Milliyet Sanat Dergisi, yaratıcılığını daha geniş kitlelerle buluşturmak isteyen ama şimdiye kadar buna fırsat bulamamış yetenekleri çağırıyor. İkinci kez düzenlenen “Heykelde Yeni Keşifler” yarışmasının amacı bu sanata gönül vermiş ancak henüz yeteneklerinin farkına varılmamış heykel sanatçılarının görünürlüğünü desteklemek, heykel sanatına yeni değerler kazandırmak.

Bu yıl sponsorluğunu Mesa Holding’in üstlendiği ‘II. Heykelde Yeni Keşifler’de dereceye giren 10 eser Eylül ayında sergilenecek. Kemer Country Club’da açılacak sergide, sanatseverlerin de ‘yeni keşifler’le tanışması sağlanacak. Eserler daha sonra Cemil Molla Köşkü bahçesinde sergilenmeye devam edecek. Detaylı bilgiyi www.milliyetsanat.com/yarismalar/heykeldeyenikesifler adresinden edinebilirsiniz. Yarışmaya katılmak için aynı adreste yer alan başvuru formunu doldurup eser fotoğrafı ve videosunu yüklemek yeterli. Jüri üyeleri yarışmanın önemini anlattı.

'Gençleri teşvik edecek’

Merkur Galeri’nin kurucusu, yarışmanın Seçici Kurulu üyesi ve danışmanı Sabiha Kurtulmuş: 

Türkiye’de heykel sanatı maalesef yeterince gelişmiş değil. Bunun başlıca sebepleri arasında heykel sanatının yeterince teşvik edilmemesi ve maddi imkânsızlıklar yer alıyor. Yeni mezun gençler daha çok belediyelerin teşvikleriyle sempozyumlara katılıp kamusal heykel alanında deneyim kazanmaya çalışıyor. Heykel sanatının gelişimi için gerekli olan çalışma ortamı ve malzeme tedariki de genç heykel adayları için oldukça zorlayıcı olabiliyor. Ülke genelinde yapılan ve üretimleri destekleyen heykel yarışmalarının arttırılması ve sürdürülebilir şekilde desteklenmesi de gençler için teşvik edici olacaktır diye düşünüyorum.

‘Yeni mezunlar daha cesur’

Sanatçı ve yarışmanın Seçici Kurulu üyesi Seçkin Pirim:

Son 10 yıldır Türkiye’de heykel hak ettiği yeri bulmaya başlamıştır. Üniversitelerin heykel bölümünden her sene mezun olan 4-5 öğrenciden ancak biri sanatına devam ederdi. Şimdi yeni mezun heykeltıraşlar artık daha cesaretle üretimlerine devam ediyor. Çok yetenekli gençlerin olduğunu görüyorum. Bu anlamda Türkiye’de heykel kazandığı bu ivme ile gelişimine devam edecektir. En büyük arzum da şehirlerde kamusal alanlarda çağdaş heykeller olması ve hayatın bir parçası haline gelmesidir.