Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Zamansız bir arayış

Zamansız bir arayış

Zamansız bir arayış01 Mayıs 2022 - 09:05
Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi’nin güncel sergisi “İcra ve Zarafet” icra ve zarafetin sanat ve zanaatle ilişkisine odaklanarak bu kavramların günümüz sanatındaki anlamını araştırıyor.

Seray Şahinler 

 

Sanatın var olduğu ilk günden beri meselesi güzeli aramak oldu. Tarihsel süreçte hep bir estetik arayışı içindeydi sanat. Bu yüzdendir ki daima zanaat ve tasarımla içli dışlı oldu. Çağdaş sanatla birlikte bu arayış güzeli aramaktan nispeten sıyrıldı-çünkü güzelin tanımı ve karşılığı hayatın her alanında değişti- bu kez izleyici için güzel görme kaygısı ön plana çıktı.

Ankara’daki Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi’nde izleyiciyle buluşan “İcra ve Zarafet” sergisi bu meseleyi irdeliyor. Derya Yücel küratörlüğünde 20 sanatçıyı buluşturan sergi, icra ve zarafetin sanat ve zanaatle ilişkisine odaklanarak bu kavramların günümüz sanatındaki anlamını araştırıyor. Aynı zamanda sanatçıların bu pratiğin altını nasıl çizdiğini de… “İcra” üretim sürecine, “zarafet” ise sanatçıların güzele bakışlarının altını çizen o zarif ve yaratıcı alanda vuku bulan olguya işaret ediyor. El becerisinin ve zanaate dayalı üretimin günümüz sanatındaki varlığı üzerinden bir okuma sunuyor.

 

Bağları kuvvetli

 

Sergide Alev Ebuzziya, Ahmet Doğu İpek, Ayça Telgeren, Azade Köker, Berk Güntürk Berkay Tuncay, Burçak Bingöl, Deniz Ezgi Sürek, Eda Gecikmez, Elif Uras, Hacer Kıroğlu Hakan Çınar, Huo Rf, Hüseyin Aksoy, Mert Özgen, Necla Rüzgâr, Oddviz, Rasim Aksan, Selçuk Artut ve Yasemin Özcan’ın işleri var. “İcra ve Zarafet” etrafında buluşan sanatçılar, arkeolojik, mitolojik, sosyolojik atıflarla her biri birbirine eklemlenerek tarihten ve bugünden beslenen büyülü bir masal yazıyor. Serginin müzeyle kurduğu ilişki de oldukça kuvvetli. Sanatçıların farklı medyumlardaki üretimleri, müzenin Roma, Urartu, Hitit ve Bizans dönemlerine ait arkeoloji koleksiyonuyla arasında bağlamsal ilişki kurmayı amaçlıyor ve kuruyor da. Hatta bazı işler ilhamını doğrudan müzedeki eşsiz parçalardan almış.

Sergi geleneksel ve modern, bireysel ve kamusal, sanat ve hayat gibi ayrımların ötesinde, düşüncenin ve icranın, sanat ve zanaatin birbiriyle kesiştiği o kırılgan yere vurgu yapıyor. Fakat bununla birlikte sanatın toplumsal, politik ve eleştirel bağlamda çok yönlü düşünsel anlatımıyla ortaya çıkardığı formlar arasındaki yaratıcı ilişkisine de odaklanılmış.

 

 

                           Rasim Aksan, İsimsiz, Goblen kumaş üzerine 200 renk işlemeli goblen.

 

Hisler ön planda

 

Form ve söylem olarak geçmişle kurulan kültürel bağ ise çok samimi. Hüseyin Aksoy, Mezopotamya’daki tahrip edilmiş mekânların izini sürerek bu temsilleri resimlediği serisiyle mekân ve bellek ilişkisine temas ediyor. Huo Rf’nin “utanç yüzleşmesi” ise serginin en etkileyici işlerinden. Öğrenilmiş bir kavram olan “utanç” meselesini masaya yatıran sanatçı “Utanç duygusunun hissedildiği o anı” yakalayarak bu cevaplardan kurduğu anı sembollerle izleyiciyi de bir nevi sorguya davet ediyor. Kullanılan bakır plakalar da müzenin kendisiyle bağ kuran işler arasında. Sanatçı kolektifi Oddviz ise Pera Müzesi’nin 17 ve 18 YY. çini koleksiyonunu tek kanal 4K modellemeyle ürettiği video çalışmasında çini yığının üzerine düşen her bir parçayla kültürel ve görsel hafızanın zamanla kırılma hâline referans veriyor. Elif Uras’ın çinileri, Alev Ebuzziya’nın seramikleri Selçuk Artut’un geleneksel sanatlara temas eden dijital projesi sergiyi tamamlayan işlerden.

Küratör Derya Yücel’in serginin kavramsal çerçevesini çizerken öncelediği konulardan biri de jenerasyonlar arası bağ olmuş. Sergideki işler zamandan bağımsız olsa da farklı kuşakların “icra, sanat ve zarafet” yaklaşımlarını görmek kıymetli. “Klasik, çağdaş, güncel, modern” gibi ön eklerle her seferinde yeniden tanımladığımız sanatı bu kez tüm kavramlardan azade ederek “hissetmek” için özel ve samimi bir sergi “İcra ve Zarafet.” 17 Temmuz’a kadar Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi’nde görülebilir.