Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Müzik » “Hissettiklerimi paylaşmayı seviyorum”

“Hissettiklerimi paylaşmayı seviyorum”

“Hissettiklerimi paylaşmayı seviyorum”02 Mayıs 2018 - 09:05
Eleştirmenlerce dünyanın en önemli keman virtüözlerinden biri olarak kabul edilen Ara Malikian, bu yıl ikincisi düzenlenen Zorlu PSM Caz Festivali kapsamında bugün İstanbul’da sahne alacak. Lübnan doğumlu Malikian ile müziği, projeleri ve İstanbul konseri üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

İhsan Dindar - Milliyet Sanat

 

Lübnan doğumlu bir müzisyen olarak Akdeniz, Anadolu ve hatta klezmer ezgilerini harmanlıyorsunuz. Sanatınızı ve motivasyonunuzu en çok beslendiğiniz kaynaklar nedir?

Kariyerimin en başından itibaren birçok ülkeye seyahat etme fırsatım oldu. Farklı müzik ve türleri keşfedebildim. Bu da benim yaptığım iş açısından en önemli kırılma noktası oldu.  Lübnan doğumlu biri olarak müziğimde buranın, Akdeniz’in ve tüm bunların yanı sıra klasik müziğin etkisi var. Sonrasında da dünya gezince birbirinden farklı kültürleri yerinde görme imkanım oldu. Güney Amerika gibi mesela…

 

 

Sizi Vivaldi ve Led Zeppelin’i peşi sıra çalarken görmek mümkün. Bunu nasıl başarıyorsunuz? Çünkü birbirinden çok farklı iki alan.

Her ikisinin de müziğini kendimde taşıyorum. Vivaldi’yi dünyanın en önemli bestecilerinden biri olarak kabul ediyorum. Öte yandan Led Zeppelin grubu için de aynısı geçerli. Bu yüzden sevdiğim her müzisyenin eserlerine konserlerimde de yer vermeyi seviyorum. Performanslarımda Vivaldi ve Led Zeppelin’i çaldığımda güzel tepkiler alıyorum. Her ikisi de muhteşem. Çaldıklarım arasında bir ayrım gözetmiyorum. Benim için önemli olan bana temas etmesi.

 

 

Günün birinde sadece Led Zeppelin albümlerinden oluşan bir albümünüzü dinleyebiliriz miyiz?

Elbette. Neden olmasın? Bunu çok isterim.

 

 

Müzikal kariyerinize baktığımızda geçmişte Bach ve Paganini bestelerinden oluşan albümleri görüyoruz. Bu çalışmalar dinleyiciler tarafından büyük ilgiyle karşılaştı. Devamı gelecek mi?

Kesinlikle. Ancak şu sıralar kendi bestelerimi çalmaktan da çok zevk alıyorum. Konserlerim için de özel besteler yapıyorum. Yeni albümümde bu minvalde olacak. Fakat elbette gelecekte, günün birinde Bach, Mozart ya da Paganini gibi bestecileri de yeniden yorumlamak isterim.

 

 

Eleştirmenler tarafından çağın en önemli keman virtüözlerinden biri olarak gösteriliyorsunuz. Provalar dışında kemanınızla baş başa kaldığında neler çalmaktan hoşlanıyorsunuz?

Aslında genellikle çalışıyorum. Yani vaktimin büyük bir bölümünü konser ve kayıt hazırlıklarıyla geçiriyorum. Ama benim için tek başımayken evde ya da bir kalabalığın karşısında sahnede olmamın bir önemi yok. Her ikisinde de benim için önemli olan o duyguyu hissetmek. Müzikte hissettiğimi karşımdakilerle paylaşmaya çalışıyorum. Dolayısıyla evde ya da sahnede olmamın benim için bir farkı yok.

 

 

İstanbul’da özel bir konsere imza atacaksınız. İzleyiciyi neler bekliyor?

Kendi bestelerimden ve klasik eserlerden oluşan bir repertuarla İstanbullu izleyicilerin karşısına çıkacağım. İçlerinde Bach, Mozart ve Paganini olacak. Bunun dışında daha çok çağdaş döneme ait eserlere de yer vereceğim. Örneğin Jimmy Hendrix, David Bowie, Radiohead ve Led Zeppelin. Dolayısıyla farklı kültür ve türlerin buluşması olacak.

 

 

Son olarak İstanbullu izleyiciler için bir mesajınız var mı?

Orada olacağımdan ötürü çok mutluyum. Festivalin bir parçası olmak çok güzel. Müziğimi izleyiciyle paylaşmak için sabırsızlanıyorum.

 

ihsan.dindar@milliyet.com.tr