"Bugün yaygın bir dindarlık söz konusu"
12 Nisan 2013 - 12:04 | Cemal Kafadar, Umberto Eco ve Patrizia Violi. Fotoğraf: Yağmur KalınkayaÜnlü İtalyan yazar, düşünür ve dilbilimci Umberto Eco, İtalyan Kültür Merkezi'nde Profesör Cemal Kafadar ve Profesör Patrizia Violi ile bir araya geldi. Sansürün farklılaşmasından hiper gerçekliğe ve dinin yaygınlaşmasına kadar birçok konuda fikirlerini paylaştıGÜLDEN ÖKTEM
Günümüzün en önemli yazar ve düşünürlerinden Umberto Eco, iki günlük İstanbul söyleşilerinin ikinci ayağını önceki gün gerçekleştirdi. Saat 18.00'de, İtalyan Kültür Merkezi’nde bulunan Casa d’Italia Tiyatro Salonu’nda düzenlenen buluşmanın moderatörlüğünü Profesör Cemal Kafadar ve Profesör Patrizia Violi üstlendiler.
Söyleşinin ilk konuşmasını Profesör Patrizia Violi gerçekleştirdi. Violi, Umberto Eco'nun dünya edebiyatına katkılarını hatırlattı ve yazara kitaplarının temalarını nasıl geliştirdiğini sordu. "İlk romanımı yazmaya başladığımda özgürce bir çalışma yapıyordum ve bir taraftan da Ortaçağ tezimi hazırlıyordum," diyen Eco, "'Gülün Adı' romanımda acaba bir gün kullanır mıyım dediğim şeyleri yazdım," şeklinde konuştu.
Profesör Cemal Kafadar ise yaptığı konuşmada Umberto Eco'nun "Günlük Yaşamdan Sanata" kitabında bahsettiği hiper gerçeklik kavramına değindi. Kafadar'ın konuşmasının ardından "Sanıyorum hiper gerçeklik kavramının üstünden çok yıllar geçti," sözleriyle konuşmasına başlayan Umberto Eco, konuşmasına şöyle devam etti: "Bugün Facebook ya da Twitter'la yaşayan insanları düşünün. Sürekli bilgisayar karşısındalar ve sahte bir gerçeklik arayışına ihtiyaçları yok. Çünkü zaten kendilerine ait bir gerçeklikleri var orada. Evet, somut olmayan bir gerçeklik bu. Ama var. Biliyorsunuz bir sürü insan yazışmalar sırasında, üniformalı bir adamı genç bir kız zannedip o yazışmalar sonunda cinsel dürtüler hissedebiliyor. Artık hiper gerçeklik çok daha hassas bir hal aldı."
Umberto Eco'nun hiper gerçeklikle ilgili yaptığı bu kısa konuşmanın ardından soru cevap bölümüne geçildi. Bu sırada Umberto Eco da 'yasak soruları' şakacı bir dille hatırlattı: "Romanlarınızı nasıl yazıyorsunuz diye sormayın. Soldan sağa doğru yazıyorum. Ya da kitabınızın adı neden 'Gülün Adı'? Çünkü 'Pinokyo'nun patenti alınmıştı çoktan da o yüzden."
Bir katılımcının "Sansür hakkında ne düşünüyorsunuz" sorusuna Eco, "Bizim için sansür, diktatörlükle ilgili bir kavram. Bugün her türlü sansürle karşı karşıyayız. Çok daha tehlikeli ama daha az belirgin olan sansür biçimleriyle yüz yüzeyiz. Sansür, eski anlamıyla baktığınızda bir şeyi ortadan kaldırmaktı. Bugün baktığımızda ise, sansür giderek artan bir yoğunlukta insanların sesini kısmak için kullanılmakta. Faşist dönemde çok daha parlak bir şekilde kılıf bulunmuştu buna."
Başka bir katılımcının "Yaşadığımız çağı, yeni bir Ortaçağ'a geçiş olarak değerlendiriyor musunuz?" sorusu üzerine ise, "Ortaçağ, kuşkusuz dinin temel bir rol oynadığı bir çağ idi. Fakat, bir tek din söz konusuydu. Mesela Avrupa için Hristiyanlık, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da da İslam... Dinle de toplumun ilişkisi neyse oydu. Bugün öyle değil. Bugün, yaygın bir dindarlık söz konusu."
Günümüzün en önemli yazar ve düşünürlerinden Umberto Eco, iki günlük İstanbul söyleşilerinin ikinci ayağını önceki gün gerçekleştirdi. Saat 18.00'de, İtalyan Kültür Merkezi’nde bulunan Casa d’Italia Tiyatro Salonu’nda düzenlenen buluşmanın moderatörlüğünü Profesör Cemal Kafadar ve Profesör Patrizia Violi üstlendiler.
Söyleşinin ilk konuşmasını Profesör Patrizia Violi gerçekleştirdi. Violi, Umberto Eco'nun dünya edebiyatına katkılarını hatırlattı ve yazara kitaplarının temalarını nasıl geliştirdiğini sordu. "İlk romanımı yazmaya başladığımda özgürce bir çalışma yapıyordum ve bir taraftan da Ortaçağ tezimi hazırlıyordum," diyen Eco, "'Gülün Adı' romanımda acaba bir gün kullanır mıyım dediğim şeyleri yazdım," şeklinde konuştu.
Profesör Cemal Kafadar ise yaptığı konuşmada Umberto Eco'nun "Günlük Yaşamdan Sanata" kitabında bahsettiği hiper gerçeklik kavramına değindi. Kafadar'ın konuşmasının ardından "Sanıyorum hiper gerçeklik kavramının üstünden çok yıllar geçti," sözleriyle konuşmasına başlayan Umberto Eco, konuşmasına şöyle devam etti: "Bugün Facebook ya da Twitter'la yaşayan insanları düşünün. Sürekli bilgisayar karşısındalar ve sahte bir gerçeklik arayışına ihtiyaçları yok. Çünkü zaten kendilerine ait bir gerçeklikleri var orada. Evet, somut olmayan bir gerçeklik bu. Ama var. Biliyorsunuz bir sürü insan yazışmalar sırasında, üniformalı bir adamı genç bir kız zannedip o yazışmalar sonunda cinsel dürtüler hissedebiliyor. Artık hiper gerçeklik çok daha hassas bir hal aldı."
Umberto Eco'nun hiper gerçeklikle ilgili yaptığı bu kısa konuşmanın ardından soru cevap bölümüne geçildi. Bu sırada Umberto Eco da 'yasak soruları' şakacı bir dille hatırlattı: "Romanlarınızı nasıl yazıyorsunuz diye sormayın. Soldan sağa doğru yazıyorum. Ya da kitabınızın adı neden 'Gülün Adı'? Çünkü 'Pinokyo'nun patenti alınmıştı çoktan da o yüzden."
Bir katılımcının "Sansür hakkında ne düşünüyorsunuz" sorusuna Eco, "Bizim için sansür, diktatörlükle ilgili bir kavram. Bugün her türlü sansürle karşı karşıyayız. Çok daha tehlikeli ama daha az belirgin olan sansür biçimleriyle yüz yüzeyiz. Sansür, eski anlamıyla baktığınızda bir şeyi ortadan kaldırmaktı. Bugün baktığımızda ise, sansür giderek artan bir yoğunlukta insanların sesini kısmak için kullanılmakta. Faşist dönemde çok daha parlak bir şekilde kılıf bulunmuştu buna."
Başka bir katılımcının "Yaşadığımız çağı, yeni bir Ortaçağ'a geçiş olarak değerlendiriyor musunuz?" sorusu üzerine ise, "Ortaçağ, kuşkusuz dinin temel bir rol oynadığı bir çağ idi. Fakat, bir tek din söz konusuydu. Mesela Avrupa için Hristiyanlık, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da da İslam... Dinle de toplumun ilişkisi neyse oydu. Bugün öyle değil. Bugün, yaygın bir dindarlık söz konusu."
Etiketler: Cemal Kafadar Gülden Öktem Gülün Adı Günlük Yaşamdan Sanata Hiper Gerçeklik İtalya Kültür Merkezi Patrizia Violi umberto eco