Edebiyat Nobeli Kazuo Ishiguro'nun
06 Ekim 2017 - 12:10Son bir haftadır edebiyat dünyasının gündeminden düşmeyen "Nobel Edebiyat Ödülü'nü kim alacak?" sorusu dün yanıtını buldu. Geçen yıl Bob Dylan'ı seçen ve tartışmalara neden olan İsveç Kraliyet Akademisi'nin tercihi bu yıl Japon asıllı İngiliz yazar Ishiguro'dan yana oldu
Gelmiş geçmiş en prestijli edebiyat ödülü Nobel, dün Türkiye saatiyle 14.00'te açıklandı. 1901 yılından bu yana verilen ve düne dek 114 ismin değer görüldüğü Nobel Edebiyat Ödülü'nün bu yılki kazananı Japon asıllı İngiliz yazar Kazuo Ishiguro'nun oldu. İsveç Akademisi Daimi Sekreteri Sara Maria Danius yazarın, "Büyük bir duygusal güce sahip romanlarında, dünyayla kurduğumuz ilişkiye dair yanıltıcı hislerimizin altındaki uçurumu görünür kılması” vesilesiyle ödüle değer görüldüğünü duyurdu.
Aralarında sinemaya uyarlanan ve çok ses getiren 'Beni Asla Bırakma'nın (Never Let Me Go) da olduğu yedi ayrı roman kaleme alan, dört öykü kitabına ve dört senaryoya imza atan Ishiguro, 1954 yılında Nagazaki'nin küçük bir kasabasında dünyaya geldi ve ailesi, o henüz beş yaşındayken İngiltere'ye taşınma kararı aldı. Beş yaşından sonra 29 yıl boyunca hiç Japonya'ya gitmeyen yazar, Paris Review'a verdiği bir söyleşide, bu sebepten Japoncasının çok iyi bir seviyede olmadığını söylüyordu.
Kendine has bir yazar
1982 yılında, Ishiguro 27 yaşındayken ilk romanı 'Uzak Tepeler'i yayımladı. İngiltere'de tek başına yaşayan yaşlı bir Japon kadınını başkarakter seçen yazar kitabının mekânını da doğduğu yer olan Nagazaki yapacaktı. İlk kitabından dört yıl sonra 'Değişen Dünyada Bir Sanatçı'yı yayımlayan yazar, ilk edebiyat ödülü olan Whitebread'e de bu romanıyla değer görüldü.
Sene 1989'u geldiğinde ismini dünyada duyuracak romanı 'Günden Kalanlar'ı çıkardı. İngilizcesi bir milyondan fazla satan bu roman, İngilizlerin prestijli edebiyat ödülü Man Booker'ı kazandı ve daha sonra Anthony Hopkins tarafından beyaz perdeye uyarlandı. 1950'lerde geçen roman, hayatı boyunca İngiliz beyefendilerine uşaklık eden Bay Stevens'ın Batı İngiltere kırsalını arabayla gezme fikrinden yola çıkıyordu ve okurunu da yolculuk boyunca kendi geçmişine doğru bir yolculuğa sürüklüyordu. I. Dünya Savaşı'nın fonda aktığı roman; bellek, geçmişi hatırlamak gibi kavramları irdeliyordu.
Britanya İmparatorluk Nişanı'na değer görülmüş bir yazar olan Ishiguro beşer yıl arayla 'Avunamayanlar'(1995), 'Çocukluğumu Ararken' (2000) ve 'Beni Asla Bırakma' (2005) romanlarını çıkardı. 'Beni Asla Bırakma'dan 10 yıl sonra 'Gömülü Dev'i yayımladığında edebiyat dünyası bir süre yazarı ve romanını konuşmaktan kendini alamadı. Neredeyse beş yılda bir yeni bir kitapla gündeme gelen Ishiguro, bu romanın gecikmesinin nedenini New York Times'a şöyle anlatıyordu: "2005’te yeni romanın ilk 50 sayfasını tamamladığında, içimi bir kuşku kapladı ve diyalogların 'fazla tumturaklı' olup olmadığını öğrenmek için karım Lorna’dan romanı okumasını istedim. Kitaplarımın hep ilk okuru olan Lorna, 'Bunlar işe yaramaz' dedi ve 'Ufak tefek düzeltmelerden bahsetmiyorum. Bu yazdıklarının hiçbirini kimse görmemeli' diye de uyardı. Bunun üzerine dosyayı kapattım ve 2011’e dek bir daha romana dönmedim."
Bahisler yine yanıldı
İsveç Kraliyet Akademisi'nin Ishiguro'yu ödüle değer görmesi, edebiyat çevreleri açısından bir sürpriz oldu. Bahis sitelerinin bu yılın favorisi olarak gösterdiği Ngugi wa Thiong’o, Haruki Murakami, Adonis, Margaret Atwood, Philip Roth ve Javier Marías, ödülü almaya en yakın isimler olarak kabul ediliyordu.
Austen'la Kafka'yı karıştırın
İsveç Akademisi Daimi Sekreteri Sara Danius, Nobel Edebiyat Ödülü’nün Kazuo Ishiguro’ya verildiğinin duyurulması sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Jane Austen ile Franz Kafka’yı karıştırırsanız, o zaman Kazuo Ishiguro’yu elde ederseniz. Bir de bu karışıma biraz Marcel Proust ekleyin, ama fazla olmamalı. O zaman da onun edebiyatını elde edersiniz. Yüksek ahlak sahibi bir yazar, bakışı farklı yanlara savrulmuyor. Kendine özgü bir estetik evren yarattı, birçok farklı türde yazmış bir yazar.”