Punk'ın mütevazi şairi Patti Smith
27 Haziran 2016 - 12:06ABD’li yazar ve müzisyen Patti Smith 23 Haziran'da İstanbul’da sahneye çıktı. 22 Haziran'da imza günü öncesi bir basın toplantısına katılan sanatçı, kendisinin izinden gitmiş müzisyenlerin asla gösteremediği bir tevazu içindeydi
SELAY SARI
İnsanın 'punk'ın vaftiz annesi', 'punk rock'ın kraliçesi' gibi lakapları olunca, karşınızda evrende gördüğü her şeye sevgi ve hoşgörüyle bakan, sakin ve gayet mütevazı birini bulmayı beklemiyorsunuz. Halbuki bu yıl aralık ayında 70 yaşını dolduracak ABD'li şair, yazar, sanatçı, aktivist ve müzisyen Patti Smith, bu akşam 'Horses' albümünün 40. yılı turnesi kapsamında kapalı gişe konser vereceği Zorlu PSM Ana Tiyatro sahnesinde dün imza günü öncesi basınla bir araya geldiğinde, kendisinin izinden gitmiş müzisyenlerin asla gösteremediği bir tevazu içindeydi. Soruları yanıtlarken en sık kurduğu cümleler şunlardı: "Bu soruya iyi bir cevap verebilecek miyim bilmiyorum", "Cevaplarımın mükemmel olmadığının farkındasınızdır." Ancak ne salonun içindeki hayranlarını, ne de imza başlangıcından iki saat önce kuyruk olmaya başlamış, çoğu genç sevenlerini evrenin sırlarına vakıf olmadığına ikna etmesi pek mümkün değil Smith'in.
Smith, Zorlu PSM'deki imza günü öncesi basınla bir araya geldi.
Hayatınızın bu noktasında sizi ne mutlu ediyor?
Hâlâ yaşıyor olduğuma memnunum. Bu çok basit bir cevap gibi görünebilir ama sevdiğim birçok insan, eşim, kardeşim, piyanistim, Robert Mapplethorpe, birçok sanatçı ve müzisyen artık hayatta değil. O yüzden hâlâ yaşadığım ve çalışabildiğim için mutluyum.
Sevgi sizin için ne demek?
'Dancing Barefoot' şarkısından örnek verebilirim. Orada üç sevgi seviyesi vardır: insanlara duyduğum, tanrıya duyduğum ve o sırada müstakbel eşim Fred 'Sonic' Smith'e duyduğum sevgi.
Sizce Trump seçimi kazanırsa ne olur?
Şu ana kadar olan süreç bile ABD'ye yeterince zarar verdi. İnsanlarda nefret hissini uyandırmaya çalışan, dar kafalı bir adam. O bir 'ünlü', biz de bir 'ünlüler' dünyasında yaşıyoruz ve bu dünyada yaşamanın korkunç sonuçlarını yaşıyoruz. Ancak Donald Trump'ın karşısında tüm gücüyle çalışacak insanların da olduğunu biliyorum. Trump'ın en korkunç yanı, insanların içindeki zorbayı uyandırması.
Hangisi sizi daha iyi tanımlıyor, şair mi müzisyen mi?
Hayatım boyunca şiir yazdım, performanslarım, kayıtlarım, 'Horses' hep şiirimden meydana çıktı. Hiçbir zaman müzisyen olmayı düşünmedim, bir şey çalamam, eğitimim yok. Ama bir yorumcuyum ve yorumlarım hep şiir içerir.
Müzik endüstrisinin gidişatı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Neredeyse 70 yaşındayım. Rock'n roll'un doğumuna ve evrimine tanıklık ettim. EP'ler, single'lar, kasetler, CD'ler... Şu anda müziğin sunuluş biçimi bana çok yabancı. Streaming hiç kullanmıyorum, plak da çalmıyorum. Müzik endüstrisi o dönemin genç insanları nasıl istiyorsa o yönde ilerliyor kanımca. Örneğin Jimi Hendrix'in zamanında nasıl çaldığını duyabilmek için plaklara yöneldiler. Bu evrim sürecek.
Sizce müzik dünyayı değiştirebilir mi?
İnsanlar dünyayı değiştirir. Şarkılar onlara ilham verir, onlar da o ilhamla bir araya gelip bir şeyleri değiştirebilirler.
Bugün olsa aynısını yaparım
Geçen 40 yıl içinde 'Horses'ta 'keşke farklı yapsaydım' dediğiniz bir taraf oldu mu?
Yaptığım hiçbir şeyi değiştirmeyi düşünmedim, istediğim kadar iyi çıkmayan işlerimde bile. 'Horses'ı ortaya çıkarırken 26-27 yaşındaydım ve o sırada yapabileceğimin en iyisi buydu. Daha iyi bir şey yaratacak yeteneğim yoktu. Eğer daha iyisini yapacağımı, geliştireceğimi düşünürsem bunu şimdi yaparım, ama çıkardığım işlerin arkasındayım, gerekeni yaptılar. Mükemmel olduklarını düşündüğümden değil, o sırada yapabileceğimin en iyisi olduklarından arkasındayım işlerin.