Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Plastik Sanatlar » “Bayram, o günü barış gününe dönüştürmektir”

“Bayram, o günü barış gününe dönüştürmektir”

“Bayram, o günü barış gününe dönüştürmektir”14 Eylül 2016 - 03:09
Kurban Bayramı'nı Bayburt'ta Baksı Müzesi'nde geçiren sanatçı Hüsamettin Koçan, geçmişten bugüne bayrama her şeye yeniden bakma, yenilenme ve barışma daveti olarak bakıyor
FİSUN YALÇINKAYA
 
Bayburt’un biraz dışında, Çoruh Vadisi’ne bakan bir tepede yer alan Baksı Müzesi’nin kurucusu Hüsamettin Koçan bayramı orada, eski adıyla Baksı yeni adıyla Bayraktar Köyü sakinleri ve müze ziyaretçileriyle geçiriyor. Güncel sanatla geleneksel sanatları buluşturan müzenin kurucusu olmanın yanı sıra Türkiye’nin önde gelen sanatçılarından biri olan Koçan, bayramı bir barışma zamanı olarak ele alıyor. Koçan, bayram vesilesiyle 2014 Yılı Avrupa Müze Ödülü’nün aralarında bulunduğu çok sayıda ödül almış olan müzenin planlarını ve eski bayram günlerini bugün nasıl yaşattıklarını anlattı.
 
Bayram denince neler aklınıza geliyor, size neler çağrıştırıyor?
 
Bayram denince gelecek değil hep geçmiş geliyor. Bayram bende hiç gelecek düşüncesi çağrıştırmıyor. Çocukluğumuzun bayramları, büyüklerimiz, çocukluk arkadaşlarımız, o zaman yaşadığımız tasasızlık, bayramı bir sevinç olarak algılamak ve onu paylaşmak bende güçlü bir etki bırakmış ki bayram denince hep geçmişe yolculuk başlatıyorum zihnimde. Bayram her şeyi o gün için hazırlamak, o günü bir barış gününe dönüştürmek fikri.
 
Bayramlarınız çocukluğunuzda Baksı Köyü’nde geçti diye tahmin ediyorum. Nasıldı o zamanların Baksı Köyü?
 
Üç yerde bayram deneyimi yaşadım, Baksı’da, Bayburt merkezde ve de İstanbul’da. Bayram denince bizde herkes her şeyi temizler sıfırlar, yeni baştan ele alır. Barışma duygusu vardır, daha çok iletişim kurma duygusu vardır, öteki insanları daha çok onurlandırma duygusu vardır. Şimdi Baksı’dayım, eşim annesi rahatsızlandığı için Ankara’da kız kardeşim buraya geldi, bayram üstü evi temizleyelim, diye bir temizliğe başladı. Her şeyi biraz daha pırıl pırıl yapıyoruz. Çocuklar gelecekler, onlar için hazırlıklar yapıyoruz. Bizde öyledir çünkü… Bayram sabahı tüm aile bir araya toplanır, sonra küçüklerin görevi gidip tek tek büyükleri ziyarete etmektir. Öğlen mutlaka eve gidilirdi öğlen yemeği için o gün mutlaka bütün aile tüm öğünleri bütünlük içinde bir arada yemeliydi. Bayburt’ta ise ön seremoninin ardından herkes birbirinin bayramını kutlardı. Bir de bayram için lunapark gelirdi, ona bayılırdık. Çok sevinçli, neşeli, mutlu bayramlardı bunlar.
 
Elbette şimdi de öyle özellikle bayramlarda Baksı’daki çocukların sizin yolunuzu gözlediğini biliyorum. Onlara nasıl aktarıyorsunuz bu gelenekleri?
 
Bayram burada çok neşeli geçiyor. Geçen bayramda burada yoktum çocuklar çok üzülmüşler. Burada olduğumda bayram namazından sonra çocuklar beni hemen ziyarete gelirler ben de onlar için hazırlık yapmış olurum. Benim arabayı görmeyince dereden geri dönmüşler. Bu bayram neyse ki buluşacağız, oturur biraz da sohbet ederiz, diye düşünüyorum. Ondan sonraki ben de eski dedeler gibi hazırladığım hediyeleri onlara takdim edeceğim, belki de birlikte resim yaparız hiç belli olmaz. Geçmişi hatırlarken geçmişin çocuklarını hatırlıyorum ama şimdi çocuklar yine çok neşeli, barışçıl, enerji dolu. Çocuk hiç değişmiyor.
 
Baksı Müzesi neler hazırlıyor?
 
Bayram süresinde çok yoğun bir ziyaretçi kitlemiz var, onları iyi ağırlamaya çalışıyoruz. Özel kabulümüz oluyor, gelenler burada da bayramı yaşasın istiyoruz. Gelenlere bayramlık bir sergi turu ve karşılama, eski bayramlar sohbeti yapacağız. Herkesi bekliyoruz, burada güzel bir bayram sohbeti olacak diye düşünüyoruz. 
 
Bayram sonrası Baksı Müzesi’nde nasıl bir program bekliyor sanatseverleri?
 
Bu sene benim önümüzdeki mayıs ayında açılışını yapacağımız kişisel sergime hazırlanıyoruz. Kadın istihdam merkezinin temellerini atmak istiyoruz. Bayram sonrası ilkokul, ortaokul ve lise öğretmenleriyle yetenekli çocukların geliştirilmesi amaçlı bir toplantı yapacağız. Bir de müzik araştırması vardı o bitti. Kalan müzik aracılığıyla Bayburt türkülerini bir CD haline getireceğiz. Yani yoğun bir dönemden geçiyoruz.