Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Sanat 'Bloom' çağına giriyor

Sanat 'Bloom' çağına giriyor

Sanat 'Bloom' çağına giriyor12 Nisan 2025 - 10:04
Contemporary Istanbul markası ile 16 - 20 Nisan aralığında yapılacak CI Bloom etkinliği için geri sayım başladı. Fuara yükseköğretim düzeyindeki öğrenciler 17-18 Nisan’da ücretsiz ziyarette bulunabilirken BMW Türkiye imzasıyla 'Art Car' projesinin 50. yılına özel projeler de izlenebilecek. Fuar bu yıl ilk defa Artwide işbirliğiyle çevrimiçi bir müzayedeyle de adını duyuracak. CI ve CI Bloom Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli ile Başkan Yrd. Rabia Güreli, Milliyet Sanat’ın da sponsor olarak hazır bulunacağı uluslararası etkinliğin perde arkasından notlar sunuyor.
EVRİM ALTUĞ 
evrimaltug@gmail.com
 
Türkiye ve dünya güncel sanat ikliminin maddi ve görsel niteliğini, uluslararası konuk ve etkinlikleriyle her yıl gözler önüne sermeyi hedefleyen “Contemporary Istanbul” (CI) fuarı 20. yılını kutluyor. Etkinliğin öncülü sayılan CI Bloom (Bahar) ise İstanbul Harbiye’deki ICEC (Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı) uluslararası fuar ve kongre kompleksindeki Rumeli Salonu’nda, 16-20 Nisan aralığında bu yıl dördüncü edisyonunu sanatseverlerle buluşturmak üzere gün sayıyor. 
 
Bu yıl 52. yılını kutlayan Milliyet Sanat Dergisi’nin de basın sponsorları arasında yer aldığı dördüncü CI Bloom’a 26 galeri ve dört bağımsız sanat inisiyatifinin katılması hedefleniyor. Organizasyon şemasında CI Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli ile Başkan Yardımcısı Rabia Güreli ve Işık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman’ın yanı sıra, Emin Mahir Balcıoğlu, Ceren Çerçiler ve Oğuz Satıcı’nın emek vererek başını çektiği fuar bu yıl ayrıca uluslararası çevrimiçi müzayede platformu Artwide ile işbirliği doğrultusunda yapılacak bir işbirliği ile de dikkat çekiyor. 
 
Buna göre CI Bloom’da yer alan sanatçıların, fuarda sergiledikleri işler dışındaki seçili yapıtlarının Artwide işbirliğindeki özel bir ‘online’ müzayede ile yeni sahiplerine ulaştırılması hedefleniyor. CI Bloom ekibinin basına ve kamuoyuna verdiği bilgiye göre “...bu yenilikçi model; görünürlüğü artırmayı, satış olanaklarını çoğaltmayı ve dünya genelinden koleksiyonerleri yeni sanatçılarla buluşturmayı hedefliyor.”
 
 
Contemporary Istanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli 
 
Basın tanıtımı İstanbul Taksim’deki The Marmara otelinde yapılan oturumla yapılan CI Bloom kapsamında öte yandan yükseköğretim öğrencilerinin de 17 Nisan Perşembe ve 18 Nisan Cuma günleri 18.00–20.00 saatleri arasında fuarı ücretsiz olarak ziyaret edebileceği müjdesi verilmiş bulunuyor. Güreli çifti düzenlenen basın davetinde CI Bloom’un vizyonu ve gündeme dair önemli bilgiler paylaşırken CI Bloom Yön. Kur. Bşk. Ali Güreli basına ve kamuoyuna özetle şu bilgileri aktarıyor:
 
“Bu yıl CI Bloom, İstanbul Kongre ve Sergi Merkezi'nin Rumeli Salonu'nda 26 galeri ve 5 sanat girişimini bir araya getirerek yenilik, yaratıcılık ve kültürel etkileşimin geliştiği dinamik bir buluşma noktası oluşturuyor. Borusan Otomotiv (BMW Türkiye), Pernod Ricard Türkiye, dünyanın en fazla destinasyonuna uçan havayolu şirketi Türk Hava Yolları ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) ile olan değerli ortaklıklarımız, çağdaş sanatın Türkiye’den uluslararası sahneye taşınmasını sağlarken, birlikte çalışma ruhumuzu da yansıtıyor.
 
İki temel hatta ilerliyoruz. İlki, dünya pazarlarını yakından takip etmek.  Bu yıl ilk kez gerçekleştireceğimiz bir başka önemli adım ise, fiziksel fuarla eş zamanlı yürütülecek online müzayede projesi. Aysun Yaşar’la birlikte yürüttüğümüz bu girişimde, ArtWide ile iş birliği yapıyoruz. Fuarda yer alan sanatçıların, fuarda sergilenmeyen, ama yine galerileri tarafından seçilen farklı eserleri, ‘online’ müzayede platformunda sergilenecek. Aynı tarihlerde başlayıp bitecek bu satış, sanatçılara ve galerilere ek gelir sağlamak, toplam satış hacmini artırmak amacını taşıyor.
 
 
Satış süreci tamamen dijital platform üzerinden, kurum tarafından yürütülecek. Galerilerin ekstra zaman ya da personel ayırmasına gerek kalmayacak. Ayrıca, ödemesi yapılmadan eser teslim edilmeyecek şekilde sistem kurulacak – bu, geçmişte yaşanan ödeme sorunlarını önleyecek.
 
Bu yeni sistem, fuara fiziken katılamayan ama ilgilenen koleksiyonerler için de büyük bir kolaylık. İstanbul’daki koleksiyoner veri tabanı yanında, ArtWide’ın dünya çapındaki 10 bini aşkın koleksiyoner ağı da bu sürece dahil edilecek.
 
Bu yeni model, fuarın erişimini genişletiyor, daha fazla izleyiciye ve alıcıya ulaşmasını sağlıyor. Zor bir yılın başında hem sanatçılara hem gönüllülere daha iyi olanaklar sunmayı hedefliyoruz. (...)
 
Bu sırada Art Car projesinin 50. yılına özel olarak,  Alexander Calder’in 50 yıl önce tasarladığı ilk aracı CI 2025’te İstanbul’da sergileyeceğiz. Bu fuarımızın 20. yılına denk gelen önemli bir kültürel katkı da olacak.
 
Bugün sanat fuarlarının sadece ticari platformlar olarak varlık göstermesi yeterli değil. Dünyada başarılı modeller, şehirle bütünleşen, kültürel deneyim sunan yapılar. Biz de Contemporary İstanbul ve Bloom projelerimizle, bu yolda ilerliyoruz.”
 
Bununla birlikte söz alan CI Başkan Yrd. Rabia Güreli ise eylülde hayata geçirmeyi hedefledikleri “Haliç Dijital Sanat Projesi” ile “Haliç Kıyı Şeridi ve İBB Su Deposu” tasarımlarına yönelik, şu açıklamaları iletiyor: 
 
“Sanatçılara sipariş üzerine üretim yapılacak projede, Haliç kıyısı, dijital ve ışıklı işlerle büyük bir açık hava galerisine dönüşecek. Sakin su yapısı ve tarihi dokusuyla Haliç’in seçilmesinin nedeni, İstanbul’un geçmişten bugüne gelen sanat-kültür eksenini geleceğe taşımak… Projenin artistik direktörlüğünü Ozan Türkkan, proje yöneticiliğini Burcu Türk Öztürkler üstleniyor. Küratörlüğü ise Berlin’de yaşayan Helena Nikonole yapıyor. Seçki, Sûrname metninden ilham alınarak hazırlandı. Sergilenecek tüm işler halka açık olacak. Her bir işin başında, anlatımı yapacak görevliler ve sanat öğrencileri olacak. Bu proje bölge halkını dijital ve ışık temelli çağdaş sanatla tanıştırmayı da amaçlıyor.
 
(Haliç Kıyı Şeridi ve İBB Su Deposu) projesi ise Unkapanı Köprüsü’nden başlayarak Tersane İstanbul’a kadar uzanan kıyı boyunca yer alacak eserleri kapsıyor. Ayrıca, karşı kıyıda bulunan 360° projeksiyon sistemine sahip İBB’ye ait su deposu da sergi alanı olarak kullanılacak. Burada yerel ve uluslararası genç sanatçılara açık çağrı yapılacak.”
 
 
Contemporary Istanbul Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Rabia Güreli
 
Rabia Güreli toplantıda ayrıca 6 Şubat deprem felaketi ardından Hatay’a giderek, bölgedeki genç sanatçı adaylarıyla temasa geçtiklerini de, şu detaylarla belirtiyor: 
 
“Güzel sanatlar öğrencilerinin sanatçı olmanın ötesinde başka mesleki yönelimleri de keşfetmeleri gerektiğine inanıyoruz. Bu doğrultuda, Hatay’daki Mustafa Kemal Üniversitesi iş birliğiyle sekiz hafta sürecek, 24 oturumluk ‘online’ bir eğitim programı başlattık. Programda şunlar yer alıyor: “Portfolyo” hazırlığı, “Artist statement” / Sanatçı Beyanı yazımı, Sosyal medya kullanımı, Kişisel gelişim ve Sanat alanındaki farklı meslekleri tanıtan söyleşiler…
 
Eğitimin sonunda öğrenciler dijital portfolyolarını oluşturacak. Jüri tarafından seçilen beş öğrenci İstanbul’a davet edilecek. Burada ders aldıkları isimlerle birebir görüşecek, galerilerle tanışacaklar. Program, iki sanatçının yer alacağı yüz yüze bir atölyeyle tamamlanacak ve katılımcılara üniversite onaylı sertifika verilecek.
 
Bu programın ilk adımı Hatay’da atıldı. Sonraki aşamalarda depremden etkilenen diğer şehirlerde ve Anadolu’daki diğer güzel sanatlar fakültelerinde devam ettirilecek. Hatta mimarlık fakülteleri için özel bir versiyonu da planlıyoruz.”
 
Ali Güreli’den şeffaf ve ilginç açıklamalar
 
Öte yandan CI Yön. Kurulu. Bşk. Ali Güreli, BMW Türkiye adına Gözde Günçe Gedik’in katıldığı, misafir ülke olarak bu yıl da ABD’nin seçildiği fuara ilişkin toplantıda Milliyet Sanat adına ilettiğimiz sorularımızı şöyle yanıtlıyor:
 
Toplantıda başlamadan evvel İBB’yi de son gelişmeler üzerine kullanıma alamadığınız fuar billboard tanıtımları üzerinden, üzülerek andınız. Türkiye ve Dünyada, hızla değişen yakın gelecekte, sunduğunuz bu Haliç projeleri üzerinden kurduğunuz bir B planınız var mıdır? Yine, CI Markası olarak Tersane İstanbul kompleksi üzerinde düzenlenen son CI fuarı, sanat dünyası ve kimi inisiyatiflerin tepkisini çekti. Bu tecrübe size ne gibi bir duruşla yansıdı ve yansıyacak? Bu durumun marka üzerindeki etkisi nasıl oldu? Zira galerilere baktığımızda gerçekten çok sayıda kurumun da yer aldığı görülüyor. Yani bu galeriler istese, fuarı mevcut koşullarda son derece hızla boykot edebilirdi. Ne dersiniz?
 
Tabii var. İBB ve ilçe belediyelerimizi de yok kabul etmiyoruz tabii ki. Ancak bu dönemde herhangi bir işbirliği yapmamız zor. Böyle bir talebimiz de olmuyor. Nitekim Haliç / Golden Horn’da aslında geçen Kasım’da bunu yapmaya karar verdik. Üst yönetimle bunu paylaştık. Çok da heyecan ile ele alırken, içinde bulunduğumuz bu sıkıntılı, üzüntülü döneme girdik. Ona rağmen, İBB altyapısı ile ilgili olarak, eserlerin Haliç’te yerlerine yerleştirilmeleri, çeşitli platformların bizlere tahsisi veya insan gücü ve bunun da korunması, güvenliği üzerinden ben bir desteği Eylül ayında temin edebileceğimizi düşünüyorum. Ama şu anda bunu yok kabul ediyor ve buna göre de tedbirlerimizi alıyoruz. Plan B dersek, Türkiye’de tabii ki çok önemli bir teknik donanım birikimi ve bilgisi var. Çeşitli firmaların da sponsorluklarını isteyeceğiz. 
 
Ama tanıtım meselesine gelince 20 küsur yıldır İBB’den tüm tanıtım desteklerimizi bugüne kadar aldık; Kadir Topbaş Bey’den de bu yönde desteğimizi aldık ve bu giderek son beş senede daha da kuvvetli biçimde arttı. Ama bunun yokluğunu kabul edemeyiz ve bunu bir şekilde çözeceğiz. Bu tanıtım meselesini, şimdilik sosyal medya ile çeşitli şekillerde çözeceğiz. Bu anlamda özellikle sizin varlığınız ve desteğiniz çok önemli. Bunları yazıp, insanlara ulaştırarak beraber yapacağız.
 
Öte yandan ben, sorduğunuz bu projenin (Tersane İstanbul’un) varlığını Türkiye’de tesadüfen ilk öğrenenlerden biri oldum. Bu güzel de bir anekdottur şöyle anlatayım: 2013’te biz Venedik Bienali’ne paralel olarak bir CI daveti yaptık. Bu davetin gecesi İstanbul’da Gezi süreci yaşandı ve TV’lerden bu durumu izledik. Sonra devamında 15 gün sonra da Haziran ortasındaki Art Basel’e biz ekip halinde gidecekken ben tek başıma gittim. Bu kapsamda Murat Tabanlıoğlu bana üzerinde çalıştığı, “çok güzel gel bak” dediği bir proje gösterdi. Bir ihaleye hazırlanıyorlardı. Bana “Ama bunun sizi çok ilgilendiren bir kısmı var,” dedi. Bu projenin ihale şartnamesinde 45 bin m2’lik kültürel yapı zorunluluğu var. Bunun içinde siz de yer alabilirsiniz,” deyince bunu öğrendik. Ama başından itibaren ve projenin içinde bulunduğumuz günlerde ilettiğiniz bu eleştiriler oldu. Hatta İstanbul Bienali / İKSV’de asbest nedeniyle orayı terk etti sonra da bir yıl sonra biz girdik. Biz, bu projeyi Tersane İstanbul ve onu yönetenler özelinde görmüyoruz. Burası, İstanbul’un bir projesi, bundan da öte dünyanın bir projesidir ve hiç biri bize ait değildir. O binalar bundan 100, 300, 500 sene sonra, yine yerlerini alacaklar. Burası yani Haliç, salt Tersane’den bahsetmiyoruz, İstanbul’un kalbi halini alacaktır. Bunun gibi, İBB’nin de Haydarpaşa Garı’na dair bir proje yaptığını ayrıca biliyoruz. Dolayısıyla burası, ne bize, ne gelecek kuşaklara, asıl dünyanın bir hazinesidir. Burası İstanbul ve dünyaya kazandırılacak bir şeydir. İstanbul ve Türkiye buradan büyük kazanç sağlayacaktır.
 
 
Soldan sağa: Rabia Güreli, Ali Güreli, BMW Pazarlama Direktörü Gözde Günçe Gedik.
 
Yine fuar misafirinin bu yıl ABD olacağını öğrendik. Peki fuara bu günlerde hangi ABD’yi, hangi galeri ve sanatçıları çağırmış durumdasınız?
 
Biz siyasi ve ticari ABD’yi çağırmadık ama son ziyaretimizde gittiğimiz Brooklyn Müzesi, The New Museum gibi kurumlarla görüştük. Yine Mayıs’ın dördünde, Guggenheim ile bir görüşme adına yola çıkıyoruz. Bunun gibi Alexander Calder Foundation ile görüşeceğiz. Onlarla sadece bir araba boyutunda değil, daha da yakından işbirliği yapmak için gidiyoruz. Çok önemli bir vakıf. Ve ABD’nin tabii, sosyal ve kültürel dünyasına yönelik bir çalışmamız var. Ve o dünyanın, sorunuzun içindeki ‘öbür Amerika’ ile olan rahatsızlıklarını yaşıyorlar ve kendilerinden bunu da dinliyoruz, dertleşiyoruz. Sanat galerileri tabii ki önemli ama bu müzelerin ayakta kalması ve daha büyük işler yapması için büyük hibeler yapan koleksiyoner, kurum ve kişileri, İstanbul’a davet ediyoruz. Şunu da paylaşmak isterim: İlk ve ikinci seyahatimizde çok olumlu bir karşılık aldık. Ben önemli bir kitlenin eylül ayında İstanbul’a seyahat edeceğini düşünüyorum. Burada İstanbul Bienali’nin ‘Altın Boynuz’un varlığı önemli. Yine, Bienal döneminde İstanbul’un önde gelen çağdaş sanat müzelerinin açacağı sergiler ve bunların duyurulması ile İstanbul’un eylül ayında kaynamasının, hepimiz adına iyi bir verecek olduğunu düşünüyorum.
 
CI Bloom 2025 katılımcı galeri ve kurumları
 
Galeriler: 44A/Sıtkı Kösemen, Anna Laudel Gallery, Art On İstanbul, BelmArt Space, Bozlu Art Project, C.A.M., Chi Art Gallery, DG Art Gallery, Dirimart, Galeri 77, Gülden Bostancı Gallery, Martch Art Project, Muse Contemporary, One Arc Gallery, Öktem Aykut, Pi Artworks, Pilot Gallery, Piramid Sanat, Rıdvan Kuday Gallery, RD Sanat Alanı, Simbart Projects, Summart, Taksim Sanat, The Key Art Gallery, Vision Art Platform, Zilberman – İnisiyatifler: Noks Art Space, Koli Art Space, Loading Art Space, Deha Çun. 
 
Bilgi: https://contemporaryistanbul.com/uploads/Bloom25-Katalog-27-03.pdf