İhsan Dindar - Milliyet Sanat

Frankenstein romanının okurla buluşmasının üzerinden tam 200 sene geçti. 1 Ocak 1818'de yayınlanan Frankenstein, ilk çıktığı dönemde günümüze kadar popülaritesini korumuş bir eser olma özelliği taşıyor. 

Mary Shelley'in, Lord Byron'ın meydan okuması üzerine kaleme aldığı Frankenstein, dönemin koşullarının da etkisiyle yazarın adı yer almadan yayınlanmıştı. Fantastik ve dehşet unsurları da içeren roman yayınlandığı dönem dikkat çekmişti. Roman olarak yayınlandıktan birkaç yıl sonra tiyatroda da sahnelenen Frankenstein, bu sayede daha fazla tanınmaya başlandı. 

Mary Shelley'in popülaritesindeki en büyük pay kuşkusuz beyazperdeye taşınmasıyla oldu. 1910 yılında yani sinemanın henüz sessiz olduğu dönemde izleyiciyle buluşan Frankenstein, dönemin en çok izlenen filmlerinden biri olmayı başarmıştı. 

Sonrasında birçok kez sinemaya uyarlanan Frankenstein filmleri konusunda eleştirmenler ikiye ayrılmış durumda. Modern uyarlamaların, hikayenin özünden koptuğunu savunan eleştirmenler, bu nedenle birçok yapıma olumsuz yaklaşmakta. 

Son olarak Guillermo del Toro, filmi tipik bir gençlik romanı olarak nitelendirip, günün birinde mutlaka yeniden sinemaya uyarlanması gerektiğini ifade etti. 

Hatırlanacağı üzere daha öncesinde Andy Warhol, Flesh for Frankenstein filmiyle konuyu farklı noktalara taşımıştı. Eleştirmenlerin pornografik bulduğu Flesh for Frankenstein dışında Kenneth Branagh'ın 1994 yılında çektği bir uyarlamada Frankenstein'ı Robert de Niro canlandırmıştı.