Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Plastik Sanatlar » "Sen de mülteci olabilirsin": Misafir

"Sen de mülteci olabilirsin": Misafir

"Sen de mülteci olabilirsin": Misafir25 Nisan 2016 - 12:04
Kerem Yücel'in 2011 yılından beri Suriye sınırında çektiği mülteci fotoğrafları 'Misafir' kitabında toplandı. Yücel ile insanlık trajedisini konuştuk
GÜLDEN ÖKTEM / İSTANBUL
 
Zor coğrafyalarda fotoğraflar çeken Atlas dergisi foto muhabiri Kerem Yücel'in 2011 yılından bu yana Türkiye'nin Suriye sınırındaki çeşitli bölgelerinde çektiği sığınmacıların fotoğrafları 'Misafir' isimli kitapta bir araya geldi. Can Yayınları tarafından basılan kitap, ile ilgili olarak Yücel, "Ne cebinde taşıdığın kimlik ne cüzdanın ne etnik kimliğin ne de eğitimin sığınmacı olmanı engelleyebilir," diyor.
 
 
Çektiğiniz sığınmacı fotoğraflarını kitapta toplamaya nasıl karar verdiniz?
 
Daha çok kişiye ulaşmalıydım. Sergilemek bir fotoğrafçı için büyük gurur ama sadece sergilediğin yerle ve ziyaretçilerinle sınırlısın. Oysa kitaptaki her ailenin hikayesinin içinde biz de dahil olabiliriz. Bunu söyleyebilmek için daha çok kişiye ulaşmak gerekiyordu. Ben de cebimde iyi fotoğraflar ve cesaretle yola çıktım. Ama kitap olmaları için bir de yayıncıya ihtiyaç vardı. Daha önce hiç fotoğraf kitabı basmamış olan Can Yayınları'nın kapısını çaldım. Can Yayınları Genel Müdürü Can Öz’ün fotoğrafları gördükten sonra “Ben bu kitabı basarım” demesi ile kitap bir fikirden gerçeğe dönüştü.
 
Kitaba koyulacak fotoğrafları seçerken nasıl bir yol izlediniz?
 
Fotoğrafçı kendi fotoğraflarına karşı adil olamıyor. Başka bir gözün bakması gerekiyor. O göz Sinan Çakmak oldu. Bir kronolojiden öte, görsel anlamda bir dil oluşturması ve grafik olarak fotoğrafların bütünlük oluşturmasına dikkat ettik. Ve seçki kendi içinde hayatlarındaki değişimi ya da benim anlatmak istediklerimi özetledi. Kitabın metinlerini de Serdar Korucu kaleme aldı.
 
Bu kitap, okuru için bir tür 'farkındalık' kitabı olabilir mi?
 
Farkındalık... Ne güzel bir kelime. Ya da empati kurmak. Açıkcası “Sen” ya da “Ben” diyebilmek gerekiyor. “Sen de” mülteci olabilirdin ya da “Ben de”! Ne cebinde taşıdığın kimlik ne cüzdanın ne etnik kimliğin ne de eğitimin bunu engelleyebilir. Söylemek istediğim sözde tam olarak şuydu: "Sen de Mülteci olabilirsin".
 
Hangi şehirlerdeki sığınmacıların fotoğraflarını çektiniz?
 
Türkiye'nin Suriye sınırı boyunca tüm kent ve kasabalarda fotoğraf çektim. Ayrıca Kobane ve Sincar'dan kaçan sığınmacıların yoğun olarak yaşadıkları Batman ve Diyarbakır'da da fotoğraf çektim.
 
Kitapta sizi en çok etkileyen fotoğraf hangisi?
 
Elinde sımsıkı bir çuval ve çanta tutan kadının hikayesi ve fotoğrafı beni en çok sarsanlar arasında. Günlerce süren bir yürüyüş sırasında yolda topladığı her ekmeği bu çuvalın içine koymuş. Diğer elinde ise torununun kıyafetleri var. Yanında başka hiçbir şey yok. Türkiye’ye varmasına, bir eve yerleşmesine rağmen o ekmekleri bırakmıyor. Bir insanı bu hale ne getirebilir ki? Günlerce süren açlık.
 
 
"Hikayelerini videoya alıyorum"
 
Fotoğraf çekerken yaşadığınız ve unutamadığınız başka neler var?
 
Günlerce yol yürüdükten sonra yağmurun altında soba yardımı bekleyen aileleri unutamıyorum. Bu arada kollarının altına sıkıştırdıkları tandır ekmeği ıslanmasın diye yaptıklarını... Ve umut ile umutsuzluk arası olan o bakışları...
 
Bundan sonra yine sığınmacılarla ilgili projeniz var mı?
 
Zaman ilerledikçe sığınmacıların benimle olan paylaşımları değişti. Kapının arkasından bakarken evlerine konuk oldum. Düğünlerinde bulundum. Şimdi başkalarına anlatamadıkları hikayeleri dinliyorum. Tacizlerden buradaki ekonomiye, entegre olma sancılarına dek pek çok şey... Şimdi bu hikayeleri videoya alıyorum.