İhsan Dindar - Milliyet

İstanbullular size aşina ve sizi seviyor. Peki siz bu kente dair neler hissediyorsunuz?

1996’da buraya geldiğimiz ilk günden beri İstanbul’u çok seviyoruz. Bizim için her zaman büyük bir ilham kaynağı oldu. İlk geldiğimizden bu yana şehir çok değişti ama hala çok canlı ve enerjik. Her zaman buraya gelmeyi iple çekiyoruz.

Müziğinizdeki oriental yaklaşımı nasıl tanımlıyorsunuz? Ya da müziğinizi oriental olarak görüyor musunuz?

Dünyanın her yerinden ilham alıyoruz, etkileniyoruz. Türk müziği bizim söz yazma, besteleme ve doğaçlama stilimize çok uyuyor, çok güçlü bir duyguya sahip.

Bu noktada İstanbul Twilight şarkınıza değinmek istiyorum. Bugün bile etkisi devam eden bir şarkı. Hatta İstanbul'a dair pek çok videoda kullanlan bir şarkı. Sizin müzikal yolculuğunuza bu şarkı nasıl bir etki yaptı?

Istanbul Twilight bizim için de çok büyük bir önem taşıyor. 1998’den bu yana şarkıyı her konserimizde mutlaka çalıyoruz ve tüm dünyada izleyiciler üzeirnde  güzel bir etki bıraktığını görüyoruz. Şarkıyı yazma süreci çok hızlı gelişmişti. Kendi kendini yazdı bile diyebiliriz. Tek günde İstanbul’da kaydetmiştik.

Bu şarkıda Laço Tayfa ile birlike çalmıştınız. Geçtiğimiz Perşembe de HüsnüŞenlendirici konserinizde yer aldı. Onlarla çalışmak nasıl bir duygu?

Hüsnü ve Laço Tayfa ile Pozitif’ten Ahmet, Mehmet ve Cem sayesinde tanışmıştık. In The Buzzbag albümünü kaydediyorduk, hiçbirimiz Türkçe bilmiyorduk, onlar da İngilizce bilmiyordu. Aramızdaki tüm iletişim enstrümanlarımız, şarkılarımız ve dans ile gerçekleşiyordu. Albüm çıktıktan sonra Laço Tayfa ve dansözler ile pek çok konser verdik, harika zamanlardı. Laço Tayfa dağıldıktan sonra Hüsnü ve Taksim Trio’dan Aytaç ve İsmail ile konserlere devam ettik. Son zamanlarda Hüsnü ile tekrar çalışıyoruz,

Babylon bu sene 20. yılını kutluyor. Siz de Babylon'un bu yolculuğunun önemli bir parçasısınız. Bu yolculuğun parçası olmak size neler hissettiriyor?

Pozitif etkinlik ve organizasyon şirketiydi ve bir de plak şirketi vardı. Babylon gibi bir mekanı mulaka olmalıydı. Ahmet, Mehmet ve Cem’in Çağdaş Türk Müziği ve İstanbul gece hayatına katkıları yadsınamaz. Her zaman çok iyi yönetildi. İlk tanıştığımız günden bu yana dostluğumuz devam ediyor.  Türkiye’nin Brooklyn Funk Essentials için hayati bir önemi var diyebiliriz. Türkiye sayesinde turneye çıkıp dünyanın dört bir yanında çalma gücü aldık. 20. Yılında Babylon’da tekrar çalmaktan gurur duyuyoruz.

Son olarak yeni albümünüzü sormak istiyorum. Nelerden beslendiniz ve nasıl bir albüm olarak tanımlıyorsunuz?

Yeni albümde, amacımız, caz, dub, krautrovk ve diğer müziklerden ilham almış bir klasik soul/funk lbümü yaratmaktı. 25 yıllık müzik kariyerimizden yola çıkarak adını da “Stay Good” koyduk. Aynı zamanda, gitgide kötüleşen dünyada insan olarak iyi olmayı da kapsıyor. Albümü canlı olarak stüdyoyda kaydettik ve kaydederken tüm ekip bir çember halindeydik ki birbirimizle iletişimde kalabilelim, birbirimizi görebilelim. Bu çok ilham verici ve eğlenceli bir deneyim ve bu kayda da yansıdı. Şarkıların çoğunu çaldığımız anda yazdık.

ihsan.dindar@milliyet.com.tr