Taviloğlu’nun balıkları İRHM’de
31 Aralık 2023 - 03:122 bin 500 dolayında eseri bulunan sanat aşığı ve koleksiyoner Mustafa Taviloğlu’nun gelecek yıla da yayılacak sergiler dizisi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Resim Heykel Müzesi’nde geçen hafta açılan ‘Yarısı Gümüş Yarısı Köpük’ seçkisi ile başladı. Oğul Ömer Taviloğlu, “Mustafa Bey’in en büyük iddiası, ‘Senin görmediğin o kadar çok şey var ki,’ diyor; doğrudur, dünyada veya Türkiye’de sanat eserlerinin depolarda veya kapalı kapılar ardında değil, kamuya açık alanlarda olmasını, gezilebilmesini, görülebilmesini önemsiyoruz. Umarım iyi bir örnek teşkil eder. Bizim için çok heyecan verici.” mesajı veriyor.
EVRİM ALTUĞ evrimaltug@gmail.com
İşadamı, koleksiyoner Mustafa Taviloğlu’nun 2 bin 500 parçayı aşan sanat koleksiyonunun ilk dilimi, Tophane’deki Mimar Sinan Üniversitesi (MSÜ) İstanbul Resim Heykel Müzesi’nde (İRHM) yer alan ‘Yarısı Gümüş Yarısı Köpük’ başlıklı sergiyle görücüye çıktı.
Adını ressam, şair Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun ‘İstanbul Destanı’ isimli şiirinden alan ve 20 Aralık’tan bu yana kapılarını açan serginin geçen çarşamba (27 Aralık) akşamı yapılan özel açılış töreni de geçen hafta başı düzenlendi. Klasik müzik dinletisi ile zenginleşen etkinlik İstanbul Valisi Davut Gül, MSÜ Rektörü Prof. Dr. Handan İnci Elçi, İRHM Müdürü Hasan Karakaya ve pek çok sanatçı ile akademisyen ve koleksiyoneri bir araya taşıdı.
Küratörlüğünü Neslihan Muratbeyoğlu’nun üstlendiği ve resim, heykel ve yerleştirmelerden oluşan, ağırlıkla son yüzyılın Türkiye sanat hafızasını derleyen yaklaşık 100’ü aşkın parçayı harmanlayan sergi açılışında, gözler Mustafa Taviloğlu’nu aradı. Törene ev sahipliği yapan oğlu Ömer Taviloğlu, açılışta kısa bir konuşma yaparak Mustafa Taviloğlu’nun geçirdiği üst solunum yolu rahatsızlığı sebebiyle etkinlikte üzülerek yer alamadığını duyurdu.
Serginin açılışı, Ali Akay, Hasan Bülent Kahraman, Bedri Baykam, Doğan Paksoy, Arzu Komili, Melkan Gürsel, Emre Arolat, Orhan Pamuk, Murat Tabanlıoğlu, Derya Yücel, Nazlı Pektaş, İsmet Doğan, Aydın Ayan, Ekmel Ertan, Ertuğrul Özkök, Agâh Uğur ve Nezih Barut gibi birçok kültür sanat simasını, gazeteci, akademisyen ve koleksiyoneri bir araya taşıdı.
‘Yarısı Gümüş, Yarısı Köpük’ sergisi, verilen küratoryal açıklamaya bakılırsa Türkiye sanat tarihinde asker ressamlardan, Müstakil ressamlar grubuna, oradan D grubuna pek çok ressamın işlediği balıklar ve balıkçılar konulu yapıtlar üzerine kurgulanıyor. Taviloğlu koleksiyonunda da balık ve balıkçıların ayrı bir yeri bulunuyor. 1972’den bugüne 50 yılı aşkın bir süredir kesintisiz devam eden koleksiyonda, resimden heykele ve enstalasyona balık ve balıkçılar temalı eserler ağırlık kazanıyor.
Koleksiyonda, erken Cumhuriyet döneminden günümüze kadar devam eden balığın serüveni, Asker Ressam Adil Doğançay’dan, denizi sıklıkla konu edinmiş Ali Avni Çelebi’ye, D Grubu öncülerinden Cemal Tollu, Zeki Faik İzer’e, Müstakil Ressamlar’dan, Şişli Atölyesi’ne kadar çok sayıda ressamın eserlerini kapsıyor. Koleksiyonda Fikret Muallâ’nın tabakta balıkları da görülürken, günümüz genç sanatçılarının enstalasyonları da karşımıza geliyor.
“Balıklar”, Fikret Mualla, 1954
Yaklaşık 60 dolayında çalışmayı kavuşturan seçki - sergide bu anlamda görülen diğer imzalar arasında özetle aralarında Ahmet Münib, Mehmet Ali Laga, Hikmet Onat, Hasan Vecih Bereketoğlu, İbrahim Safi, Cevat Dereli, Ali Karsan, Edip Hakkı Köseoğlu, Zeki Faik İzer, Hale Asaf, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Turgut Atalay, Avni Arbaş, Naile Akıncı, Nejad Melih Devrim, Nedim Günsür, Adnan Turani, Cemil Eren, Orhan Peker, Özer Kabaş, Mustafa Pilevneli, Mehmet Güreli, Resul Aytemir, Şahin Paksoy, Nedret Sekban, Resul Aytemür, Argun Okumuşoğlu, Vildan Dülgeroğlu, Kezban Arca Batıbeki, Neclâ Rüzgar, Nâzım Ünal Yılmaz, Hayri Ağan, Edim Noyan, Arzu Ataman Güngör, Abidin Dino, Volkan Aslan, Tifak Arslan, Şevval Konyalı, Suzy Hug Levy ve Aydın Ayan’ın da olduğu pek çok ismin işleri izlenebiliyor.
“Balıklar”, Nejad Melih Devrim, 1945
“Balıkçı”, Turgut Atalay
“Selamet”, Volkan Aslan, 2017
“Balıkçının Günlüğü”, Tifak Arslan, 2022
Etkinlikte bir dişçi olarak hayatını sürdüren Engin Taviloğlu’nun çalışmaları da yer alırken, Taviloğlu koleksiyonunun geleceğine yönelik kamuyla buluşma vizyonunun 10 yıl önce düzenlenen ‘Arama Konferansı’yla da atıldığı unutulmuyor.
Serginin, aslen 2024 güzünde İstanbul’da birkaç noktada birden açılacak kapsamlı bir tematik sergiler bütününün de ilk halkası olduğu ve bu girişimde de küratör Derya Yücel’in başı çektiğinin altı çiziliyor.
Taviloğlu Koleksiyonu ve sürprizleri üzerine Ömer Taviloğlu ile ayaküstü ama hayli zengin bir sohbete koyuluyoruz. Büyük bir içtenlikle, sergi açılış konuşmasına da göndermelerle, bize anlatıyor:
“Bu görevi bu sabah üstlendim. Mustafa Bey’in bu etkinliğe katılmasını son ana kadar bekliyordum. Bizim ailenin de, koleksiyonun da hamisi o. Ben öyle diyorum. Ama aynı zamanda, yani bu serginin de teması olan İstanbul, Boğaz, balık ve balıkçılar; Mustafa Bey aynı zamanda İstanbul’un olmazsa olmazı olta balıkçılarının da hamisi sayılır hakikaten. Beş yaşından beri sandalla başlayan bir hikâyesi var. Ben hep espri yapıyorum; Fenerbahçe hariç, en büyük tutkuları sanat, balık, balıkçılık, Boğaz, deniz ve teknecilik. Bu sergi hepsinin bir araya gelmesi. Bu sergi onun aile koleksiyonunun aşağı yukarı 40’ta birini temsil ediyor.
Gelecek sene, 2024’ün son çeyreğinde koleksiyonun tamamını kamuya açma ve sergileme adımının birincisi diyebiliriz. İnşallah Eylül ayından itibaren öyle bir koleksiyonun açılışı yapılacak ve gezilebilir olacak. Hakikaten dünyada da, Türkiye’de de koleksiyonerlik kavramının yaygınlaşmasını önemsiyoruz. Bugün, burada da paha olarak aynı değerde olmayan birçok ürün var. Aslında bu bir tutku ve bir temanın etrafında birleşmeyi temsil ediyor. Her şey bedel değil.
Toplam koleksiyon 2 bin 500 eserden oluşuyor. Burası da onun önünü alıyor diyebilirim. Yine bu sergiden bağımsız olarak, müze ve üniversite ile olan yakınlaşma vesilesiyle, müzemizin bir ‘Çocuk Akademisi’ projesi ve ihtiyacı olduğunu öğrendik. Ve Mudo olarak orada biz o akademinin kalıcı bir eser olabilmesi için yapımını üstlendik. 15 Ocak gibi açılıyor olacak. Zaten, MSÜ İRHM ile biz de Mudo olarak bunu bütün kanallardan duyuruyor oluruz.”
Ömer Taviloğlu’ya bu vesile ile Engin Taviloğlu’nun ‘Rastgele’ dediği ‘Aile Hatırası’ resimlerini sorduğumuzda ise bizi şöyle yanıtlıyor:
“Dr. Engin (Taviloğlu) Ağabey, aynı zamanda da ailemizin dişçisi. Aynı zamanda da çizmeye başladı. Mustafa Bey’in bu balık tutkusunu bildiği için, Öyle bir eser yapıp, hediye etmiş, Mustafa Bey için değeri çok büyük. O da burada yer alıyor. Yine burada ana olgu bence eser sayısından ziyade, olayın tutku ile özdeşleşmiş olması. Aslında bu biraz da koleksiyonun kişiliğini yansıtıyor. Biz de bunu devam ettirmek istiyoruz. Koleksiyonumuz ilk kez böyle bir sergiye konu oluyor. O açıdan da heyecanlıyız. Herkesin ziyaret etmesini tavsiye ediyoruz.
Tabii aradan Pandemi gibi ciddi bir zaman da geçti. Hepimizi durduran da bir süreç oldu ama Arama Konferansı’ndan sonra, bu bir müze bile olsa, müzede sürekli değişen sergiler olacaktı. İşbirliğimizle bunu sahiplenmektense, koleksiyonu sahiplenmeye geçen dönemde evrildiğini gördük. Ama bunun da bir takdimini yapmak istiyoruz.
Mustafa Bey’in en büyük iddiası, ‘Senin görmediğin o kadar çok şey var ki,’ diyor; doğrudur, dünyada veya Türkiye’de sanat eserlerinin depolarda veya kapalı kapılar ardında değil, kamuya açık alanlarda olmasını, gezilebilmesini, görülebilmesini önemsiyoruz. Umarım iyi bir örnek teşkil eder. Bizim için çok heyecan verici.”
Bilgi: https://irhm.msgsu.edu.tr/