Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Edebiyat » Yazar - atlet: Haruki Murakami

Yazar - atlet: Haruki Murakami

Yazar - atlet: Haruki Murakami 08 Ocak 2014 - 01:01 | Murakami 23 yıldan fazla bir süredir her gün yaklaşık 10 km koşuyor.
Haruki Murakami’nin Doğan Kitap etiketiyle yayımlanan hatıratı ‘Koşmasaydım Yazamazdım’, şu soruya odaklanıyor: Ünlü yazar koştuğu için mi yazıyor, yazdığı için mi koşuyor?
NİL KURAL
 
Nick Hornby uyarlaması ‘High Fidelity’ karakterin kameraya dönüp sunduğu şu soruyla başlar: “Mutsuz olduğum için mi pop müzik dinledim, pop müzik dinlediğim için mi mutsuz oldum?”. Haruki Murakami’nin Doğan Kitap etiketiyle yayımlanan hatıratı ‘Koşmasaydım Yazamazdım’ı da benzer bir soru üzerinden dönüyor. Dünyanın en önemli ve popüler edebiyatçılarından Murakami, koştuğu için mi yazıyor, yazdığı için mi koşuyor? Önce yazma geliyor ama sonra koşma yazmanın devamını sağlıyor denilebilir.
 
Murakami, 20’li yaşlarından 30’larının başına kadar Sendagaya istasyonuna yakın bir yerde küçük bir caz bar işletiyor. Bir gün stadyumda beyzbol maçı izlerken ‘Bir roman yazsam’ diye düşünüyor. 1978’de sabahtan gecenin 2’sine kadar çalıştıktan sonra romanını sabaha kadar olan sürede yazıyor, ‘Rüzgarın Şarkısını Dinle’ adını alacak roman, genç yetenek yarışmalarını kazanıyor. İkinci romanı ‘1973 Yılında Pinball’ da benzer zorlu bir tempoyla yazılıyor. Bu roman da başarı kazanınca Murakami, profesyonel bir yazar olabileceğini anlıyor. Barı kapatıyor ve koşmaya başlıyor. Koşmak, onun yazma sürecinin devamlılığını ve yazacak kondisyonu sağlayan, hayatının önemli ve öğretici bir parçası oluyor. 33 yaşında koşmaya başlayan Murakami, 23 yıldan fazla bir süredir her gün yaklaşık 10 km koşuyor, her yıl bir maratona katılıyor, bütün günlük hayatını koşmak etrafında kuruyor. 
 
Koşma yazma ilişkisine dönersek, Murakami yazmanın deha olmadan olamayacağını ama dehası Balzac ve Shakespeare gibi tükenmeyen bir kaynak olmayan kendisi gibi yazarların odaklanma ve sürdürebilme gücüyle değeri olan romanlar yazabileceğini söylüyor. ‘Sınırlı deha’ sahibi kendisinin, ihtiyacı olan bu disiplinleri koşmayla elde ettiği görüşünde. İlk maratonunu Atina ve Maraton arasında tek başına koşma serüveni, ilerleyen yaşıyla kondisyonunun azaldığını kabullenişi de kitapta yer alıyor. Ancak kitabın geçirdiği his, okurlarına sorumluluğunu ciddiye alan bir yazarla karşı karşıya olduğumuz... Her gün 10 km koşmak gibi bir disiplin için eşiyle birlikte erkenden uyuyup sabah 5’te uyandıkları bir hayatı seçen Murakami, bu durumun sosyal hayatlarını bitirdiğini söylüyor ve ekliyor: “Benim yaşamım açısından en önemli nokta insanlarla olan ilişkimi belirli bir kişiyle kendi aramda olmasından ziyade, belirsiz çok sayıda okurla aramda olacak şekilde inşa etmem gerektiğini anlamamdı... Ben gözle görülmeyen bir ilişkiyi kendi açımdan en anlamlı şey olarak belirleyip yaşamımı sürdürdüm.”