Ciddi bir şekilde şarkı söylemeye başladığımda nasıl söz yazacağım veya şarkı besteleyeceğim hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Hızlı bir şekilde bunu öğrenmek zorunda kaldım çünkü her şey çok çabuk gelişti. Bu albüm için sanatsal yönden çok daha fazla çalıştım; özellikle de şarkı yazımı konusunda. Ne istediğimi iyi biliyorum ve ortaya koyduğum fikirler konusunda kendime daha çok güveniyorum. "Introspection" EPinden sonra şarkı yazmaya devam ettim.. "Am I Worth" 2018 yılının başlarında, "The Fire of Us" bestelenirken yayımlandı.. Bu yüzden her şarkının kendi evreni vardır, hepsi farklıdır ve bir şekilde kişiliğinin farklı yönlerini temsil eder.

 

 

 

 

Cover çalışmalarını bir kenara bırakmak yapımcım Manu ile birlikte oluşturduğumuz stratejinin bir parçasıydı. Ünlü şarkıları yeniden yorumlayarak bir bilinilirlik elde etmek insanların beni keşfetmelerine izin vermenin iyi bir yoluydu. Drake'in “One Dance” şarkısını yorumladıktan sonra düzenli aralıklarla yeni şarkılar yazmaya devam etmeye karar verdiğimizde çok olumlu geri dönüşler aldık. Burada mantıklı olan bir sonraki adım kendi şarkılarımı oluşturmaktı. Cover söylemeyi sevmekle birlikte yakın gelecekte kendi şarkılarımla yoluma devam etme niyetindeyim.

 

 

 

 

Bana müzik tadını aşılayan isim annem oldu. Her şeyi dinledim. Bir çok farklı ruhtan ilham aldım; Amy Winehouse, Sade veya Erykah Badu. Ama genel manada en çok etkilendiğim isimleri sıralamak durumunda kalırsam Jorja Smith, Kali Uchis, Billie Eilish veya Lana Del Rey.

 

 

 

 

 

 

Yorumları önemsemediğimi söylersem yalan söylemiş olurum. İlk albümümü paylaştığımda insanların vereceği tepkiler konusunda çok stresliydim. Geçmişte yaptığım tek şey kendime şarkı söyleyerek bunları kaydetmek ve yakın arkadaşlarımla, ailemle paylaşmaktı. Yakınlarınız oldukları için size hep pozitif yorumlar yapma ihtimalleri vardı! Ama ilk orijinal şarkılarımı paylaşmaya başladığımda; işte orada, sadece ses performansınız için değil aynı zamanda yaptığınız şarkılar için de yargılanmıyorsunuz. Bu çok daha stresli!

 

 

 

 

Belçikalı sanatçıların "kuralları çiğneme" ve değişik bir şey önerme konusunda daha fazla özgürlüğü olduğunu düşünüyorum. Belçika bildiğiniz üzere oldukça tuhaf bir ülke. Tarihimizin birçok yönü için sık sık “Belçika Sürrealizminden” bahsederiz. Bu gerçeküstücülük siyasette kendini ifade edebilir. Bu benim için oldukça sıkıcı bir durum ama aynı zamanda sanatta da etkisi olabilir.

 

 

 

 

Hiçbir fikrim yok! Bu Spotify büyüsü! Bağımsız bir küratör müziğimi çalma listesine koydu. Takipçilerinde çok sayıda Türk vardı ve sonrasında da olaylar gelişti. Söyleyebileceğim tek şey; Türkiye'deki pek çok kişi tarafından dinlendiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Ayrıca, Türk halkının genel olarak yeni müzikler keşfetme konusunda gerçekten meraklı olduklarını hissediyorum.

 

 

 

 

İstanbul'da bir konser vermeyi çok isterim. Aslında bunun menajerim, Razaki Muzik ile bir lisans imzaladığımızı söyleyene kadar mümkün olacağını hiç düşünmemiştim. Türkiye'ye onlarla gelme fikrini tartışıyoruz ancak tam netleşmedi. Yakında daha fazla haber alacaksınız.

 

ihsan.dindar@milliyet.com.tr