SELAY SARI

 

Analog seven amatör ve profesyonel DJleri başına toplayan launchpad ve controllerlar... Üç boyutlu yazıcıyla yapılan, bir hortum yardımıyla 'ateş püsküren' minik ejderhalar... Sanatçısından sektör danışmanına müzik otoritelerinin katıldığı paneller... Ve tabii ki etkinliğin asıl çekim kaynağı olan, dört ayrı alanda durmayan müzik.

 

 

Dünyanın bu alandaki en popüler ve prestijli etkinliklerinden, müzik, sanat ve teknoloji festivali Sónar'ın İstanbul ayağı 24-25 Mart tarihlerinde Zorlu PSM'de gerçekleşti. İlki 1994 yılında Barselona'da düzenlenen, ilerleyen yıllarda Sao Paulo'dan Seul'e, Cape Town'dan Reykjavik'e 16 şehre konuk olan festival, bu yıl ilk kez İstanbul'a uğradı. İlk akşamı konser ve performanslara ayrılan Sónar, ikinci gün ise bunların yanı sıra ücretsiz atölyeler ve panellere de evsahipliği yaptı.

Biletleri cuma günü itibariyle tükenen etkinlikte Zorlu PSM'nin dört ayrı salonu SonarClub, RedBull Music Academy'nin desteğiyle SonarLab, SonarBox ve SonarHall isimlerini aldı. Seyircinin ilgisi yoğun olarak Ana Tiyatro olan SonarClub'daydı. Orkestra bölümündeki koltukları kaldırılarak ayakta izlemeye uygun bir yer hâline getirilen SonarClub'ın cuma günkü yıldızı, 10 Aralık'ta vereceği konser Vodafone Arena çevresindeki saldırı nedeniyle iptal edilen Hollandalı ikili Weval oldu. Elektronik müziğin pek çok türünden beslenen, kategoriye bağlı kalmayan sound'u ve uygun ışık düzeniyle grup, salonun en başarılı performansına imza attı. Weval ertesinde sahne alan Avusturyalı grup HVOB de seyirciyi hareketlendiren iyi bir sete imza attı.

 

 

Festivalin ana isimlerinden Roisin Murphy ise bekleneni veremedi. Son iki albümü, 'Hairless Toys' ve 'Take Her Up to Monto' ağırlıklı bir performansa imza atan Murphy, sahne üzerinde farklı imajlar yaratmak için taktığı maskelerle daha çok bir çocuk doğumgünü partisi animatörüne benziyordu. Ardından festivalin en çok beklenen isimlerinden Rus techno DJ'i Nina Kraviz, uçağını kaçırmış olduğu için yarım saatlik bir gecikmeyle çıktı ve 1,5 saat sahnede kaldı.

 

 

SonarLab, ilk gün Prins Thomas, Shackleton ve Kode9 ile benimsediği bas yoğun dans ve dub setinden sonra, cumartesi günü ambient ve deneysel sanatçıların daha ağırlıkta olduğu bir programla seyirci karşısına çıktı. Başak Günak'ın projesi Ah! Kosmos ve İskeletor, dikkat çeken performanslara imza attılar.

 

 

 

Merkezin üst katında bulunan, müzik profesyonellerinin özellikle ilgisini çeken +D bölümünde ise cumartesi günü bir saatlik gecikmeyle 13:00'ten itibaren 3D yazıcı, elektronik obje yaratım ve mobil uygulama yazma atölyeleri, giyilebilir teknolojilerden launchpad'lere sergiler ve paneller gerçekleşti. 'Müzik Tüketimi, 2017 ve Ötesi' panelinde CMU editörü moderatör Chris Cooke, dünyada dijital müzikten elde edilen gelirin fiziksel alımları geçtiğini, bu gelirin de indirme ve streaming arasında eşit pay edildiğini belirtirken, Türkiye'de fiziksel satış ve dijitalden elde edilen gelirin yaklaşık aynı oranda olduğunu, canlı performanslardan elde edilen gelirin ise bu iki kalemi az farkla da olsa geçtiğini ifade etti. Cooke'un ilettiği verilere göre, Türkiye'de dijital alanda streaming platformların kullanımının indirmeye oranı, dünyaya göre çok daha yüksek.

 

 

+D alanında en ilgi çeken standlardan biri, VR oyun alanıydı. Türkiye'den Dreamrain firmasının hazırladığı ve 4 ay sonra Steam'de satışa sunulması planlanan artırılmış gerçeklik oyunu 'Sioux', katılımcıların büyük ilgisini çekti. Şu an bir prototipi deneyimlenebilen oyun, western dünyasında zombilere karşı savaştıran FPS tarzı bir oyun.