Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Tarihin ve geleceğin yoldaş suretleri

Tarihin ve geleceğin yoldaş suretleri

Tarihin ve geleceğin yoldaş suretleri07 Nisan 2025 - 04:04
Yunan çağdaş heykeltıraş George Petridis kişisel, tarihsel ve sanatsal bağlar üzerinden sentezlediği altı devasa figürü, Yunanistan ve tarihi üzerinden dünya turuna çıkarıyor. ABD’de dört durak geçen sergi, Venedik’ten sonra İstanbul’da. Yoldaş eserlerin bir sonraki durağı Körfez olacak.
EVRİM ALTUĞ 
evrimaltug@gmail.com
 
İstanbul Beyoğlu İstiklâl Caddesi’nde bulunan Yunanistan Başkonsolosluğu tarihi binasındaki Sismanoglio Megaro salonu, bu günlerde altı ‘göçmen’ figüre ev sahipliği yapıyor. Çağdaş heykeltıraş Yorgos Petridis’in (George Petridis) imzasını taşıyan ve 21 Mart’ta açılışı yapılan sergi, ‘Yunan Büstleri’ başlığı ile hafta içi her gün saat 12.00 ile 17.00 saatleri arasında, 17 Nisan’a dek görülebiliyor. 
 
 
Petridis’in çalışmaları, sırasıyla Klasik Yunanistan, Bizans İmparatorluğu, Yunan Bağımsızlık Mücadelesi, 1920’lerde mülteci krizi ve Nazi İşgali ile Holokost ve İç Savaş’tan günümüze vurgulanan bireyleri, kaideleri ile iki metreyi aşan kadınlı erkekli duruşları ile izleyiciye tanıtıyor. 
 
Petridis yapıtlarında, Rönesans dehası Mikelanj ve modern heykelin öncülerinden Rodin’in yorum prensiplerine yaslanmakla birlikte, arkeolojik hafıza ve günümüz üretim ile çağdaş yorum biçimlerini sentezleyen, bunu yaparken fotografik hafızayı da üretimine katık eden dağınık ama bereketli bir üslûp ortaya koyuyor. 
 
 
Eserlere ‘göçmen’ dememizin sebebi, Petridis’in altı büstünün 2022-2023 aralığında ABD’de dört durakta, daha sonra ise Atlantik Okyanusu’nu aşıp, yedi ay boyunca Venedik’te on binlere ulaşmalarından ileri geliyor. Bu bakımdan Beyoğlu’ndaki Sismanoglio Köşkü, projenin de yedinci durağı olarak kayıtlara geçiyor. Figürlerin 2027’ye kadar da Körfez izleyicisiyle buluşmaları hedefleniyor. Yaşamı ve çalışmalarını New York ile Atina arasında sürdüren heykeltıraş Petridis, sergi alanına da işleyen ifadelerinden aldığımız bilgiye göre, “Eserlerinin çıktığı bu yolculuktan, eserlerinin Yunan tarihi ve kültürünü on binlere aktarmasından da, büyük onur duyuyor.”
 
1964 doğumlu sanatçının Avrupa ve ABD ile Asya’daki kamusal alanlara bıraktığı 20’ye yakın çalışmasının bulunması da, eserlerinin toplumla kurmayı hedeflediği bağlar adına eylemsel ipuçları sunuyor. Eserlerinde, gerek kavramsal, gerekse biçimsel olarak ‘geri dönüşüm’ unsurunu eleştirel ve karşılaştırmalı bir tutumla değerlendiren sanatçı, sergiyi şekillendiren temaları da ansiklopedik grafik ve arşiv öğeleri ile izleyicinin dikkatine sunuyor. 
 
 
Ücretsiz görülebilen sergide, bu yönüyle figürlere, ‘Dişi Kahramanlar-Heroines: Kadın Liderliği’, ‘Archon: Hıristiyanlığın Kuruluşu’, ‘Mülteci: Kayıplar ve Yeniden Başlamak’, ‘Thalia: Yunan Kültürünün Beşiği’  ve ‘Kore: Kız Çocuğu: Çocuklarımız İçin Umut’ gibi bilgilendirme levhaları refakatçi oluyor. Petridis bu levhalarda sunduğu tarihsel, sanat tarihsel ve estetik deşifrelerle, heykel dediğimiz şeyin aslen ne denli kolektif, yeniden keşfedilebilir ve yorumlanabilir olduğunu da tartışmaya başlıyor. Petridis örneğin, sanat tarihsel kolajlarla izleyeni sempatik biçimde eğittiği tasarımlarında heykellerin doğuş hatıralarına (Hıristiyanlığın Kuruluşu örneği gibi,) şu sözlerle biçim veriyor:
 
“Eseri yaratırken, onun babamın şeklini aldığını fark ettim. ‘Archon’ unvanı bir lidere ya da asilzadeye verilebilir, ben de babam için uygun olacağını düşündüm. Ne yazık ki, 2007 yılında vefat etti, ancak bu eserle en azından, onun erdemlerinden bazılarını aktarmaya çalıştım.”
 
 
Petridis’in sergisi, heykelde gerek materyal, gerekse jest olarak ‘birer’ figür üzerinden yaşanmış deneylerin laboratuvarı gibi görünse de belli toplumsal kesimler ve hafıza dilimlerini yine kozmopolit bir adres olan Beyoğlu’nun bu tarihi ve görkemli sergi alanına taşıyarak, ziyaretçinin ‘eser’ ile kurduğu iletişime sosyal, ahlakî ve karşılaştırmalı birer etki aşılıyor. Rengin, dokunun, simanın, yaşın ve kökenin birbiriyle dans ettiği balo salonunda sergiyi izlediğiniz sırada ayrıca, Dr. Catherina Bellenetti de şu saptamalarıyla sizi bir kat daha tatmin ediyor:
 
“(...) Altı büst, geçmişteki heykeltıraşların insan acısı, dayanıklılık ve umut gibi temaları nasıl ele aldıklarına dair bir araştırma niteliğinde. Michelangelo, Rodin ve klasik ustalara atıfta bulunan Petridis, çağdaş keşiflerini, Antik Yunan’ı, Rönesans’ın altın çağını ve 19’ncu Yüzyıl’ın sonlarını hayalî bir çizgiyle birbirine bağlıyor.
 
Onun çağdaş izleri, heykel pratiğine kişisel ama evrensel bir karakter katıyor. Böylece ziyaretçiler, yalnızca Yunan tarihinin önemli olaylarını araştırmakla kalmayıp, Petridis’in ilettiği evrensel mesajlar üzerinde düşünmek için de, eşsiz bir fırsata sahip oluyor. 
 
Petridis, sanatı aracılığıyla, kasvetli ve yıkık bir geçmişe karşı altın bir umudun zaferini somutlaştırmakta, kucaklamakta ve kutlamaktadır. Bize de kişisel bilinmeyen, keşfedilmemiş geçmişimizin izini sürmek, yeni benliğimizi eskisiyle birlikte kutlamak, yaralarımızı iyileştirmek ve onları parlak, yeni yollara dönüştürmek kalıyor.”
 
Bilgi: https://www.mfa.gr/turkey/tr/sismanogliomegaro
 
 
 
 
 
Etiketler: George Petridis  heykel  sergi