Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Müzik » "Aya mı gidek, nereye gidek?"

"Aya mı gidek, nereye gidek?"

"Aya mı gidek, nereye gidek?"20 Ocak 2015 - 10:01 | Fotoğraf: Ali Güler
Salon İKSV, önceki akşam bağlama ustası Arif Sağ’ı ağırladı. Bir saat boyunca bağlamasını çalıp türkü söyleyen Sağ, sahnede uzun bir konuşma da yaptı: Bu toprakları bize yaşanmaz hale dönüştürenlere izin vermeyeceğiz. Bu topraklarda ayakta öleceğiz, ben bir de başka yaşayacak bir yer bulamıyorum
Türkiye ve dünyadan alternatif sesleri 'yükseltme' amacıyla açılmış, geçtiğimiz günlerde beşinci yılını kutlayan Salon İKSV, önceki gün şaşırtıcı bir ismi ağırladı. Türk Halk Müziği'nin önemli derleyicilerinden, bağlama ustası Arif Sağ, solo performansıyla Salon sahnesindeydi. Bazı kesimlerce ilginç bulunan bu konserin nasıl hayat bulduğunu, Salon İKSV direktörü Bengi Ünsal'a sorduk: "Bizim için çok da garip değil. Arif Sağ zaten bu sahnede görmeyi hayal ettiğimiz isimlerden biriydi. Karşılıklı olarak bu konserin gerçekleşmesini istedik ve oldu."
 
Salon İKSV bu kez, yaşları 18 ile 70 arasında değişen, oldukça farklı bir kitleye ev sahipliği yaptı. Sağ, sahneye çıktığında alkışlara başıyla selam verdi ve hiç konuşmadan bağlamasını çalmaya başladı. Tam bir saat boyunca çalmayı ve söylemeyi hiç kesmeyerek genç müzisyenlere adeta bir dayanıklılık dersi veren usta, bu bir saatte 'Sarı Gelin'den kendisiyle özdeşleşmiş 'Hop Çerkez'e, 'Seher Yeli'nden 'Yağmur Yağar'a uzanan türkü ve havaları seslendirdi. Sağ, kendine özgü ‘açışları’ ile birbirinden farklı yörelere ait türküleri birbirlerine dikişsiz bir şekilde bağladı. Seyirci de bu bir saat boyunca arada çalan talihsiz bir cep telefonu dışında çıtını çıkarmadan, adeta huşu içinde dinledi, ‘Sarı Gelin’ esnasında eşlik edenler duyuldu. Sanatçı, bir saatin sonunda "Konuşmayı unuttum. Bu ülkede konuşmayı da unutturdular," diyerek sözlerine başladı ve Türkiye'deki kardeşliği kimsenin bozmasının mümkün olmayacağını vurguladı.
 
"Çok korkaklık iyi değil"
 
Sağ, yakın zamanda yaşanan Charlie Hebdo baskınına gönderme yaparak, “Memleket olarak zor günlerden geçiyoruz. İnşallah akıllı oluruz. İnşallah düzelir bu işler. Çünkü gelişmeleri izliyorum da aklıma şey geliyordu giderim Almanya'ya giderim Fransa'ya orada yaşarım, eskiden böyle umutlarım vardı. Şimdi o umutlar da tükendi. Demek ki yapmamız gereken şey bu ülkede yaşamanın, birlikte varolmanın, beraber olmanın koşullarını bulmak,” dedi.
 
Usta sözlerine şöyle devam etti: “Bu toprakları bize yaşanmaz hale dönüştürenlere de izin vermeyeceğiz. Çok korkaklık iyi bir şey değil. Çok korkak adamlar üç gün daha fazla yaşarlar, başka yapacak bir şeyleri yoktur. O korkaklıkla üç gün daha fazla yaşamaktansa yaşamamak daha iyi. Adam gibi ayakta böyle dimdik, düşündüğün gibi yaşamak daha iyi. Babam derdi ki, ‘Adamın iyisi ayakta ölür.’ Ayakta ölmek direnmenin başka bir adı, barışın başka bir adı, güzel bir şey. O yüzden biz de bu topraklarda ayakta öleceğiz, başka yapacak bir şey yok. Ben bir de başka yaşayacak bir yer bulamıyorum, var mı sizin aklınızda başka bir yer? Aya mı gidek nereye gidek? Bilmiyoruz ki orada da ne var ne yok. Demek ki elbirliğiyle bu ülkeyi yaşanılası bir yer haline getireceğiz. Aklımızı kullanacağız, birbirimizi anlayacağız. Birbirimizin alt kimliği, üst kimliği, yan kimliği, öbür taraf kimliği bizi ilgilendirmiyor.”
 
Sağ on dakikalık, yer yer alkışlarla ve gülüşmelerle kesilen konuşmasının ardından, 'Bugün Ben Bir Güzel Gördüm' ile bir buçuk saatlik zarif konserini sonlandırdı.