"Çoruh nehri hayatımızın içinden akıyor”
15 Mayıs 2017 - 11:05Baksı Müzesi 5. Öğrenci Sanat Şenliği kapsamında dört gündür 35 öğrencinin katılımıyla düzenlenmekte olan atölyeler burs verilecek öğrenciler için düzenlenecek bir etkinlikle bitecek
FİSUN YALÇINKAYA
Doğu Karadeniz’de, Bayburt’un 45 kilometre dışında bulunan, güncel sanat eserleriyle yerel geleneksel sanata hiyerarşi gözetmeksizin yan yana yer veren, yerel ve merkez kavramları üzerine düşündürücü bir mekân olan Baksı Müzesi genç sanatçılara yönelik etkinliklerine devam ediyor. Baksı Müzesi’nde bugün (14 Mayıs) Öğrenci Sanat Şenliği’nin beşincisi son bulacak. Bu kapsamda dört gündür 35 öğrencinin katılımıyla düzenlenmekte olan atölyeler burs verilecek öğrenciler için düzenlenecek bir etkinlikle bitecek. Her yıl farklı bir tema üzerine düşündüren etkinlik bu yıl ‘Nehir ve Çocuk' adı altında düzenleniyor. Baksı Kültür Sanat Vakfı tarafından bölgedeki yetenekli çocukları saptayarak yaratıcı potansiyellerinin sanat ve tasarım dünyasına kazandırılması amacıyla düzenlenen 'Bayburt Baksı Müzesi 5’inci Öğrenci Sanat Şenliği' bu yıl ilk olarak Bayburt dışında İspir ve Pazaryolu’ndan öğrencilerinde katılımları ile gerçekleştirildi.
Nehir temasını neden seçtiklerini sorduğumuz Hüsamettin Koçan, “Bu temayı seçmemizin nedeni Çoruh nehrinin hayatımızın içinden akıyor olmasıdır, etrafında burada yaşayan herkesin anıları var. O nehir buradaki insanları besler, onlarla hayatı paylaşır ve yoluna devam eder. Biz hep hayatla ilişki kuran projeler yapmak istiyoruz, bu nehir Bayburt, Pazaryolu, İşpir’den Batum’a kadar ulaşıyor. Nehrin çocuğu nasıl etkilediğini görelim dedik. Çok da ilginç şeyler çıktı. Bir resimde bir kadın ağlıyor, gözyaşları nehir oluyor, nehirde de bir çocuk boğuluyor. Bunu neden çizdiğini öğretmenine sorduğumuzda bize, bu sene buzun kırıldığını bir çocuğun boğularak öldüğünü, bunun çocukları çok etkilediğini ve resimlere yansıttıklarını anlattı. Çocuklar yaşamı görüyorlar. Bir diğer resimde ise bir çocuk bir dağın başında duruyor, çocuğun kalbinden nehir dökülüyor, o nehirde de çocuklar eğleniyor. Bu resmi neden çizdiğini de çocuğa çocuk, hocam nehir kalbimizdir, dedi” diye yanıt veriyor.
Sergi salonları, depo müze, atölyeler, konferans salonu, kütüphane ve konukevi ile 67 dönümlük bir araziye yayılan Baksı Müzesi’nin hedefi önümüzdeki dönemde etkinliği tüm Türkiye geneline yaymak. Şenliğin kapanış ve burs töreni ise bugün Baksı Müzesi’nde gerçekleştirilecek. Günün sonunda Öğrencilerin üç gün boyunca atölye çalışmalarında hazırladıkları eserlerden oluşan sergi gezilecek.
Postayla giden sanat
Baksı Müzesi’nin Türkiye Bilim Sanat Merkezleri’yle işbirliği yaparak gerçekleştirdiği posta sanatı yarışmalarını da kurumsallaştırıp yaygınlaştırılması amaçlanıyor. Posta sanatı mektup zarflarının, postların üzerine çizilen desen ve resimlerden oluşuyor. Hüsamettin Koçan, “Posta sanatının kökeni 1960’lı, 1970’li yıllara dayanıyor. Postalanan nesne çıplak olduğundan görünüyor, bir yerden bir yere gönderilirken değdiği herkese etki edebiliyor. Amacımız posta kültürünün yaşamasını sağlamak,” diyor.