Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Şanlıurfa’da film festivali heyecanı

Şanlıurfa’da film festivali heyecanı

Şanlıurfa’da film festivali heyecanı17 Ekim 2024 - 04:10
Göbeklitepe Kültür Sanat Derneği tarafından organize edilen ve bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olan Göbeklitepe Uluslararası Film Festivali, yurt içinden ve yurtdışından sinemaseverleri 24-27 Ekim tarihleri arasında Şanlıurfa’da buluşturmaya hazırlanıyor.
Ana destekçileri arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ve Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesinin yer aldığı 3. Göbeklitepe Uluslararası Film Festivali ayrıca Şanlıurfa Valiliği ve Harran Üniversitesinin de katkılarıyla gerçekleşiyor.
 
Her yıl yüzlerce film başvurusu alan festivalde bu yıl 390’dan fazla film başvurusu alındı. Festivalde jüri üyeleri tarafından değerlendirilen filmler Ulusal Kısa Film Kategorisi, Uluslararası Kısa Film Kategorisi, Arkeoloji Ana Temalı Belgesel Kategorisi olmak üzere üç ana kategoride gösterime girecek. 
 
Festivale dair tüm detayları festival direktörü Mustafa Deniz Doğan’la konuştuk.
 
 
Bu sene üçüncüsü düzenlenen Göbeklitepe Film Festivali’nin ana teması nedir? Festivale yön veren temel değerler ve amaçlar neler? 
 
Festivalimizin belgesel kategorisinde ana teması arkeoloji. Ve bu değişmeyecek bir temamız.  Ulusal ve uluslararası kategorisinde böyle bir tema sınırlamamız yok. Ama Göbeklitepe’nin kültürel derinliğinden dolayı insanlık tarihine dair hikâyeler bizim için son derece önemlidir. Festival, Göbeklitepe’nin tarihi ve kültürel önemini dünya çapında tanıtmayı, bu mirası gelecek nesillere aktarmayı amaçlar. Farklı kültürler, milletler ve topluluklar arasındaki diyalogu teşvik eder. 
 
Göbeklitepe gibi tarihi bir mekânın festivalinize ev sahipliği yapmasının anlamı nedir? Bu tarihi yerle festival arasındaki ilişkiyi nasıl tanımlarsınız?
 
Göbeklitepe’nin binlerce yıllık tarihiyle festivalin hikâye anlatma arzusunun birleştiğini söyleyebilirim. Göbeklitepe 12 bin yıllık geçmişiyle dünya tarihini baştan sona değiştirdi. Festivalimiz adını buradan aldığı için de o ağırlığın farkındayız. Bunu festivalimize başvuran kalite yapımlardan görebiliyoruz. İnsanlar festivalimize katılıp Göbeklitepe’yi ziyaret etmeyi çok istiyor. Biz de güzel bir film seçkisi ile halkı bir araya getiriyoruz. Festivalimizin programımızın bir parçası olan Göbeklitepe Turu, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi ve Şanlıurfa Mozaik Müzesi’ne davetlimiz olan yönetmenleri, oyuncuları, yapımcıları ve sinema yazarlarına güzel bir gezi sunuyoruz. Festivalimizin açılış ve kapanışını ilerleyen zamanlarda Göbeklitepe’de yapmayı çok istiyoruz. Kazılar devam ettiği için şu an böyle bir istekte bulunamıyoruz. Ama ilerleyen yıllarda Göbeklitepe kazı alanına zarar vermeyecek şekilde açılış ve kapanış törenlerimizi Harran Ovası manzarası eşliğinde orada yapmayı çok istiyoruz.
  
 
Festival programında öne çıkan yerli ve yabancı filmler hangileri? Seçkiler yapılırken hangi kriterlere dikkat ediyorsunuz? 
 
Festival Açılış Filmi: “Tereddüt Çizgisi” - Selman Nacar (Oyuncular: Tülin Özen, Erdem Şenocak) Gösterim sonrası yönetmen ile söyleşi
 
Özel Gösterimler: “Yakamoz” - Ali Kerem Gülerman (Oyuncular: Yetkin Dikinciler, Nur Gürkan) Gösterim sonrası yönetmen ile söyleşi
 
 “Alien” (The Other) - Özgür Seyben, Patricia Riggen
 
Ulusal Kurmaca Filmleri Seçkisi: “Yavru Karınca”-Derya Uygurlar, “Hangi Gece Büyüdüysem”-Onur Güler, “Teamül”-Ali Rıza Bayazıt, “Hayırlı Olsun Ziyareti”-Muaz Güneş, “Mori”-Yakup Tekintangaç, “Dank”-Tuvana Simin Günay, “Tablo”-Kadir Eman
 
Uluslararası Kurmaca Seçkisi : “Echo”- Charly Delporte, -12- Bahador Zamani, “Coup De Pouce”- Abdelkader Guıdoum, “Somewhere To Stay”- Amirhossein Hatami, “The Gold Teeth”- Alireza Kazemipour, “Habipti”- Antoine Stehlé, “47:10’:00’’”-Serna Amini, “Can You Keep A Secret?!”-Mohamed Elwy
 
Ulusal ve Uluslararası ‘Arkeoloji’ Temalı Uzun Metraj Belgesel Seçkisi: “Midas’ın İzinde”-Kadir Uluç, “The Villa Of The Centaurs”-Raul Losada, “Heraion Teikhous’un Kadınları”-Özge Deniz Özker
Filmlerin seçilmesinde kurmacada kültürel çeşitlilik, toplumsal meseleleri işleyen, yenilikçi bir bakış sunan filmleri tercih ediyoruz. Belgesellerde ise arkeoloji temalı filmleri göz önünde bulunduruyoruz. Özel gösterimlerde ise daha çok Antalya Altın Portakal Film Festivali, Berlin Film Festivali, Venedik Film Festivali, Tribeca Film Festivali, Cannes Film Festivali, Sundance Film Festivali gibi festivallerde yarışan veya ödül alan yapımları tercih ediyoruz. Örneğin geçen yıl iki özel gösterimimiz vardı festivalde. Biri Ukrayna’nın Oscar adayı “Klondike” bir diğeri ise Filistinli yönetmen Elia Suleiman’ın Cannes Film Festivali’nde yarışan filmi “Burası Cennet Olmalı” adlı yapımlarıydı. 
 
 
Göbeklitepe Film Festivali, diğer film festivallerinden hangi yönleriyle ayrılıyor? Katılımcılara ve izleyicilere nasıl bir deneyim sunmayı hedefliyorsunuz? 
 
Göbeklitepe isminden de anlaşılacağı üzere bizi diğer festivallerden ayıran en önemli tarafı belgesel kategorimizin her yıl değişmeden arkeoloji temalı ulusal ve uluslararası uzun metraj belgesel filmleri kabul etmesi. Bu dalda verilen belgesel ödülümüzün adı ise Klaus Schmidt Belgesel Özel Ödülü. Festivale katılan konuklarımıza Göbeklitepe turu ile Göbeklitepe’nin etkileyici atmosferi ile unutulmaz bir gezi sunuyoruz. Festivali takip eden sinemaseverlere film izlemenin yanı sıra film öncesi ve film arasında enstrümantal müzik dinletilerimizde keyifli zamanlar sunuyoruz ki Urfa aynı zamanda  Kansas City, Belfast ve Da Lat gibi kentlerle beraber UNESCO Müzik şehri listesinde yer alıyor. Ve hatta festivalimizden bir gün önce yani 23 Ekim tarihinde Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi tarafından Urfa UNESCO Müzik Şehri Lansman programı gerçekleştirilecek. Bunun yanında şehrin mutfağına da değinmeden geçemeyeceğim. Dünyanın en zengin gastronomisine sahip kentimizde akşam yemeklerinde birbirinden güzel yemeklerin tadına bakmadan şehirden ayrılmayın derim. 
 
 
Festivalde bu sene yapılacak etkinlikler nelerdir? Atölye çalışmaları, paneller veya sergiler gibi yan etkinliklerden bahsedebilir misiniz? 
 
Kültür İçin Alan programından dernek olarak aldığımız fon ile beş atölyeden kısaca bahsedebilirim. Avrupa’dan gelen profesyonel sinemacılarla beraber şimdiye kadar kısa film yapım ve görüntü yönetmenliği adında beş gün süren iki atölye gerçekleştirdik. Şimdi ise festival ile birleştirdiğimiz proje geliştirme ve film yapımı adında iki atölyemiz daha var. Şehir dışından da epey başvuru alıyoruz. Önümüzdeki günlerde katılımcılar belli olacak. Başvurularda her atölye için 20 öğrenci kabul ediyoruz. Filmi yarışan veya özel gösterimi yapılan yönetmenlerle film sonrası söyleşi ve ardından soru-cevap yapıyoruz ve yarışan tüm filmlerin afişlerini avluda sergiliyoruz. 
 
 
Göbeklitepe’nin yerel topluluğuna ve Türkiye’nin kültür sanat hayatına olan katkılarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Festivalin bölgeye sağladığı sosyo-ekonomik katkılar hakkında ne düşünüyorsunuz?
 
Festivalimiz, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Göbeklitepe’nin dünya çapında tanıtımına katkıda bulunuyor. Uluslararası katılımcılar tarihi değiştiren bu bölgenin kültürel mirasının farkına varıyorlar. Festivalimizin sloganı olan ‘’sinema sanatı ile kültürel mirası buluşturan festival’’ buradan geliyor. Festival sinema sanat tutkunlarını kente çekerek bölge turizmine önemli bir ivme kazandırıyor. İstanbul ve Antalya gibi şehirlerin dışında, ülkedeki farklı bölgelerin de kültür sanat merkezleri haline gelebileceğini göstererek çeşitlilik ve zenginlik katıyor. 
 
 
Göbeklitepe Film Festivali, genç sinemacılara ve bağımsız yapımlara nasıl bir platform sunuyor? Bu sene genç yetenekler için özel bir kategori veya program var mı?
 
Üçüncü yılımız olduğu için aslında çok genç bir festivaliz. Ama bu kadar kısa sürede bir yıl boyunca sinema profesyonelleriyle harika atölyeler yaptık ve yapmaya da devam ediyoruz. Seçkimiz daha çok gençlerden oluşuyor diyebilirim. Örneğin kısa film atölyemize katılan 16 yaşındaki bir katılımcımız festivalimizde yarışması için film çekip gönderdi. Bunlar güzel ve mutluluk verici şeyler. Aynı zamanda Harran Üniversitesi sinema öğrencileri de yarışma için film çekip göndermişlerdi. Bu dinamikleri tetiklediğimizi gördüğümüz zaman doğru yolda olduğumuzu düşünüyorum.  Onun dışında şehre film çekmeye gelen yerli ve yabancı sinemacılar bize ulaştığında biz elimizden gelen her şeyi yapıyoruz burada ev sahibi olarak.  Urfa çok sinematografik ve film platosu gibi bir yer Orta Doğu’nun tüm unsurlarını içerisinde barındırıyor. Önümüzdeki yıl Avrupa Birliği’nden fon alabilirsek eğer genç sinemacılar için proje geliştirme atölyesinden sonra seçilen en iyi projeye fon verebiliriz. Bunun yanı sıra çocuk filmlerini göstermeyi çok istiyoruz. Göbeklitepe Kültür Sanat Derneği olarak yıl içerisinde festivalimizde ödül alan filmleri okullarda gösterim yaparak çocuklarla bir araya geliyoruz. Geçen yıl her ay bir okulda olmak üzere toplamda altı okulda film gösterimi yaptık. Çocuklardan harika geri dönüşler alıyoruz. Bu gösterimlerimiz festivalden bir ay sonra hemen başlıyor. Haziran ayına kadar gösterimlere devam ediyoruz. 
 
 
Geleceğe dönük olarak Göbeklitepe Film Festivali için nasıl bir vizyonunuz var? Festivalin ilerleyen yıllarda nasıl evrilmesini öngörüyorsunuz?
 
Festivalin gelişimini sürdürülebilir bir şekilde büyütmeyi, uluslararası düzeyde daha geniş kitlelere ulaşmayı ve daha fazla sanatsal işbirliği yapmayı amaçlıyoruz. İlerleyen yıllarda daha çok sinemacıyı bir araya getirip daha büyük kitlelere hitap eden bir festival olmak istiyoruz. Tabii sanatseverlere filmlerin yanı sıra müziğin, panellerin, atölyelerin, sergilerin olduğu daha geniş çaplı bir platform sunmak istiyoruz. Örneğin bir hayalimi paylaşmak isterim: Festival açılışını Göbeklitepe Ören Yeri’ne yakın bir yere kurduğumuz bir sahne ile binlerce kişinin katıldığı bir açılışta Ludovico Einaudi veya Andrea Bocelli ile açılış yapmak.  
 
 
Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?
 
Ben uzun yıllar İstanbul’da yaşadım. Urfa’ya yerleşip ilk kısa filmimi çektikten sonra her gün burada ne yapabilirim diye kaygılanmaya başladım. Bence her insan yaşadığı yeri güzelleştirmek için elinden geleni yapmalı.  Kültür sanat alanında çok boşluk vardı ki halen çok boşluk var bence. Biz şimdilik sadece bir ucundan tutmaya başladık. Devam etsin diye de elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Festivalimiz dört gün sürüyor ama inanın on ay çalışıyoruz o dört gün güzel olsun diye.
Buradan Urfa’yı daha güzel yerlere taşımak için kaygı duyan ve mücadele eden herkese sesleniyorum. Birilerimiz kültür merkezi isteyelim, birilerimiz devlet tiyatrosu isteyelim, birilerimiz tramvay isteyelim, birilerimiz daha yeşil bir Urfa isteyelim ama kendimiz değil herkes için isteyelim.