Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Edebiyat » Sophia Tolstoy'un söyleyecekleri var

Sophia Tolstoy'un söyleyecekleri var

Sophia Tolstoy'un söyleyecekleri var27 Ağustos 2014 - 01:08
New York Times’ın haberine göre Leo Tolstoy’un karısı Sophia’nın yazdığı iki kısa roman Tolstoy Müzesi arşivlerinden çıkarılarak İngilizceye çevrildi. Sophia’nın kısa romanları Tolstoy’un “Kreutzer Sonatı” hikayesinde kendisine yönelttiğini düşündüğü nefret ve haksız suçlamalara bir cevap niteliğinde.

Leo Tolstoy’un 1889 yılında yazdığı “Kreutzer Sonatı” hikayesi yazarın cinsel ilişkiler ve evlilik hakkındaki gittikçe radikalleşen görüşlerini öfkeden çıldırmış bir anlatıcının monologu aracılığıyla anlatıyordu. Anlatıcının karısına karşı duyduğu kıskançlık ve iğrenme duyguları, Leo Tolstoy’un karısı Sophia’yla yaşadığı sorunlu evlilikle bağdaştırılıyordu ve onun bir yansıması olarak görülüyordu. Sophia’nın yüz yılı aşkın bir süre sonra Tolstoy Müzesi arşivlerinden çıkarılarak İngilizce’ye çevrilen iki kısa romanı ve günlükleri olaylara bir de onun açısından bakma şansı veriyor.

 

Sophia günlüğüne, “Neden ya da nasıl herkesin ‘Kreutzer Sonatı’nı bizim evlilik hayatımızla bağdaştırdığını bilmiyorum ama yapılan buydu” diye yazıyor. Tolstoy aile üyelerinin ve çarın kendisine acımasından şikayet ediyor. ”Sadece diğer insanlar değil” diye ekliyor, “Ben de kalbimde bu hikayenin bana karşı yazıldığını biliyordum ve bu bana yapılmış büyük bir haksızlıktı, beni dünyanın gözleri önünde küçük düşürdü ve aramızdaki sevginin kalan son izlerini de yok etti.”

Hikayenin “genç bir kadının deneyimleriyle ilgili her konuda yanlış” olduğuna ikna olan Sophia, kendi görüşlerini aktardığı iki kısa roman yazdı.  “Whose Fault?” ve “Song Without Words” isimli bu kısa romanlar Tolstoy Müzesi’nin arşivlerinde çürümeye bırakılmıştı, ta ki emekli Rusya ve Doğu Avrupa çalışmaları profesörü Michael R. Katz ikisini de İngilizceye çevirip “Kreutzer Sonata Variations” kitabına dahil edene kadar. Kitap geçtiğimiz hafta Yale Üniversitesi Yayınları’ndan çıktı ve karısını Tolstoy’dan bağımsız bir figür olarak ele alarak değerlendiriyor.

 

1891 ile 1894 arasında yazılan “Whose Fault?”, 18 yaşındaki Anna’nın hikayesini anlatıyor. Yüksek sınıfa mensup bir aileden gelen ve iyi bir eğitim alan Anna evliliği iki aklın birlikteliği, ruh ikizlerinin felsefe ve sanat sevgisini paylaşması olarak görür. Çekici ve canlı tabiatıyla yaşı onun neredeyse iki katı olan aile dostları Prens Prozorsky’nin ilgisini çeker. Evlendiklerinde Tolstoy ile karısı arasındaki yaş farkı da aynıydı.  Prozorsky’nin hoş sohbeti ve sosyal meziyetleri vasat zekasını ve karşı cinsi bir zampara tavrıyla gördüğü gerçeğini gizler.

 

“Song Without Words” ise entelektüel ve cinsel çekim arasındaki belirgin olmayan sınırları işliyor. Sophia’nın gerçek hayatta besteci Sergei Taneyev’le yaşadığı yakın arkadaşlığın izleri öyküde farklı karakterlerle okuyucunun karşısına çıkıyor.

 

Hikayelerdeki ana karakterler, gerçek hayattaki kişilere birebir tekabül etmese de, çatışma ve hayal kırıklığı atmosferi Tolstoylar’ın evliliğini doğru bir şekilde yansıtıyor. Özellikle Tolstoy’un ruhsal bir kriz sonrası yaratım hayatının merkezine yerleşen farklı bir Hıristiyanlık anlayışını tecrübe ettiği yıllar bu hikayelere yansıyor.

 

“The Kreutzer Sonata Variations”da bu iki kısa romanın yanında Tolstoy’un oğlu Lev Lvovich Tolstoy’un yazdığı öfkeli Kreutzer karşıtı öyküsü “Chopin’s Prelude” ve Sophia’nın mektupları, günlükleri ve anı kitabından bölümler de bulunuyor.

 

Sophia, Tolstoy’un son yıllarında ve ölümünden sonra, yazarın taraftarları tarafından aile dramasındaki kötü kadın ilan edildi. Tolstoy’u çalışmalarından alıkoyan ve edebi mirasının üzerinde kontrol kurmak isteyen bir eş olarak yansıtıldı. Sovyet akademisyenler, Sophia’nın 55 yıllık hayatının anılarını Tolstoy gibi ulusal bir sembole karşı fazla eleştirel ve önemsiz buldular. Hikayelerin arşivlerden ortaya çıkarılmasıyla birlikte bu bakış yeniden değerlendirilmeye açık olacak.