Medeniyeti yazan bilge: Umberto Eco
09 Ocak 2018 - 08:01İhsan Dindar - Milliyet Sanat
Umberto Eco kitaplarıyla tanışmam Sean Connery’nin başrolünde yer aldığı Gülün Adı filmi sayesinde olmuştu. Filmi izlemiş olmama rağmen sonrasında romanını da alıp okumuştum. Böylece çağın en büyük isimlerinden birini tanımaya başladım. Üstelik artık Avrupa’nın uzun Ortaçağı’na da merak salmış bir lise öğrencisi olarak…
Avrupa genelinde pek çok akademisyenden oluşan ve başında Jacques le Goff’un yer aldığı bir ekip tarafından yazımına başlanan “Avrupa’yı Kurmak” serisinde, “Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışları” başlıklı kitabı kaleme alan Eco’nun bu çalışması ile yazarın entelektüel dünyasına doğru ilerlemeye devam ediyordum. Charles Tilly, Peter Burke gibi önemli isimlerin de kitaplarıyla katkıda bulunduğu seri Avrupa’yı tanımak isteyenlerin için iyi bir rehber olma özelliği taşıyor.
Umberto Eco’ya dönecek olursak; Çeşitli konferanslar için yolu İstanbul’a da düşen Eco’nun çok yönlülüğü roman ve eleştiri yazıları kadar hacimli tarih ve sanat kitaplarında da kendisini gösteriyor. Güzelliğin Tarihi ve Çirkinliğin Tarihi serileriyle Türk okurun da beğenisini toplayan Umberto Eco’nun tarih çalışmaları “karanlık çağ” olarak anılan Ortaçağ üzerine yoğunlaşıyor. 19 Şubat 2016’da hayatını kaybeden Umberto Eco’nun editörlüğünü yaptığı ve dört ciltten oluşan Ortaçağ serisi, muhtemelen son yılların bu konu hakkındaki en kapsamlı çalışmadır. Tarihin bu uzun dönemine ait tüm ayrıntılara yer veren dört ciltlik çalışma, Türkçede Avrupa Tarihi konusundaki en önemli yapıtlar arasında yerini aldı.
Alfa Yayınları bu açıdan son yıllarda önemli işlere imza attı. Bu tercihleri ve çalışmaları literatürün gelişimi konusunda çok önemli. Sadece Umberto Eco değil, Mark Mazower, Simon Schama, Margaret MacMillan gibi isimlerin de eserlerini Türkçeye kazandıran Alfa Yayınları, yayımlmladığı çalışmalarla tarih konusunda büyük bir açığı kapatıyor. Bu konuda Eco’nun başında bulunduğu Ortaçağ, elbette ayrı bir yere sahip.
İtalyan ağırlıklı, alanında uzman yazarların müzikten savaşa, din tarihinden felsefeye pek çok farklı alandaki yazılarından oluşan bu dört cildin devamının gelip gelmeyeceği merak konusuydu. Yaklaşık iki senelik bir aranın ardından “Antik Yunan”, tam da 2017 biterken, yılın en önemli tarih kitaplarından biri olma özelliği taşıyarak yine Alfa Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı.
Dört ciltlik Ortaçağ serisinde olduğu gibi yine Umberto Eco’nun başında bulunduğu, alanından uzman kişilerden oluşan ekip, birbirinden çok farklı konularda uzun bir tarih aralığını kapsayan çalışmaya imza atmış. Kent devletlerinin kuruluşundan Bizans İmparatorluğu’nun gelişimine kadar geçen yüzlerce yıllık süre, 1272 sayfalık dev bir kitapta toplanmış.
Antik Yunan kitabı tıpkı Ortaçağ serisi gibi sadece bir bölgenin tarihine odaklanmıyor. Yunanların ilişkide olduğu coğrafyaların tarihi, yaşayışı ve birbirleriyle yaptıkları savaşlar, konuyla ilgilenenler tarafından okunmayı bekliyor. Felsefe, sanat ve bilimin gelişiminde insanlığa önemli katkıda bulunan bir medeniyetin, bu konularda kaydettiği gelişmeler, geçtiği yollar ayrıntılı bir şekilde kitabın sayfalarında yer alıyor. Elbette ilginç öykülerle dolu Yunan Mitolojisi de kitapta bir kavram olarak önemli bir yer kaplamakta.
Ortaçağ serisinde de çevirisi bulunan Leyla Tonguç Basmacı’nın Türkçeye kazandırdığı bu önemli çalışma, evlerde başucu kitapları arasında yerini alacaktır. Üstelik sırada serinin heyecan verici diğer ciltleri var. Antik Roma, Antik Yakın Doğu ve Modern Tarih serinin diğer kitapları olacak. Kısacası insanlığın tarihi başlangıcından günümüze değin bu kapsamlı çalışmayla bir araya toplanacak.