Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Plastik Sanatlar » "Wonderland": En zor durumda direniş

"Wonderland": En zor durumda direniş

"Wonderland": En zor durumda direniş17 Haziran 2014 - 11:06 | "Wonderland", Sulukuleli hip hop grubu Tahribad-ı İsyan için çekilmiş bir video klip.
Halil Altındere’nin çektiği Sulukuleli hip-hop grubu Tahribad-ı İsyan’ın kentsel dönüşümü sertçe eleştirdiği klipleri artık MoMA’da. Halil Altındere’yle eserinin yolculuğunu konuştuk
FİSUN YALÇINKAYA 
 
Çağdaş sanatçı Halil Altındere’nin Sulukuleli hip-hop grubu Tahribad-ı İsyan için çektiği videosu ‘Wonderland’ artık New York’un en önemli çağdaş sanat müzesi MoMA’nın koleksiyonunda. 13. İstanbul Bienali dahil çok sayıda sergiye konuk olan bu video, Tahribad-ı İsyan grubuna çekilmiş bir video klip. Eserin müze koleksiyonuna dahil olması vesilesiyle konuştuğumuz Halil Altındere, “En zor durumda bile, umutsuzluğa kapılmadan insanların hedefleri doğrultusunda direnişini, sanat yoluyla kültürün ve müziğin gücünü göstermeyi tercih ettim,” diyor.
 
Halil Altındere.

MoMA’ya eserinizin kabul edilmesi sizin için ne ifade ediyor?

 
Ben kariyer odaklı bir sanatçı değilim. Kendime çeşitli hedefler koyup, o hedefleri gerçekleştirmeye çalıştığım söylenemez. İlgilerim, dertlerim, kararlarım var. Bu anlamda MoMA benim için bir hedef değildi. Ancak tabi ki, doğallıkla gelişen bir sürecin sonunda, videonun iyi bir koleksiyonda geleceğe kalacak olması çok mutluluk verici.   
 
‘Wonderland’, Gezi’den önce sert bulunan bir işti, Gezi’den sonra ise sanki sertlik derecesi normalleşti gibi. Şimdi Gezi’nin birinci yılında aynı zamanda Sulukule’de gelinen yerde nasıl bir anlam kazandığını düşünüyorsunuz?
 
Tahribad-ı İsyan grubunun şarkılarındaki güçlü sözler, hayatın içinden ve gerçek. Bu şarkıları, bir videoda sözlere uygun sertlikteki görsel sahnelerle gösterdiğimizde, bazı insanlara başta sert gelmişti ama bu çocukların Sulukule’de yaşadıkları çok daha sert. Ve hip-hop da çok sevgi dolu bir müzik tarzı değil. Ancak Gezi olduğunda, herkes bu çocukların ruh haline büründü. Empati kurma yetenekleri gelişti. Bana göre Gezi devam ediyor. Yıldönümünde de bunu gördük. Romanların durumunda ise bir değişiklik yok dolayısıyla bu yaşayan bir süreç. Sulukule’deki durum altı yedi yıldır vahametini koruyor.
 
Hiphop müzisyeni Fuat, "Wonderland"de kral rolünde.
 
Sulukule üzerine başka aktivist ve sanatçılarca daha önce birçok çalışma ve sanat eseri yapıldı. Size göre bunlar oradaki süreçle nasıl bir etkileşim içinde?
 
Sulukule’deki bu yıkım başladığında birçok aktivist ve sanatçı bölgede çalışmalar yaptı. Daha sonra bienal ve sergilerde sanatçılar oraya gidip belgeseller yaptılar. Belgesel, tercih ettiğim bir form değil. Ben daha çok çocuklarla mahallelerinde vakit geçirerek üretme üzerine gittim. Ağlayan insanları çekmeyi de göstermeyi de sevmiyorum. En zor durumda bile, umutsuzluğa kapılmadan insanların hedefleri doğrultusunda direnişini, sanat yoluyla kültürün ve müziğin gücünü göstermeyi tercih ettim. Oradaki insanlara bir konu olarak yaklaşmadım. Zaten amacım, kentsel dönüşüm üzerine bir video çekmek de değildi. Bir röportajda, hip hop söyleyen, hakiki laflar eden bu enerjisi bol çocukların varlığından haberdar oldum. Sulukule’ye gittim, yolda çocuklara rastladım, kanımız ısındı. Bir de şansıma çocuklara idolünüz kim dediğimde “Ceza ve Fuat” demişlerdi. Fuat’ın arkadaşım olduğunu söylediğimde çocuklar inanamamışlardı. Bir hafta sonra Fuat’ı götürdüm, mahallede krallar gibi karşılandı. Fuat’ın filmde kral rolünde olması da; hem Çingene kralı hem de bana göre Türkiye’de hip-hop’un kralı. Projenin prodüksiyonunda Murat Fesih Avcıbaşı’nın katkısı var. Videonun montajını Evre Ergun yaptı. Filmin kameralarını Cengiz Tanç’a emanet ettik, Cengiz yeri geldiğinde bir sihirbaz gibi, ihtiyaca göre üç kamerayı aynı anda kullandığı anlar oldu. Onun gözü ve katkısı büyük. 
 
"Zor şartlar altında rap müzik yapıyoruz"
 
Burak Kaçar- Zen-G (Tahribad-ı İsyan): Zor şartlar altında rap müzik yapıyoruz. Zor şartlar altında yaptığımız müziğin New York'ta koleksiyona alınmış olması hiphop müziğimizin dünya ve Türkiye'de sanat ve kültür olarak kabul edilmesi bizi mutlu etti.