Dilber Ay isminin filmden önce ve filmden sonra kendisine farklı anlamlar ifade ettiğini söyleyen İskender Paydaş şu açıklamayı yaptı: “Filmden önce güzel sesli, iyi türkü söyleyen bir ses sanatçısını ifade ediyordu fakat filmin müziklerini yapmak için Ketche’yle birlikte çalıştığımda, Dilber Ay’ı tanıdım. Türkiye’deki kadınların dramının ortak noktasının Dilber Ay’ın kendisi olduğunu anladım. Tüm o zorluklara rağmen nasıl da güçlü durabildiğini, başarılı şekilde hayata tutunduğunu gördüm. Bir yandan çok büyük dram, bir yandan da gücün ve azmin başarısı olarak takdir edilesi bir yaşantı. Dilber Ay ismi artık benim için müzikten daha öte bir şeyi ifade ediyor” dedi.

Filminin müziklerini yaparken ağırlıklı olarak Batılı klasik müzik üzerinden ilerlediğini ve ortaya bir kontrast çıkarttığını belirten İskender Paydaş, “Kırsaldan gelme, çok sefalet çeken bir aile, bir hayat… Ortada hep bozkır, gecekondu, umutsuz insanlar, şiddet var. Ketche’yle konuşmalarımız sonrasında, bunun birebir aynısının müziğini yapmamaya karar verdik. Bu hikâyeyi biz şehirli insanlar olarak seyretmeliyiz diye düşündük. Ben de tamamen Batılı bir müzik yaptım ve ortaya bir kontrast çıkarttım. Böylelikle Dilber Ay’ın dramını başka türlü, daha eleştirel bir şekilde, daha da içselleştirerek seyredebilme şansı ortaya çıktı. Bence ilginç bir yaklaşım oldu. Seyircinin de seveceğini düşünüyorum” dedi.