Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Plastik Sanatlar » “Zamandan bağımsız bir şair”

“Zamandan bağımsız bir şair”

“Zamandan bağımsız bir şair”07 Ekim 2015 - 10:10
Türkiye şiirinin en sevilen isimlerinden Özdemir Asaf için hazırlanan 'Bir Usta Bir Dünya' sergisi, özel arşivden fotoğraflar, not defterleri, kitaplar ve Özdemir Asaf için yapılan çizimlerden oluşuyor
FİSUN YALÇINKAYA
 
Caddebostan Kültür Merkezi ve Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık tarafından hazırlanan ‘Bir Usta Bir Dünya: Özdemir Asaf -Tüm dünyayı kucaklamak istedim; kollarım yetişmedi’ sergisini ağırlıyor. Böylece “Sana gitme demeyeceğim, Ama gitme, Lavinia”  ya da “Yalnızlık paylaşılmaz” dizelerinin sahibi şair Özdemir Asaf, ilk kez bir sergiyle sevenleriyle buluşuyor. Sergi, biyografisini kaleme alırken, “Evet, benim yıllarım yok. Yok artık. Benim olaylarım var. Yıllarım olaylarım arasına saçıldı,” diye yazan şairin hayatını önemli olaylar ve eserleri üzerinden anlatıyor. Sergide Asaf’ın yaşamı özel arşivinden fotoğrafları, not defterleri, kitapları, onun için yapılan çizimlerle gösteriliyor. Sergi vesilesiyle şairin fotoğraf sanatçısı Yıldız Moran Arun’dan olan üç oğlundan en büyüğü Gün Arun’la konuştuk.
 
Sizce bugüne Özdemir Asaf neler bıraktı, bugün nasıl hatırlanıyor?
 
Yaşadığı dönemde çok etki, yankı yaratmış ama az anlaşılmış bir şair. Her zaman kendine özgü çizgisinde durmuş ve orada ilerlemiş. Bugüne etkisine gelince... Özdemir Asaf düşündüren bir şair, düşündükçe hem onunla buluşuyorsunuz hem kendi yaşamınızla buluşuyorsunuz. Sanıyorum, edebiyatla ilgilenen her kişi Özdemir Asaf’la buluşmuştur. O buluşma o kişilerde mutlaka bir zenginlik doğurmuştur.
 
Neden az anlaşıldığını düşünüyorsunuz?
 
Bana öyle geliyor ki zamanında çevresini zorlamış bir şair. Alışılmış kalıpların dışında, Türkçe’nin gelişiminin çok kuvvetli olduğu bir dönemde biraz aykırı bir dil adamı. Kendisine karşı kimi zaman diğer dil insanları tavır almışlar. Ama bu aynı zamanda onların bir arada olduğunun da göstergesi... Kayıtsız kalınmadığını gösteriyor. O dönem toplumda edebiyatın öneminin daha büyük olduğu bir dönem. O çevredekiler de öncü insanlar. Öncülerin birbiriyle çatışması da doğaldır.
 
Asaf, ilk eşi Sabahat Selma Tezakın ile nikahında (14 Eylül 1946).
 
Yaşadığı dönem size göre onda nasıl bir etki yaratmıştı?
 
Babam, zamanının ötesinde bir insandı. Zamandan bağımsız da diyebiliriz. “Bir şiiri yazdığımda onun karşısına geçer dururum, o şiir, o söz kendi anlamını bulacak mı zaman içinde, hala ayakta duracak mı kendiyle barışık olacak mı” gibi ifadeleri vardır. Zamanla yıpranmayan sözleri kitap oldu. Eşsiz bir arşivi var, gençlik dönemi yazılarında bile çok çalışkan, ağırbaşlı ve özenli bir yazar görüyoruz.
 
Peki, ailesi ve o dönemin atmosferinin etkisi nasıl?
 
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda etkisi olan bir aileden geliyor. O zamanlar toplumun rengi farklıydı. Şiir matineleri vardı örneğin. O matinelerin en önemli isimlerinden biri Özdemir Asaf’tı. O matinelerde halk ile buluşmak, halka sanatını taşımak söz konusuydu. O dönemin içinde düzgün durmak, anlama önem vermek önemliydi. Bu sergide bana ait dönemi izlememi sağladı. Özdemir Asaf bundan sonrasına da uzanıyor zaten. Serginin adı da bu çok boyutluluğun bir tarifi olsa gerek
 
Asaf'ın çocukları Gün, Seda ve Olgun Arun, sergide.
 
Bu sergide öne çıkan önemli şeyler neler?
 
Bu sergi bütünü içinde önemli… Özdemir Asaf’ı anlatan ilk sergi. Özdemir Asaf birdenbire bir şair olmuyor. Sergi, bir dil adamının oluşumu olan o hayatın bütününü görmeyi sağlıyor. Çizimler, resimler, yaşam öyküsünün filmi Özdemir Asaf’ı tanımak isteyenler için çok değerli bir malzeme. Sergiyi gezmek kendisiyle sohbet etmek gibi olacak. Gencecikken kullandığı not defterlerini görmek, önemli sanat insanlarıyla ortak paylaştıklarını görüyoruz sergide. O her biri ayrı değerli insanlar birbirlerinin varlıklarından güç aldılar. Babam dışarıya hiç kapalı olmadı, halka, dışarıya çok açıktı.
 
Gün ve Olgun Arun, babaları Özdemir Asaf'ı kuma gömüyor (İstanbul, 1965). Fotoğraf: Yıldız Moran Arun.
 
Baba olarak nasıl bir babaydı?
 
Babam çok iyi bir baba, özenli bir büyüktü bizim için. Bizi dikkatle izleyen gözlemleyen sorularımıza saygıyla cevap veren bir insandı. Öğütleri, inanın, az oldu ama her biri iz bıraktı. Bizi kendi düzenimiz içinde yaşar tuttu, etkilemedi, serbest bıraktı. Sadece en iyi koşulları bize hazırlayıp bıraktı. Bizi arkadaşlarıyla buluşturdu, onlardan da etkilendik, kuvvetlendik. Bize çok iz bıraktı, yol gösteren anlam bırakan bir baba oldu. Şair olaraksa, o yazarken karışmazdık, bize sunmadan yazılarını okumazdık. Yaşamda anlama çok önem veren bir baba idi, o anlamı her zaman taşıdık, onlarla zenginleştik.