Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Müzik » Yüzyüzeyken Konuşuruz krizi büyüyor

Yüzyüzeyken Konuşuruz krizi büyüyor

Yüzyüzeyken Konuşuruz krizi büyüyor20 Ağustos 2016 - 06:08
Son zamanların başarılı grubu Yüzyüzeyken Konuşuruz'un plak şirketi Fono Müzik'e sosyal medya isyanı geniş yankı uyandırdı. Grup üyesi Kaan Boşnak ve grubun eski üyesi olan, grupla Fono Müzik'i bir araya getiren Burak Güngörmüş ile tartışma noktalarını konuştuk
* Bu makale, 21 Ağustos 2016 tarihinde Milliyet gazetesinde 'Plak Savaşları' başlığıyla yer almış haberin geniş versiyonudur.
 
SELAY SARI
 
Son yılların başarılı gruplarından Yüzyüzeyken Konuşuruz, dün Facebook hesabından yapılan bir paylaşımla plak şirketi Fono Müzik ile aralarındaki sorunları kamuoyuna açtı ve müzikseverlerden üç senedir bağlı oldukları şirketi boykot etmelerini istedi. Şirketin kontrat imzalama aşamasındaki vaatlerini yerine getirmediği, albüm kayıt sürelerini 3 güne sınırlayarak müzikal kaliteyi düşürttüğü ve grup üyelerini üstü kapalı tehdit ettiği iddialarının, son olarak da grubun kendi hesabından Youtube'da paylaştığı 'Canavar' ve 'Ne Farkeder' videolarının kaldırtıldığı bilgilerinin yer aldığı, "Fono Müzik kan emici bir Unkapanı mafyasıdır" cümlesiyle sonlanan mesaj sosyal medyada geniş yankı buldu.
 
Birkaç saat sonra ise bu kez grubun eski bas gitaristi ve Fono Müzik'le kontrat yapılmasına önayak olan, şirketin sahibi Güngörmüş ailesinin üyesi Burak Güngörmüş kişisel Facebook hesabından bir paylaşım yaptı. Güngörmüş, postta gruptan Kaan Boşnak'ın kendisini ve ailesini tehdit eden bir mesaj attığını yazdı.
 
Karşılıklı olarak konuyu yargıya taşıyacaklarını belirten Boşnak ve Güngörmüş ile telefonda görüşerek sorunun kaynağını öğrenmeye çalıştık.
 
 
Kaan Boşnak: "Hakkımız yendi"
 
* Fono Müzik bize plak bastırma, klip çekimi ve yurtdışında kayıt vaatleri verdi. Arkadaş olduğumuz, istediğimiz zaman sözleşmeyi feshedip ayrılabileceğimiz söylendi. Bunlar yazılı değil tabii, sözlü vaatler. Sonrasında sektörü öğrenince çok hakkımızın yendiğini anladık.
 
* Konserlerimizden menajerlik hakları onlarda olduğu için yüzde 25 alıyorlar, ayrıyeten hiçbir konser ayarlamayıp başka bir menajerle çalıştırıyorlar, ona da biz kendi cebimizden para veriyoruz.
 
* Şu an bizim beş yılda beş albüm öngören bir anlaşmamız var, eğer bu sürede bu kadar albüm çıkmazsa sözleşme otomatik olarak uzuyor. Onlar da ayak sürüyor, albümleri çıkartmıyorlar ki sözleşmemiz uzasın, konserlerimizden daha çok para alabilsinler.
 
* Bu iki single yeni çıkacak olan albümde yer alacaktı. Bunları Fono Müzik'le anlaşarak yayınladık, önümüzdeki konserleri destekleyecek parçalar olması amacıyla. Albüm de sonbaharda yayınlanacak. Fakat Fono Müzik ses mühendislerinin parasını ödemediği için biz kayıtları alamadık, ondan sonra da şarkıları yayınlayamadık doğal olarak. Kendilerinden yayınlamalarını istediğimizde gündemin şarkı yayınlamaya uygun olmadığını söylediler, halbuki bence gayet uygundu, siyasi bir şarkıydı. Şarkı siyasi olduğu için korktular ve yayından kaldırdılar.
 
 
Burak Güngörmüş: "Para kardeşliği bozdu"
 
* İki albüm kaydettik beraber. Bir taraftan grubun menajerliğini de yapıyordum, bir yandan yapımcılığını da üstlenmiştim, herkesin bir işin ucundan tuttuğu, çok arkadaşça bir ortam vardı. Ancak ikinci albümden sonra, para mevzusu işin içine daha da girince Kaan farklı düşünmeye başladı ve bizim bu kardeşlik durumumuzu bozdu, sonuçta bütün grubu dağıtıp sonra benim dışımda kişilerle yeniden topladı.
 
* Konser menajerliğine gelince, Türkiye'de 'booking manager' diye bir kavram var, bu bildiğimiz anlamda menajer değildir, konser ayarlayan, lokal yerler bulan bir kişidir. Bu iki kavramın karışmaması lazım.
 
* Ben gruptan ayrıldıktan sonra Fono Müzik Kaan Boşnak'la iletişim kuramamıştır, çünkü kendisi telefonlara çıkmadı, davetlerine icabet etmedi. Böyle olunca iletişim sorunu oldu ve koparttı her şeyi. Biz hiçbir zaman şarkılarının içeriğine karışmadık, özgürce şarkılarımızı yaptık.
 
* Bir albüm yapmak için siz önce bir muvafakatname verirsiniz. Bu muvafakatnamede bütün şarkıların isimleri ve ilk satırları yazılıdır. Plak şirketi bu muvafakatnameyi aldıktan sonra Kültür Bakanlığı Tescil Kurulu'na başvurur ve sonra sanatçıdan ve stüdyodan gelen masterlar tescile gönderilir. İlk yayınlayacak olan plak şirketidir çünkü uluslararası sözleşmelerde de bu şekilde yer alır. Sanatçı bunu kendi kafasına göre ilk yayınlayamaz.