu, her şeyi yok etmek anlamına gelir. Bizim kendi kültür varlıklarımızla övünmemiz lazım. Kötü bile olsa, onu iyi niyetle eleştirmemiz gerek gelişebilmesi için. Bu belki de boş bulunularak söylenmiş bir laftır. Ben öyledir diye düşünüyorum. Mehmet Çebi'yi tanırım, o kadar da cahil bir adam değildir ama bu büyük bir cehalet örneğidir. Burada bir şey daha var; bu 150 sene içerisinde resimle bağlantılı olan, özellikle üretim yapan sanatçılarımız büyük bir özveriyle bir yerlere gelmişlerdir.

"Biraz karışık bir kavram"

Hüsamettin Koçan: O öyle düşünüyor... "Türk resmi" kavramı, biraz karışık bir kavram. Türk resmi ne demektir, ne olursa Türk resmi olur, Türk resminden ne anlıyoruz ya da ne anlamamız lazım gibi bir takım sorular söz konusu olmalı. Evet Türk resminde, birtakım etkilenmeler her zaman var ve olacak da... Ben Çebi'nin söyleşisini okuyunca Türk resmi denen şeyin sınırları nasıl tarif edilmeli, ne gibi özellikleri olursa Türk resmi olur onu düşündüm. Ya da Türk resmi diye böyle bir gelenek olmalı mıdır? Mesela ben geleneksel coğrafyadan ve kültür verilerinden yararlanıyorum. Acaba yararlananlar mı Türk resmi yapıyor? Peki o zaman yararlanmayanların, yani diğerlerinin yaptıkları neye giriyor? Türkiye'den çıkan sanatçıların yaptıkları yapıtlar bizim sanatsal bünyemizle ilişkilidir. Ben böyle düşünüyorum. Onun için Türk resmi vardır ya da yoktur meselesi başka bir şey... Çok açık da değil aslında Çebi'nin ifadeleri. Önyargıyla da yaklaşmamak gerek. Ben Türk resmi yoktur fikrine katılmıyorum ama bunu nasıl tartışmak lazım. O konuda da izlenmesi gereken uzun bir yol olduğunu düşünüyorum. Braz daha teferruatlı oturup konuşmak gerek.

"Sanat birikimi var"

Mustafa Ata: Çebi'nin sözleri bence "İslam kaligrafisi yoktur," demekle aynı anlama gelir. Bu coğrafyada yapılan kültür değerlerine bakarsa eğer, çok daha sağlıklı karar verebilir. Bir defa 150 - 200 yıllık bir emek, bir plastik sanatlar birikimi vardır bu ülkede. O ustalara saygı duymak gerek. Bu coğrafyada yaşayan ve üreten bütün sanatçılar, bu ülkenin kültür değerlerini oluşturdular. Türk ressamlarını ayrı ayrı incelemesini tavsiye ederim kendisine.

"Bu kadar basit değil"

Özdemir Altan: Türk resim sanatının geçmişi olmadığı için bir gelişme gösteremediği bir gerçektir. Yalnız bu kadar kestirme ifadelerle de açıklanamaz konu. Bu konu bu kadar basit değil; zira Çebi'nin söylediklerinde gerçek payı olduğu kadar uzun uzun tartışılması gereken ayrıntılar da vardır.