İhsan Dindar - İstanbul

Yorumlardan gördüğümüz kadarıyla dinleyiciler en çok müziğinizi ve sanat tarzınızı beğeniyor. Tüm bunları şekillendirirken size en çok kim ilham kaynağı oldu?

Öncelikle bu yorumları için onlara teşekkür etmek istiyorum. Ben kendi tarzım olduğu konusunda onlar kadar emin değilim. Ama böyle düşünmeleri çok güzel. 16 yaşımdan beri sadece müzisyen olmak istiyordum. Kişisel ilham konusuna gelecek olursak benim için en büyük dönüm noktası Iron Maiden ile tanışmam oldu. Iron Maiden’ın yanı sıra Judas Priest de bu konuda benim için büyük öneme sahip.  Bu gruplarda gitar düosu olması, tüm parçaların buna göre bestelenmesi beni her zaman çok etkilemişti. Bestelerimde yakaladığım o dengeyi bir nevi Iron Maiden albümlerinde buldum.

Şimdi biraz solo kariyerinize değinmek istiyorum. Müzisyen kimliğinizin yanı sıra aynı zamanda ses mühendisliği ve yapımcılık da yapıyorsunuz. Çalışmalarınızda bu özelliklerin ne gibi artısı ve eksisi oluyor?

En başta yola çıkarken maddi nedenlerle bunu yapmak zorundaydık. Ama benim için aynı zamanda tutkulu bir şey bu. Ekipmanlar, sesler… Ben ve eşim çok önceden bu konuda yatırım yapmaya başlamıştık, özellikle de stüdyo ekipmanları için. Günümüzde bu konuda teknoloji de oldukça iyi konumda. Müzisyenler için minimum bütçelerle bunları kullanmak mümkün hale geldi. Bu aynı zamanda benim çalışmayı seçtiğim bir metot. Teknoloji ve stüdyo kendi müziğimi üretme konusunda bana imkan sağlıyor ve daha fazlasını keşfetmeyi…

Fakat bu biraz da yorucu olsa gerek. Zira her şeyi siz kontrol etmelisiniz…

Evet biraz öyle. Ama müzik yapmak işi biraz da öyle. Ama her zaman ikinci bir fikrinizin olması da sağlıklıdır. Eşim ve ortağımın bu konuda benimle olması çok önemli. O, kendi görüşlerini paylaşıyor. Bu tip yorucu süreçlerin içinde boğulmak da çok olasıdır. Dolayısıyla birinin yanınızda olması ve sizinle işbirliği yapması iyi işlerin ortaya çıkması için öneme sahip. İlk albümümü kendim yaptım. Bu noktada başkalarının yorumlarını duymak da güzel.

Emperor sonrası artık solo kariyerinizle karşımızdasınız. Grupla da müzik yapmış biri olarak aralarındaki farkı nasıl tanımlayabilirsiniz?

Her süreçte gelişim olmalı. Emperor’un ilk ve sonraki albümlerini dinlediğinizde bir gelişim ve değişim hissedeceksiniz. Şimdi solo albümüm var ve evet pek çok yönden Emperor’daki işlerimden farklılık gösteriyor. Sound olarak Emperor albümlerinden farklı bir yapıda. Bu yeni bir şeyler keşfetme dileğinin sonucu. Özellikle de imzamın olduğu şeylerde. Dolayısıyla Emperor sonrası o tip müzik üretimini sonlandırdım. Farklı şekillerde çalıştığımız için yollarımızı ayırdık.

Söyleşi sırasında söz sık sık teknolojiye geldi. Şunu sormak isterim; günümüzde müzisyenlerin kendilerini ifade edeceği farklı dijital platformlar mevcut. Bunlara bakış açınız nasıl? Olumlu mu, olumsuz mu?

Aslında her ikisi de geçerli. Hem olumlu hem de olumsuz yönleri mevcut. Yıllar önce insanlar internet ortamlarında şarkı indirmeye başladığında albüm satışları düşmüştü. Bu çok üzücü bir durumdu ve hiçbir şey yapamıyorduk. 80 ve 90’lı yıllarda gruplar albümlerini tanıtmak için uzun turnelere çıkıyordu. Şimdi günümüzde de buna bir dönüş var. Çok sayıda müzisyen büyük turlar düzenlemekte. Böylece dinleyiciyle birebir temas yeniden mümkün oldu. Teknolojiyi bir tüketici olarak seviyorum. Dijital platformların da kullanıcısıyım. Yaptıklarımı da burada servis ediyorum. Ancak bu dijital platformlarında dezavantajlı bir yanı var. Şarkıyı bir anda kolayca atlamak mümkün.

Son olarak İstanbullu dinleyicilere iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Türk dinleyiciler karşısında çalacak olmaktan ötürü gerçekten çok mutluyum. Yapabileceğimiz en iyi gösteriyi sunmak için geleceğiz.

ihsan.dindar@milliyet.com.tr

http://instagram.com/ihsandinovski