Türkiye’nin en büyük opera sahnesi
26 Nisan 2013 - 07:04 | Bakırköy Belediyesi projeleri arasında Bakırköy Botanik Parkı da bulunuyorGeçtiğimiz sene düzenlediği kültürel etkinlikler ve panellerle adından sıkça söz ettiren Bakırköy Belediyesi ve Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, bu sefer de bir kültür merkezi ve Türkiye'nin en büyük opera sahnesi projesiyle gündemde
SELİN SAYAR
Yürüttüğü kültür sanat etkinlikleriyle adından söz ettiren Bakırköy Belediyesi, şu sıralar yeni projelerini hayata geçirmenin telaşı içerisinde. Önümüzdeki günlerde gerçekleşecek felsefe konferansını ve yeni açılacak olan Bakırköy Kültür Merkezi’nin içindeki Türkiye’nin en büyük opera sahnesini Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’le konuştuk.
Bakırköy Belediyesi öncülüğünde Mono Kurgusuz Labirent Yayınları tarafından geçtiğimiz kış düzenlenen “Demokrasi çağında Uygarlık” temalı felsefe konferansının ikinci ayağı 27-28 Nisan tarihlerinde Yunus Emre Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek. Konferanslar kapsamında dünyaca ünlü filozoflara ev sahipliği yapan Bakırköy Belediyesi, bu sefer de ünlü İtalyan filozof Antonio Negri’yi ağarlayacak. ”Yeni Uygarlık ve Özne Biçimleri” konulu konferansa Negri’nin dışında ayrıca Judith Revel, Revel Assennato, Volkan Çelebi ve Ahmet Sosyal konuşmacı olarak katılacak. Bu etkinliklerle ilgili “Felsefe her şeyin temeli” diyen Ateş Ünal Erzen, “Geçen konferansa tüm dünyadan 13-14 tane filozof geldi. Tadı damağımızda kaldı. Biz bu çalışmalarla Bakırköy’de dünyanın yeni agorasını kurmaya çalışıyoruz,” diye belirtti.
Erzen’i heyecanlandıran bir diğer oluşum ise ekim ayında açılışını yapmayı düşündüğü Bakırköy Kültür Merkezi. Kültür Merkezi’ni benzerlerinden ayıran önemli ayrıntı, içerisinde Türkiye’nin en büyük opera sahnesini barındıracak olması. 1200 kişilik opera salonun açılışını ünlü bir opera ya da bir müzikalle yapmak istediğini söyleyen Belediye Başkanı, “Salona henüz isim vermedik. Bir halk anketi yapıyoruz. İsminin ne olacağına halk karar verecek. Ben de heyecanla bekliyorum,” dedi ve ekledi: “Bu bina çok özel bir akustikle yapıldı. Sinemayı, tiyatroyu, konferansı ve operayı, her birini farklı bir akustikle izleyeceksiniz.”
Haldun Dormen’in sırf burası için "Sokak Kızı İrma"yı hazırladığını ve binanın dışına gerilecek özel bir perdeyle, içeride gerçekleşen tüm etkinlikleri dışarıdan da izlenebileceğini söyleyen Erzen, “Dışarıya sandalyeler koyup, burayı yazlık bir sinema haline getirmek istiyorum,” dedi.
Tabii tüm bu güzelliklerin yanı sıra, bu binaların maliyetinin çok yüksek olduğunu kaydeden Başkan, az gelişmiş bölgelerdeki insanlara bu kültürü nasıl aktarabileceğimizi başından geçen bir olayla anlattı: “Yıllar önce Gorbaçov zamanında Rusya felaket bir haldeydi. Moskova’ya gitmiştim bir toplantı için. İnsanlar yoksul, ne giyecekleri ne kıyafetleri vardı. Bolşoy’a opera izlemeye gitmek istiyorduk. Bilet sorduk, kara borsadan alacaksınız dediler. Şaşırdık tabii. Gittik bilet arıyoruz, dolar almaktan korkuyorlar, üzerimizdeki deri ceketi istediler. Ceketi verdik, bileti aldık. Bir gittik, NATO Genel Sekreteri de oradaydı. O sefalet içindeki Rus halkı orayı hınca hınç doldurmuştu. Belki günlerce bekleyip bilet almışlardı. İşte burada kültür farklılıkları ortaya çıkıyor. Nasıl ki İtalyan insanı yanlış basılan bir notada Pavarotti’yi bile yuhalayabiliyorsa yani o yanlış notayı anlayabiliyorsa, bizim halkımız da bunu yapabilmeli. Evet belki Hakkari’deki Şırnak’taki insanlarımız geçim sıkıntıları içindeyken durduk yere bize bir opera getir de izleyelim demez ama sen insanların ayağına bunu götürürsen, onlarda tadını alacaklardır. Ve emin olun bir iki defadan sonra geleceklerdir, sanatın kıymetini anlayacaklardır.”
SELİN SAYAR
Yürüttüğü kültür sanat etkinlikleriyle adından söz ettiren Bakırköy Belediyesi, şu sıralar yeni projelerini hayata geçirmenin telaşı içerisinde. Önümüzdeki günlerde gerçekleşecek felsefe konferansını ve yeni açılacak olan Bakırköy Kültür Merkezi’nin içindeki Türkiye’nin en büyük opera sahnesini Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’le konuştuk.
Bakırköy Belediyesi öncülüğünde Mono Kurgusuz Labirent Yayınları tarafından geçtiğimiz kış düzenlenen “Demokrasi çağında Uygarlık” temalı felsefe konferansının ikinci ayağı 27-28 Nisan tarihlerinde Yunus Emre Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek. Konferanslar kapsamında dünyaca ünlü filozoflara ev sahipliği yapan Bakırköy Belediyesi, bu sefer de ünlü İtalyan filozof Antonio Negri’yi ağarlayacak. ”Yeni Uygarlık ve Özne Biçimleri” konulu konferansa Negri’nin dışında ayrıca Judith Revel, Revel Assennato, Volkan Çelebi ve Ahmet Sosyal konuşmacı olarak katılacak. Bu etkinliklerle ilgili “Felsefe her şeyin temeli” diyen Ateş Ünal Erzen, “Geçen konferansa tüm dünyadan 13-14 tane filozof geldi. Tadı damağımızda kaldı. Biz bu çalışmalarla Bakırköy’de dünyanın yeni agorasını kurmaya çalışıyoruz,” diye belirtti.
Erzen’i heyecanlandıran bir diğer oluşum ise ekim ayında açılışını yapmayı düşündüğü Bakırköy Kültür Merkezi. Kültür Merkezi’ni benzerlerinden ayıran önemli ayrıntı, içerisinde Türkiye’nin en büyük opera sahnesini barındıracak olması. 1200 kişilik opera salonun açılışını ünlü bir opera ya da bir müzikalle yapmak istediğini söyleyen Belediye Başkanı, “Salona henüz isim vermedik. Bir halk anketi yapıyoruz. İsminin ne olacağına halk karar verecek. Ben de heyecanla bekliyorum,” dedi ve ekledi: “Bu bina çok özel bir akustikle yapıldı. Sinemayı, tiyatroyu, konferansı ve operayı, her birini farklı bir akustikle izleyeceksiniz.”
Haldun Dormen’in sırf burası için "Sokak Kızı İrma"yı hazırladığını ve binanın dışına gerilecek özel bir perdeyle, içeride gerçekleşen tüm etkinlikleri dışarıdan da izlenebileceğini söyleyen Erzen, “Dışarıya sandalyeler koyup, burayı yazlık bir sinema haline getirmek istiyorum,” dedi.
Tabii tüm bu güzelliklerin yanı sıra, bu binaların maliyetinin çok yüksek olduğunu kaydeden Başkan, az gelişmiş bölgelerdeki insanlara bu kültürü nasıl aktarabileceğimizi başından geçen bir olayla anlattı: “Yıllar önce Gorbaçov zamanında Rusya felaket bir haldeydi. Moskova’ya gitmiştim bir toplantı için. İnsanlar yoksul, ne giyecekleri ne kıyafetleri vardı. Bolşoy’a opera izlemeye gitmek istiyorduk. Bilet sorduk, kara borsadan alacaksınız dediler. Şaşırdık tabii. Gittik bilet arıyoruz, dolar almaktan korkuyorlar, üzerimizdeki deri ceketi istediler. Ceketi verdik, bileti aldık. Bir gittik, NATO Genel Sekreteri de oradaydı. O sefalet içindeki Rus halkı orayı hınca hınç doldurmuştu. Belki günlerce bekleyip bilet almışlardı. İşte burada kültür farklılıkları ortaya çıkıyor. Nasıl ki İtalyan insanı yanlış basılan bir notada Pavarotti’yi bile yuhalayabiliyorsa yani o yanlış notayı anlayabiliyorsa, bizim halkımız da bunu yapabilmeli. Evet belki Hakkari’deki Şırnak’taki insanlarımız geçim sıkıntıları içindeyken durduk yere bize bir opera getir de izleyelim demez ama sen insanların ayağına bunu götürürsen, onlarda tadını alacaklardır. Ve emin olun bir iki defadan sonra geleceklerdir, sanatın kıymetini anlayacaklardır.”