GENCAY ALTAY

 

“Hikâye Paris’te, küçük bir otel odasında başlıyor, tarih 18 Mart 2001. Televizyonda Jérôme Lindon ve Minuit Yayınları üzerine bir belgesel izliyoruz. Minuit II. Dünya Savaşı sırasında yeraltında kurulmuş, Lindon Beckett’in, Deleuze’ün yayıncısı, çok etkileniyoruz. Bir yıl sonra, 9 Mart 2002’de Norgunk Yayıncılık kuruluyor.” Ayşe Orhun Gültekin ve Alpagut Gültekin tarafından kurulan Norgunk’un internet sayfasındaki bu satırlar yayınevinin oluşum sürecini anlatıyor. Norgunk kelimesi ilk defa Oğuz Atay’ın ‘Korkuyu Beklerken’ adlı öyküsünde görülüyor. Bu anlamı olmayan uydurulmuş bir sözcük, tıpkı James Joyce’un deneysel bir anlatıyla kaleme aldığı kitabı ‘Finnegans’s Wake’te yer alan ‘riverrun’ kelimesi gibi.

 

Tophane’de bulunan RA Binası’nın üç katı ise Norgunk Yayıncılık’ın yeni mekânı Riverrun’a ev sahipliği yapıyor. En üst katının kitap-kafe konseptinde kullanıldığı Riverrun’ın en alt katı (bodrum/sığınak/depo’yu andıran kısım) sergileme mekânı formunu alıyor. Beton duvarları, müdahele edilmeden ham bırakılmış iç mekân düzenlemesiyle bir depoyu anımsatan sergileme alanı, Türkçede sığınak anlamını karşılayan ‘bunker’ kelimesini mekânsal bir uzama yerleştiriyor. Mekânın ev sahipliği yapacağı ilk etkinlik, Sarkis'in 'sarı punctum' başlıklı sergisi.

 

 

 

Sarkis, ‘sarı punctum’dan bahsederken Riverrun sanat mekânına yaptığı ziyaret sonrası, 1972 yılında ürettiği 12 fotoğraflık ‘suite de l’opération organe’ başlıklı diziye yer verme kararı aldığını anlatıyor. Sanatçı, Paris’te yaşadığı binanın bodrumunda karşısına çıkan bir işareti takip etmiş. 'Bunker Sergileri’nin ilki olan ‘sarı punctum’ için bu siyah beyaz fotoğrafların üzerlerine sarı bir suluboya iliştiriyor Sarkis. Sergi mekânının zeminine konulan monitörde ise Sarkis’in 2004’te çektiği 4 dakika 36 saniye uzunluğundaki filmi gösteriliyor. Filmde Amerikalı avangart besteci Morton Feldman’ın müziği eşliğinde su dolu bir kaseye sarı bir mum damlatılıyor. Sergi, 11 Kasım’a dek ziyaret edilebilir.