Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Müzik » "Müzik, müziğin içinden gelir"

"Müzik, müziğin içinden gelir"

"Müzik, müziğin içinden gelir"01 Şubat 2018 - 01:02
Çağın en önemli bestecileri arasında gösterilen Ludovico Einaudi uzun sayılabilecek bir aranın ardından yeniden İstanbullu müzikseverlerle buluşacak. 5 ve 6 Şubat tarihlerinde Zorlu PSM Ana Tiyatro’da iki konser verecek olan Ludovico Einaudi ile, performansları öncesi bir söyleşi gerçekleştirdik.

İhsan Dindar - Milliyet Sanat

 

Eleştirmenler tarafından “Modern Çağın Mozart” olarak tanımlanan Ludovico Einaudi en son 2014’te İstanbul’da konser vermişti. Hayranlarının uzun süren bekleyişinin ardından geçtiğimiz günlerde Ludovico Einaudi’nin 6 Şubat’ta İstanbul’da bir konser vereceği açıklanmıştı. Yaşanan yoğunluğun ardından biletlerin tükenmesi üzerine 5 Şubat da sahneye çıkacak olan Ludovico Einaudi’ye konserlerden önce sorularımızı yönelttik.

 

 

Duygusal ve karakteristik bir müzikal tarzınız var. İlhamınız kim ve nelerden alıyorsunuz?

Beste yaparken ilham aldığım birçok şey var. Müzik, başka bir müziğin içinden gelir. Geçmişle, birikiminizle ilintili bir karışım var. İlhamımı bir karışımdan oraya çıkarmayı seviyorum. Öte yandan yıllar süren bir araştırma da söz konusu. İlham aldığınız şeyin doğrudan müzik olmayabilir. Bu bazen zamandır bazen de doğanın kendisi. Bu elbette biraz da projenin de neyle alakalı olduğuyla da ilgili.

 

Peki kişi bazlı gidecek olursak; müzikal anlamda sizi en çok etkileyen isimleri öğrenebilir miyiz? 

Bu modern müzik kadar eski dönemlere ait çalışmalar da olabilir. Bu gerçekten o ana bağlı bir şey. Bazen barok müzik, bazen geleneksel, bazen de Afrika müziği. Bu açıdan aynı zamanda Türk müzisyenlerle de çalışmam oldu, Mercan Dede gibi.

 

 Bu noktada araya girmek istiyorum. Hazır söz Mercan Dede’ye gelmişken. Şahsen bu işbirliğinizi başarılı bulmuş biri olarak sormak istiyorum. Benzeri bir çalışma görme ihtimalimiz var mı? Bu, bir başka Türk müzisyen de olabilir tabii.

Bilemiyorum. Belki de olabilir. Yıllar önce Mercan Dede’nin bir projesi için işbirliği yapmıştık. Dolayısıyla hala devam eden güzel bir dostluğumuz var. Belki gelecekte benzeri bir şey yapılabilir. Ama halihazırda bu konuda herhangi bir plan ya da proje bulunmuyor. Her ikimiz başka işlerle oldukça yoğun bir dönemdeyiz.

 

 

“Bu platformlardaki şarkıları dinlemeye kimsenin vakti yetmez”

 

Dijital platformlar müzik dinleme alışkanlıklarını da değiştirmeye başladı. Bu platformlarda da sizin müzikleriniz oldukça popüler. Sizin bu platformlara bakış açınız nedir? Müziğin geleceği için iyi bir şey mi bu?

Bu durum İnsanların müziğe erişimi açısından iyi bir şey. Herkes kolaylıkla müzik dinleyebiliyor. Müziği dinlemek için beklemenize gerek kalmıyor. Ancak her olumlu şeyin bir de olumsuz yanı olabilir. Bu durum çeşitli riskler de barındırabilir. Bu platformlarda o kadar çok kayıt mevcut ki bunları dinlemeye kimsenin vakti yetmez.

 

Az önce ilham aldığınız müzikleri sayarken barok müziği de saydınız. Günün birinde sadece barok ya da klasik dönem besteleri içeren bir albüm yapmayı düşünür müydünüz?

Sanmıyorum. Çünkü ben bir besteciyim. İcracı değilim. Benim için yeni bir şeyler bestelemek, mevcut eserleri yorumlamaktan her zaman daha ilgi çekici olmuştur. Zaten zamanımın büyük bölümünü bu yönde harcıyorum. Yeni besteler ortaya çıkarmakla.  Diğerini, hayatını klasik müziğe adamış isimler benden çok daha iyi bir şekilde yapıyor.

 

Eserleriniz elektronik altyapılarla yeniden yorumlanıyor. Sizin de bu yönde ortak çalışmalarınız oldu. Bu türe bakış açınızı öğrenebilir miyiz?

Zaman zaman bu tür işbirliklerini yapmayı tercih ettim. Özellikle Robert Lippok ile bu yönde çalışmalarımız oldu. Geçmişte güzel işler yaptık. Ortaya bir albüm çıkardık. Bu bir grup çalışmasından ziyade ikimizin yaptığı bir şeydi. Bu açıdan oraya çıkan işe bağlı olarak bu yöndeki bazı çalışmalar güzel olabiliyorken bazı da kötü oluyor. Dolayısıyla genel olarak bu tip ortak çalışmalara açık birisiyim.

 

“Bestelerim beni yansıtıyor”

Eserlerinizi bilmeyen birine, müziğinize doğru bir keşif yolculuğuna başlarken ilk olarak hangi bestenizi tavsiye ederdiniz?

Karar vermesi oldukça zor. Her bestemde sevdiğim bir yön var. O yüzden tercihte bulunmak oldukça zor. Her bestede her albümde hayatıma dair bir şeyler var. Bu nedenle “hayatımın bu dönemi, diğerinden daha iyiydi” diyemem. Yaptığım tüm albümleri çok seviyorum. Son albümlerim olan Time Lapse ve Elements, şu andaki beni temsil ediyor, yaptıklarımı yansıtıyor. Ama aynı zamanda eski kayıtlarımı da dinlemeyi seviyorum. Bir daha öylesi besteler yapamam. Yıllar önce ortaya çıkmış çalışmalardı. Dolayısıyla onlar da benim için önemli.

 

Pek çok insan sizin müziklerinizi rahatlamak veya bir şeyi konsantre olabilmek için dinliyor. Peki Ludovico Einaudi rahatlamak veya konsantre olmak için neler dinler ya da yapar?

Ben genelde araba kullanırken müzik dinlemeyi tercih ediyorum. Çünkü araba kullanırken manzarayı gözlemlemek ve bir şeyler dinlemek güzel bir karışım oluyor. Ancak yeni bir beste için konantre olduğumda sadece buna odaklanırım.

 

5 ve 6 Şubat’ta sizi İstanbul’da dinleyeceğiz. Konserlere gelecek olan izleyicilere iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?

İstanbul’a yeniden gelme imkânına sahip olduğum için mutluyum. Türkiye zor dönemler geçirdi. Oradaki arkadaşlarımdan sürekli bu konuda bilgi aldım. Konserlerimin her şeyin daha iyiye gideceğine dair inancımın bir işareti olarak görülmesini isterim.