'Kendimi Ayasofya gibi hissediyorum'
16 Ağustos 2019 - 11:08Türkiye ve İtalya kültürü ile yetişen şef Nil Venditti, Bodrum Müzik Festivali’nde Bilkent Senfoni Orkestrası’nı Fazıl Say’a eşlik edecek yönetecek. Venditti, “Bazen iç sesimi dinlediğimde, kendimi Sultanahmet ve Ayasofya gibi hissediyorum” diyor.
İhsan Dindar - İstanbul
Bu yıl 22-25 Ağustos tarihleri arasında 15’incisi yapılacak Bodrum Müzik Festivali’nin açılış gecesinde Bilkent Filarmoni Orkestrası’nı genç şef Nil Venditti yönetecek. Türk ve İtalyan kültürleriyle büyüyen, çello eğitiminin ardından da orkestra şefliğine yönelen Nil Venditti, sorularımızı yanıtladı.
Genç bir orkestra şefisiniz. Klasik müzik camiasında kadın orkestra şefi olarak yer almak nasıl bir duygu? Eğitiminiz sırasında bunun zorluklarını yaşadınız mı?
Birinci çello olarak Roma Accademia Nazionale di Santa Cecilia Orkestrası’nın Gençlik Orkestrası olan JuniOrchestra’da çalarken orkestra şefimiz Simone Genuini, benim de dahil olduğum bir gruba tecrübe edinmemiz için çaldığımız senfoninin bir bölümünü yönettirdi. Yeteneğimi ilk o keşfetti ve benim hangi konservatuvarda, hangi öğretmenle çalışmam gerektiği konusunda tavsiyelerde bulundu. Böylelikle benim için süreç başladı. Açıkçası zorlandığımı, kadın olduğum için ayrımcılığa maruz kaldığımı söyleyemem. Aksine bu süreçte pek çok güzel tecrübe edindim. Genç olmamım da olumlu katkısı oldu. Felsefemi şöyle özetleyebilirim: Sahnede sadece müzik yapan bir insanım. Cinsiyetin o anda hiç bir önemi yok. Ve eğer ben böyle hissediyorsam, önümdeki müzisyenler de aynı duyguyu benimle paylaşacaklardır.
Türk bir anne ve İtalyan bir babanın kızı olarak iki Akdenizli kültürü içinizde barındırıyorsunuz. Müzikal anlamda bu durumun size etkisi oldu mu?
İnsanın konuştuğu dillerin aklı oluşturduğu söylenir. Evet, küçüklüğümden beri iki dil konuştuğum için çok şanslıyım. Bu durum bana çok esnek bir zihin ve her duruma uyum sağlayabilen, çok açık, her zaman öğrenmeye hazır olma şansı verdi. Ayrıca ben dünyanın en büyük iki imparatorluğunun, Roma ve Osmanlı imparatorluklarının bireyiyim. Bundan daha güzel bir karışım olabilir mi? Bazen iç sesimi dinlediğimde, kendimi Sultanahmet ve Ayasofya gibi hissediyorum. Karşılıklı saygıyla duruyorlar, konuşuyorlar, görüş üretiyorlar. Birbirinin karşıtı iki dünya görüşü ama düşman değiller. Ve ben bu iki dünya şaheserinin arasında, sessizce dinliyorum bu bilgeliğin ruhuma dolmasını...
‘Fedâkarlıkları müziğe adıyorum’
Aslında müzik eğitiminize viyolonsel ile başlamışsınız. Sonra şefliğe yöneliyorsunuz. İçten içe hangisi daha ağır basıyor?
Bu sorunuza yanıt vermek zor ama şunu söyleyebilirim; Yaşamımdaki ve yüreğimdeki en önemli yeri her zaman müzik tutkusu kaplayacak. Sorunuza gelince, artık benim için orkestra şefliği çelloya nazaran daha önemli oldu. Şef olmak istediğim için her gün kendimi onlarca eserin arasında buluyorum, bunları çalışmak günde en az 10 saatimi alıyor, dolayısıyla çello çalışmaya çok zamanım kalmıyor.
Bu yüzyılın en büyük orkestra şeflerinden birinin adını taşıyan Claudio Abbado Ödülü’nü, orkestra şefliği dalında kazandınız...
Genç yaşamımdaki en gurur verici anlar oldu Claudio Abbado Ödülü’nü kazanmak. Onun büyüklüğüne layık olmak için tüm zamanımı, düşüncelerimi, tüm fedakârlıkları benim için kutsal duygu olan müziğe ayırıyorum, adıyorum. Bu muhteşem ödülü kazanmak yaşamımı değiştirdi mi? Evet, profesyonel müzik dünyasına girmeme büyük katkısı oldu, genç yaşımda erişemeyeceğim fırsatların kapılarını araladı diyebilirim. Ancak bir ödül kazanılmazsa kapıların açılmadığı gerçeğiyle de yüzleşmek üzücü oldu tabii...
‘Beethoven’ı Fazıl Say seçti’
15. Bodrum Müzik Festivali kapsamında açılış konserinde Bilkent Senfoni Orkestrası’nı yöneteceksiniz. Orkestra Fazıl Say’a eşlik edecek. Bir yanda Türkiye’nin en önemli orkestralarından biri, öte yandan dünyaca ünlü bir piyanist. Nasıl bir duygu?
Bodrum Müzik Festivali’nin açılış konserinde Fazıl Say ve Bilkent Senfoni Orkestrası ile birlikte Beethoven’ın 3. Piyano Konçertosu’nu müzikseverlerle buluşturacağız. Fazıl Say ve Bilkent Senfoni Orkestrası ile çalışmak benim için onur kaynağı olmanın yanında, heyecanlı, bitmesini hiç istemediğim ilham verici bir deneyim olacak. Beethoven’ın 3. Piyano Konçertosu Fazıl Say’ın seçimi. Benim de en sevdiklerim arasında tabii. Eserin ikinci bölümündeki temanın güzelliği, ışık ve gölge arasındaki bu sabit dualite, insanı birinci notadan itibaren büyüleyen ritim, bu yapıtın altında gizli olan bu