Fazıl Say'ın yargılanmasını eleştiren Dünya Yazarlar Birliği'ne (PEN) soruşturma açıldıPEN Türkiye Merkezi’nin web sitesinde besteci ve piyanist Fazıl Say’ın sosyal medya üzerinden "dini değerleri aşağıladığı" suçlamasıyla yargılanmasını eleştiren bir açıklamanın 3 Haziran 2012 tarihinde yayınlanması sonucu başlatılan soruşturma dahilinde, 25 Aralık 2012 tarihinde bir polis memuru PEN Türkiye Merkezi’nin İstanbul’daki ofisine gelerek, Yönetim Kurulu üyelerinin ev adreslerini talep etti. Soruşturmanın Adalet Bakanlığı tarafından onaylanması durumunda, PEN Türkiye Başkanı Tarık Günersel, İkinci Başkanı Halil İbrahim Özcan, Genel Sekreteri Sabri Kuşkonmaz, Uluslararası Sekreteri Ahmet Erözenci, Saymanı Tülin Dursun ve Yönetim Kurulu’nun diğer üyeleri Zeynep Oral ile Mario Levi ve ayrıca açıklamayı PEN sitesine aktaran şair ve eleştirmen Nihat Ateş, “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçu olan 301. maddeden yargılanacak.

PEN Temsilcisi tarafından yapılan açıklamada, “301 sayılı yasa Türkiye Cumhuriyeti’ne, Türk kimliğine ve Türk devlet kurumlarına "hakareti" yasaklar. Bu kanunun ifade özgürlüğü ilkesi ile taban tabana zıt olduğunu ve hem Türkiye içinde hem de bütün dünya tarafından ayıplandığını belirtmek gerekir” denildi.

“Bu, PEN Türkiye Yönetim Kurulu’na saldırıdır”

PEN Uluslararası Başkanı John Ralston Saul konuyla ilgili olarak, "Bu soruşturma, ülkedeki meslektaşları tarafından seçilerek görevlendirilmiş olan PEN Türkiye Yönetim Kurulu’nun tamamına yapılmış bir saldırıdır. Üstelik, yapılmakta olan suçlama, uluslararası ifade özgürlüğü standartları düşünüldüğünde kendisinin de var olmaması gereken bir yasanın yanlış yorumlanması sonucu oluşmuştur” dedi.

İfade verdikten sonra basına açıklama yapan PEN Türkiye Yönetim Kurulu, “PEN Yönetim Kurulu olarak, Fazıl Say'a destek niteliğindeki 3 Haziran’daki ‘Dünya Yazarlar Birliği PEN Türkiye Merkezi olarak değerli besteci ve piyanistimiz Fazıl Say'ın mahkemeye sevk edilmesini dehşetle karşılıyor, kuvvetle kınıyoruz. Dünya kamuoyu Türkiye'deki faşist gelişmeler karşısında alarma geçmiş durumdadır’ duyurumuzdan ötürü 301. madde bağlamında ifade vermek üzere savcılığa çağrıldık. 10 Ocak 2013 günü ifade verdik. Yönetim Kurulu olarak verdiğimiz ifadede yukarıdaki sözlerin bir düşünce açıklaması ve bir eleştiri olduğu, hakaret amacı güdülmediği belirtildi. Bir anayasal ve yasal hak olan eleştiri hakkının kullanıldığı vurgulandı. Bu nedenle takipsizlik kararı verilmesi istendi”diye açıkladı.