Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Plastik Sanatlar » “Birçok sanatçı zamanı ıskalıyor”

“Birçok sanatçı zamanı ıskalıyor”

“Birçok sanatçı zamanı ıskalıyor”15 Aralık 2017 - 04:12
Frieze dergisinin ve Sanat Fuarı'nın kurucusu Matthew Slotover MARKA 2017 konferansındaydı
FİSUN YALÇINKAYA
 
Matthew Slotover 1990’lı yıllarda Amanda Sharp ile birlikte Frieze dergisinin kurucusu oldu. Bu dönem Damien Hirst, Tracey Emin’in aralarında olduğu Young British Artist grubunun da sanat sahnesine çıktığı Londra için heyecan verici bir dönemdi. Ardından yine Sharp’la birlikte Frieze Sanat Fuarı’nı kurdu ve günümüzde İngiltere’nin en önemli sanat etkinliklerinden birine imzasını atmış oldu. Matthew Slotover bugün MARKA 2017 konferansında konuşmak için İstanbul’da. Kendisiyle hem Frieze’I hem de İstanbul sanat dünyasına bakışını konuştuk.
 
Matthew Slotover.
 
Amanda Sharp ile birlikte Frieze Dergisi’ni 1991 yılında kurdunuz. O günlerden sizin için en önemli anılarınız hangileri?
 
Çok keyifli vakit geçirmiştik. Haftada 2-3 sergi dolaşırdık ve her sergi sonrasında hep birlikte bir pub’a giderdik. Farklı yerlerden insanların olduğu yaklaşık 50 kişilik bir grup da orada olurdu. Her hafta yeni bir etkinlik duyardık, bir galeri keşfetmiş bir artist olurdu veya yeni bir gösteri, satın alınmış eserler, görmek istediğimiz müzeler…
 
2014’te verdiğiniz bir röportajda “Sanat objelerini satın alacak güçteki varlıklı insan sayısı az.” diye açıklamıştınız. Durum hala böyle mi yoksa bir artış oldu mu zaman içinde?
 
Kesinlikle bir artış söz konusu. Öncelikle dünyada her yıl ortaya çıkan sanat ürünlerinde bir artış var. önceleri güncel sanat, toplum tarafından garip görülen, çoğunluğun dışında kalmış insanlar tarafından satın alınıyordu. O bakımdan da son zamanlarda daha popüler hale geldi.
 
 
İstanbul sanat dünyası hakkında ne düşünüyorsunuz?
 
Son 10 yılda birçok kez İstanbul’da bulundum. Denizi, tepeleri ve kendine has yapısıyla çok güzel bir şehir. Kültürü de bir o kadar kompleks ve bu da sanatçılar için zengin bir ortam demek. Son yıllarda İstanbul’daki galeriler de bir hayli arttı. Yerel sanatçılar için çok büyük bir potansiyel var şehirde. İstanbul aynı zamanda turistik amaçlı olarak da cezbedici bir şehir olduğundan yabancı sanatçıları da kendine çağırıyor. Türk koleksiyonerlerin de oldukça başarılı ve sanatçılar açısından destekleyici olduğunu düşünüyorum.
 
Marka 2017 Konferansı’ndaki konuşmanız hakkında bilgi verebilir misiniz?
 
Açıkçası sadece 15 dakikamız var, çok da fazla değil. Merakla konuşmamın gününün gelmesini bekliyorum. 1500-2000 izleyiciye 15 dakika boyunca konuşma yapıyor olacağız, bunu daha önce deneyimlememiştim. Benim için heyecanlı ve ilginç olacak. Sanat dünyası hakkında konuşuyor ve dinleyicilerden gelen soruları cevaplıyor olacağım.