İzlenimcilik akımının yaratıcısı dünyaca ünlü ressam Monet'nin eserleri Sakıp Sabancı Müzesi'nde...Yasemin Bay

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), 10. yılını izlenimcilik akımının yaratıcısı, dünya resminin en önemli ustalarından biri olan Claude Monet ile kutluyor. Marmottan Monet Müzesi ile işbirliği yapan SSM, Monet'nin olgunluk dönemine ait, çiçek ve doğa temalı tablolarını "Monet'nin Bahçesi" adlı sergiyle İstanbullu sanatseverlerle buluşturuyor.




























Sabancı Holding'in ana sponsorluğunda düzenlenen serginin basın toplantısı dün, Fransa Türkiye Büyükelçisi Laurent Bili, SSM Müdürü Nazan Ölçer, Marmottan Monet Müzesi Küratörü Marianne Mathieu ve Sabancı Holding CEO'su Zafer Kurtul'un katılımıyla SSM'de gerçekleştirildi. Serginin basın toplantısına Monet'nin ikinci eşi Alice'in torunu Philippe Piguet de katıldı.

SSM Müdürü Nazan Ölçer, Marmottan Monet Müzesi'nin sanatçının en büyük koleksiyonuna sahip tek müze olduğuna dikkat çekerek "İstanbul'a Monet'nin olgunluk döneminde, 43 yaşında taşındığı ve bir sanat eseri gibi yarattığı Giverny Bahçesi'ni getiriyoruz. Biz bu büyük sanatçının olgunluk dönemine uzanıyoruz. Monet'nin yaşamı boyunca aile koleksiyonunda sakladığı, hiç sergilenmemiş eserlerinin de yer alması sergimizi daha da önemli kılıyor" dedi.

Marmottan Monet Müzesi Küratörü Marianne Mathieu ise Claude Monet'nin oğlu Michel Monet'nin, sanatçının Giverny'deki evinde bulunan tüm tablolarını 1966 yılında müzelerine bağışladığını belirtti: "Müze koleksiyonumuzda 100'ü aşkın Monet tablosu yer alıyor. Bu sergi, Monet'nin kimliğinin yanı sıra onun özel hayatını ve yakın çevresini de ele alıyor. Özellikle de hayatının yarısını geçirdiği Giverny'deki bahçesine yoğunlaşıyor. Tablolarının yanı sıra, özel eşyaları da yer alıyor. Müzenin koleksiyonunu yansıtan bir seçki buradaki. Dünyanın diğer yerlerinde çok az göreceğiniz tablolar bunlar."
Sergi, Monet'nin ünlü Giverny bahçesinde yapılan çekimlerin kaydıyla açılıyor. Sergi alanına girdiğiniz ilk bölümün duvarlarında bahçenin görüntüleri ve kuş sesleriyle karşılaşıyorsunuz. Ardından Monet'nin gözlüğünü, paletini ve piposunu görüyoruz. Bu bölümde ailenin portreleri var. Monet'nin oğulları Michel ve Jean Monet'nin portreleri... Aynı zamanda burada bir sürpriz karşılıyor izleyiciyi: Dünya resminin bir başka ustası Renoir'in fırçasından Monet'nin ve eşi Camille'in portresi...
Daha sonra Monet'nin ünlü resimleri sıralanıyor; "Argenteuil Yakınlarında Yürüyüş", "Dalların Arasından İlkbahar"... Tabii sanatçının imzası niteliğindeki nilüferler de unutulmuyor sergide. Monet'nin dev boyutlu nilüfer resimleri de yer alıyor burada. Serginin son bölümünde ise Monet'nin katarakt rahatsızlığı nedeniyle artık izlenimcilikten iyice soyuta yönelen resimlerini görüyoruz; "Güllü Yol" ya da "Salkımsöğüt" gibi. Sanatçının bu son dönem tabloları özellikle 20. YY.'ın ikinci yarısında soyut ressamlara ilham kaynağı oldu. Nazan Ölçer'in de dediği gibi, Monet'nin git gide soyuta yönelen eserlerinin modern sanatın önünü açtığını söyleyebiliriz.
Sanatçının dünya resminde her biri iz bırakmış 39 resminin yer aldığı sergi 6 Ocak'a kadar izlenebilecek.