Lang Lang ile Barış İçin Müzik
03 Kasım 2014 - 11:11'Klasik müzik süperstarı' diye bir kavramdan bahsedebiliyorsak, onun tanımı olan Çinli piyanist Lang Lang, Allianz'ın 'Müziğin Geleceği için 1 Olduk' sloganıyla başlattığı proje için İstanbul'da özel bir konser verdi
SELAY SARI
Lang Lang 1982’de Çin’in kuzeydoğusundaki Shenyang'da dünyaya geldiğinde, ikisi de müzisyen olan annesi ve babası, kendi kariyerleri ile ilgili ümitlerini tamamen kaybetmişlerdi. Çin Kültür Devrimi, anne ve baba Lang’ın mesleklerini ellerinden almıştı. Bu yüzden iki buçuk yaşındaki çocuklarının piyano çalmaya istekli olduğunu fark edince, tüm hayallerini Çin hükümetinin sahip olmalarına izin verdiği bu tek oğullarına yatırdılar, büyük bir özveriyle Lang’ı Pekin’deki Merkez Müzik Konservatuarı’na yazdırmak için getirdiler... Ve Pekin’deki bir piyano öğretmeni, 8 yaşındaki, o zamana kadar birçok resital birinciliği olan çocuğun ‘yeteneğinin olmadığını’, bu yüzden konservatuara giremeyeceğini söylediğinde, babası küçük Lang’a iki seçenek sundu: Ya iki şişe ilaç içerek, ya kendisiyle kaldıkları dairenin balkonundan atlayarak intihar edecekti, çünkü artık Shenyang’a dönemezlerdi. Çocuk bunu reddetti ve o andan itibaren, şu anda dünyanın belki de en çok tanınan ve kazanan, BM Barış Elçisi olan Çinli piyanist Lang Lang’ın yükselişi başladı.
Lang Lang ve genç piyanist Kaan Baysal.
İlk parçasını Ermenek’e adadı
Lang Lang, finans ve sigorta şirketi Allianz’ın bu yıl Türkiye’de ‘Müziğin Geleceği için 1 Olduk’ sloganıyla başlattığı, imkanları sınırlı çocuklara müzik eğitimi sağlama amacıyla yola çıkan Barış İçin Müzik Vakfı’na destek olmayı hedefleyen projesi kapsamında önceki akşam Zorlu Center PSM’de, Allianz davetlilerine ve Barış İçin Müzik Vakfı öğrencilerine bir konser verdi. Konsere Ermenek’te hayatını kaybeden madencilere adadığı, Schumann’ın 'Traumerei' adlı eseri ile başlayan sanatçı, daha sonra Chopin’den dört balad çaldı. Lang kendi bölümünün sonunda, 'İstanbul Müzik Festivali Genç Solistini Arıyor' projesinin bu yılki birincisi, 11 yaşındaki genç yetenek Kaan Baysal’ı sahneye çağırdı. Baysal da Chopin programını bir noktürn ve bir vals ile devam ettirdi ve seyircilerden çok büyük alkış aldı. Konser sonrası görüşme imkanı bulduğumuz Lang Lang, Milliyet gazetesine açıklamalarda bulundu...
Barış İçin Müzik Vakfı aslında Venezüella’daki El Sistema’nın kamu yardımı almayan bir versiyonu ve El Sistema ile işbirliği halinde. Bu gibi çalışmaları nasıl buluyorsunuz ve Çin’de de benzer bir proje düşünüyor musunuz?
Hem bu proje hem de El Sistema gerçekten çok iyi çalışıyor. Ben Venezüella’dakiyle oldukça yakın çalışıyordum, onları birkaç kere ziyaret ettim, şimdi Barış İçin Müzik ile de yakın çalışacağım. Çin’de bu konuda büyük bir problemimiz yok çünkü eğitim sisteminde zaten yeterli seviyede müzik dersi var. Ama nerede olursa olsun, ne kadar müzik eğitimi sağlayabilirsek o kadar iyi tabii. Benim kurduğum Uluslararası Müzik Vakfı’nda, Allianz ile işbirliği içinde yeni yetenekler için yeni fırsatlar yaratmaya çalışıyoruz.
Kaan Baysal ve onun gibi genç yeteneklere kariyer tavsiyeniz var mı?
Kaan, dün bana profesyonel bir piyanist olmak istediğini söyledi. Bunun için gerçekten güçlü bir çalışma azmine ihtiyacı var. Kesinlikle kolay bir iş alanı değil, güçlü olmak gerekiyor. Ancak kendisini çok yetenekli buluyorum, müzik duygusu çok güçlü, bu yüzden devam etmesi lazım.
2008 Pekin Olimpiyatları’nın açılışında çaldınız, bu sene hem Grammy Ödülleri’nde Metallica ile, hem de Dünya Kupası esnasında Rio de Janeiro’da Placido Domingo ile konserler verdiniz. Bu büyük performansları mı tercih ediyorsunuz yoksa daha küçük çaplı olanları mı?
Klasik müzik dünyası olarak televizyonda, spor ya da sinema kadar fazla yer alma şansımız yok. Bu yüzden bu tür dev performansları hep istiyorum çünkü böylece duyulabiliyoruz, çok daha fazla insana ulaşabiliyoruz. Tabii ki bir konser salonunda çalmayı daha çok seviyorum çünkü ne duyduğunu bilen ve nasıl dinleyeceğini bilen seyircilere çalmak her zaman için daha mutluluk verici. Ancak o konserlere gelmeyen ve normalde bu müziği dinlemeyecek bir insanın, piyanistin coşkusunu görünce heyecanlanmasını da çok seviyorum. O bakımdan iki dünyaya da yakın olmak çok önemli.